Bursa
Açık
8.9°
Başka Gazete
Melike Nur Emir
Melike Nur Emir
mnemir76@gmail.com

Sanat da mı teknolojinin kurbanı?

2023.01.23 12:28 Son Güncellenme: 2023.01.23 12:28

21. yüzyıldayız. Çağımızın yegane gücü belki de teknoloji...

Teknolojinin bize sunduğu imkanlar çerçevesinde hayatımızı şekillendiriyor bununla kalmıyor kendimizi de bu unsurda biçimlendiriyoruz.

Hal böyleyken bireysel olarak üretkenliğimizden ne ölçüde bahsetmek mümkün bilemiyorum.

Teknolojinin geldiği boyut ise korkunç derecede seyrediyor. Bu noktada hayatın her yönüne tesir eden teknolojiyi görmek mümkün. Bu alanlar içerisinde güncel konulardan olan sanat camiası da var.

Sizinle bu yazımda sanatın geldiği noktaya ve teknolojinin bu işteki parmağına dikkat çekmek istiyorum!

Öncelikle sanatın gündelik yeriyle başlamak istiyorum. Evet, teknolojinin ekmeği yapay zekanın sanatla ilişkisi...

Teknolojinin somut gelişim örneklerinden biri de yapay zekadır. Yapay zeka, robot teknolojisinin insani faaliyetlerde bulunması olarak nitelendirilebilir. Yapay zekaya veriler yüklendiği takdirde özgün bir içerik sunar. Bu oldukça heyecan verici bir gelişme olsa da sanat ve yapay zekanın ilişkisi bu noktada komplekse girmektedir.

En net bir şekilde yapay zekayı ve sanatı birbirinden ayırmak mümkün.

Yapay zekaya veri yüklendiği takdirde eser üretmektedir. Yani her ne kadar insandan bağımsız gibi görünse de veriler için insana muhtaçtır. Ama sanat öyle mi?

Sanat, sanatı üreten kişinin (buna sanatçı diyoruz) hayal dünyasını, ideolojisini, yaratıcılığı kapsamında dilediği bir şekilde ifade etmesidir. İster yazılı ister sözlü olarak üretmesi söz konusudur.

Hatta öyle ki sanat eserine bakarak sanatçıyı tanıyabiliriz. Her sanatçının kendine özgü fırça vuruşları, ses tonları bulunmaktadır. Ve bu özgünlük sanatı ve sanatçıyı kendi kimliğiyle özgünleştirerek bütüncül bir bakış açısı sunmaktadır.

Yapay zekanın bir taklit olduğu da aşikardır. Hazır veriler üzerinden elde edilen bir eserin sanat olduğu düşünülebilir mi? Yapay zeka kendine ait bir bakış açısı geliştiremediğinden onu bir sanat akımına dahil etmek de mümkün değildir.

Belli mi olur yapay zekanın gelişmesi durumunda bağımsızlığını ortaya koyması beraberinde gelirse sanata olan katkısı tekrar tartışılır...

Elbette teknolojinin sanattaki etkisi sadece yapay zekayla sınırlı değildir.

Teknolojinin gelişmesi, sanatın artık dijitale taşınmasında da rol oynamıştır.

Metaverse ve NFT de bu noktada devreye girmektedir.

Adım adım gidelim. Önce metaverse...

Metaverse, aslında yeni bir kavram olmamasına rağmen son dönemde adından sıkça söz ettirmektedir. Nedir bu metaverse dersek şayet onu zihinsel bir gerçeklik olarak tanımlayabiliriz. Fiziksel gerçeklikten bağımsız olarak teknolojiyle kurgulanarak üretilmiş bir evreni ifade etmektedir. Daha da somutlaştırmak gerekirse zaman ve mekan kavramını ortadan kaldırmaktadır. Somut bir örnekle kafanızda netleştirmek istiyorum.

Birkaç ay önce metaverse dünyasına hızlı bir giriş yapan Kalben'i gördük. Kalben, metaverse evrenin sunduğu imkanlarla konser verdi. Peki, bunu nasıl yaptı? Kalben birçoğumuzun bildiği gibi şarkıcı bir sanatçıdır. Canlı olarak konser vermek yerine metaverse evreninde oluşturduğu bir kodla hayranlarına konser imkanı sundu. Bu oldukça yeni ve sıra dışı bir durumdu. Çünkü Kalben, kendine benzeyen bir avatar yaratarak ona metaverse dünyasında konser yaptırdı. Nasıl yani? Evet, sanatını teknolojiyle birleştirdi...

Peki, sıra geldi sürekli her yerde karşımıza çıkan NFT'ye...

NFT'yi tam şekilde kavram olarak tanımlamak mümkün değil. Çünkü birçok alanda karşımıza farklı şekilde çıkıyor. NFT de metaverse gibi dijital bir çağı ifade ediyor. NFT'nin dijital bir sertifika olduğunu ve böylelikle sanat eserlerin dijital alanda varlığını bulundurmalarını sağladığını ifade edebiliriz.

Teknoloji, sanatı her yönüyle kötü etkiliyor demek yanlış bir itham olur. Elbette sanatın dijital ortamlarda yer alması daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayarak niceliğini artırsa da teknolojiyle var olan sanatın niteliği konusunda ne yazık ki böyle söylemenin doğru olduğu kanısında şüphelerim var.

Herkes tarafından anlaşılarak kolay ulaşabilen sanatın, değerini sekteye uğrattığı görüşündeyim. Tabii ki sanatta meydana gelen ciddi maddi giderleri göz ardı etmemek gerekiyor. Sanatın dijital ortamda varlığı ise maddiyatına oldukça katkı sunuyor.

Bu noktada sanattan ne beklediğimiz devreye giriyor. Hep aynı içerik ama kolay ulaşılabilirlik mi yoksa özgün içeriğine ulaşmanın çetrefilliğinin verdiği kıymet mi...