Bursa
Az Bulutlu
16.2°
Başka Gazete
Melike Nur Emir
Melike Nur Emir
mnemir76@gmail.com

Mayıs'a giden yolda her şey mübah mı?

2023.04.17 09:49 Son Güncellenme: 2023.04.17 09:49

Seçime bir aydan az kaldı...

14 Mayıs'a doğru ilerlerken halkın nasıl bir yolu tercih edeceği ise seçmenlerin takdiri elbette.

Ama olaya bir de seçmeni yönlendiren etkenler gözüyle bakmak lazım.

Malum gündelik hayatımızda bir karar verirken kendi perspektifimiz hariç ya başkalarının fikirlerine danışıyoruz ya da fikrimizi yönlendirecek reklam / medya gibi unsurlara maruz kalıyoruz.

Son zamanlarda ise en büyük etkenin sosyal medya olduğunu da es geçmemek lazım.

Peki ya bu durum Türkiye'nin yoğun gündemi olan siyaset için de geçerli mi?

Seçim yaklaştıkça artan partilerin propagandalarını, seçim müziklerini, seçim sloganlarını hatta seçim zamanı televizyonlarını kaplayan reklamları görüyoruz.

Bunların halkı yönlendirdiği açıkça ortada; Muharrem İnce'nin dansının gençlerin akıllarına kazınması gibi...

Tabii ki bu etkilerin olumlu mu olumsuz mu olduğu tartışılır (!)

Yine de seçmenin bu uğurda manipüle edildiği aşikar.

Manipüle edildiğimize inancımın sebebi de şu; partilerin kendi çıkarları uğruna seçmenleri sosyal etkiye maruz bırakması.

Ne yazık ki bu sosyal etki de pek dürüst değil.

Öyleyse Mayıs'a giden yol da her şey mübah mı?

Bir partinin vaatlerini bildirirken bir başka partinin eksikliklerinden yola çıkıyor oluşu rekabeti daha da yaratıcı yapmıyor değil.

Kararsız seçmenlerin varlığı ise bu rekabetin ateşini harlayan etkenlerden belki de en büyüğü...

Reklam, medya ve sosyal medya gibi unsurlardan söz etmişken nasıl bu uğurda yönlendirildiğimize bakmak lazım.

Reklamlardaki sloganların güçlü sözlerinin yanı sıra reklamlarda yer alan insanların dış görünüşleri bile o kadar önemli ki.

Mutlaka herkesin bir kez bile olsa denk geldiği bir partinin seçim reklamında bulunan kişilerin halkın içinden özenle seçilmiş kişiler olduğu gözlemlenebiliyor; tesettürlüsü, açığı, yaşlısı, genci...

Basit gibi görünen bu reklamdaki tekniğin ise halkla özdeşleşiyor oluşunu göz ardı etmemek lazım.

Reklamların tek başına yeterli olmadığı bilinen bir gerçek.

İlk oylarını kullanacak olan ve büyük bir oy potansiyeli barındıran genç kesimi unutmamak lazım.

Genç seçmenleri manipüle etmenin yaşlı seçmenleri manipüle etmek kadar kolay olmayacağı belli.

Peki, yaşlılar kadar kolay olmasa da gençleri manipüle etmek gerçekten de zor mu? Yoksa gençleri manipüle etmenin yolu da sosyal medyadan mı geçiyor?

Bu sorunun cevabı mütemadiyen evettir, gençlerin sosyal medyayı aktif kullanarak seçmenliklerini tamamlayacakları açıktır.

Youtube gibi sosyal medya platformlarında yapılan siyasi programlar da yeni özgür medyayı destekleyen etmenler arasında yerini almış durumda.

Gençler bu platformlarda diledikleri soruları bağımsız bir şekilde siyasi kişilere yönelterek seçim konusunda ve seçim sonrası süreç için bilgilerini artırabilme isteği gençlerin seçim için verecekleri kararda öncelik taşıyor.

Tabii ki siyasi liderleri de sorularla terletmeleri cabası...

Her şeye kolay ulaşabiliyor olmak seçime ne katkı sunar bilinmez ama seçmenlerin kararlarını şekillendirecek oluşu su götürmez bir gerçektir.