Bursa
Açık
Başka Gazete
Melike Nur Emir
Melike Nur Emir
mnemir76@gmail.com

Kadınlar cam tavana sıkışıyor!

2023.01.08 09:17 Son Güncellenme: 2023.01.08 09:17

Çalışma hayatında hem kadını hem de erkeği görmek mümkün.

Peki, kadın ve erkeğin aynı standartlarda çalıştığını görmek mümkün mü?

İşte tam bu noktada perspektif sunmaya geldim size. Yeni bir nefes alarak, "cam tavanlar (camdan tavan)" sendromunu fark etmeye başlıyoruz!

Öncesinde sizi yapılan bir bilimsel çalışmanın sonucu ile karşılamak istiyorum. Belki bir çoğumuzun bildiği bir örnek ama yine de vereceğim örneğin bu durum ile ne kadar bağdaşacağını sizler de fark edeceksiniz.

Yapılan bir çalışmada bilim adamları pirelerin çok yüksek yüksekliklere zıplayabildiklerini yani bunu yapabilme doğaları olduklarını fark ederler. Birkaç pireyi deney için toplayarak 30 cm'lik bir cam fanusun içine koyarlar. Cam fanusun altında bulunan metal zemini ısıtarak pirelerde oluşabilecek davranışlar gözlemlenmek istenir. Sıcaklıktan rahatsız olan pireler cam fanusun içinde zıplamaya başlarlar fakat her biri her zıpladığında cam fanusun tepesine çarpar. Ne kadar deneseler de pireler için ne yazık ki durum hep aynı şekilde tekrarlanır. Böylelikle o cam fanusun içindeki pireler 30 cm'den daha fazla zıplamanın mümkün olmadığı noktasında koşullanır. Deney bir sonraki aşamaya geçer ve bu aşamada da camdan tavan kaldırılır yine aynı şekilde zemin ısıtılır fakat pireler cam tavan olmasa dahi 30 cm'den daha fazla zıplayamazlar. Çünkü pirelere öğretilen bir gerçeklik vardır ve pireler daha fazlasına cesaret edemezler.

Bu örnekle dile getirmek istediğim şey ise olayın tamamen zihnimizde şekillendiğidir. Çevresel faktörler ne olursa olsun zihnimize vurduğumuz her ket sonrasında durumun farklılaşması bile bizler için bir anlam ifade etmez.

"Camdan tavan" sendromu da kadınlar için tam olarak böyledir. Pireler için bilim adamları neyse kadın için de erkek ve toplum aynı frekanstadır.

Şimdi konunun derinine iniyoruz!

Kadınların ve erkeklerin yasal olarak hak ve hukuk bağlamında kimi görüşlere göre eşit olduğu söylense de biyolojik ve toplumsal bağlamda farklı olduklarını gözlemleyebiliyoruz. Elbette ki yaratılıştan gelen bir farklılık da söz konusu. Önemli olan bu farklılığı bilinçli bir şekilde hayata uyarlayabilmekte.

Toplumların geçirdikleri gelişim evrelerinde eğitim seviyesi arttıkça çalışma hayatına kadının da dahil olduğu aşikardır. Günümüzde birçok kadın, çalışma hayatında veya bulunduğu topluluklarda mesleki anlamda yeterliliğini gözler önüne sermesine rağmen erkeklere kıyasla göz ardı edildiğini düşünmekte. Bu durumun çifte standart oluşturduğu da görülmektedir. Bilinçli veya bilinçsiz gerçekleşen bu durum kadının çalışma hayatında motivasyonunu kırdığı gibi kendi benliğini de sarsar vaziyettedir.

Bazı kadınlar ise çalıştıkları kurumlarda diğer çalışanlarla arasındaki rekabetin cinsiyet bazlı olduğunu düşünerek ya katılamaz ya da istediği sonucu elde edememektedir. Bu durum kadınlar için toplumun erkek hegemonyası ile yoğrulduğunu ve toplumun erkek tarafından inşa edildiğini düşündürterek psikolojik olarak görünmez bir engel olan "camdan tavan" sendromunu meydana getirmektedir. Bu kavram, kadınların cephesinden toplumsal bağlamda, kişisel ön yargılarla ve kalıplarla yaratılan üst düzeylerdeki yönetim pozisyonlarına ulaşmalarını engelleyen görünmeyen soyut engeller olarak da tanımlanabilmektedir.

Tahmin edilebileceği gibi ataerkil toplumlarda kadın ve erkeğin aynı standartlarda olması takdir edilecek bir unsur değildir. Aksine kadını basmakalıp işlerde tanımlarlar. Günümüzde artık küreselleşmenin ve dijitalleşmenin etkisiyle de birlikte meydana gelen değişimler mesleki anlamda alternatifleri oluşturmuştur. Kişinin yapısını da etkileyen bu süreç, kadınların ve erkeklerin aynı sektörde aynı işi yapmalarına bile olanak sunuyor niteliktedir.

Tam da bu noktada cam tavan kavramının ortaya atılması iş hayatında kadınların etkin bir şekilde yer almasıyla doğru orantılı olarak ortaya çıkmaktadır. Çok sayıda kadın mesleki anlamda birçok faktörden dolayı engelleme, becerilerini kısıtlama, yeteneklerinin hor görülmesi gibi duygularla boğuşur. Bu durumda, toplum ve erkekler açısından, kadınlar için görünmeyen bir bariyer metaforuyla da ifade edilebilen "camdan bir tavanın" olduğu hissedilmektedir.

Her ne kadar son zamanlardaki araştırmalardan elde edilen bulgular bu durumun ortadan yavaş yavaş kalkmaya başlayıp kadınların dezavantajını yok ederek o camdan tavanlara sıkışan kadınları kurtarsa da yine de kadınların erkeklerden daha çok çalışma hayatında kendini kanıtlamaya çalıştığı algısını değiştirmemektedir.

Bu algıyı toplum yaratmaktadır. Toplumda çalışan kadına yaratılan algılardan birkaç tanesini örnek vereceğim. Ve sizler de göreceksiniz ki bu ifadeler kadına o kadar bağlanıp bütünleşmiş ki normalleşerek fark edilmez hale gelmiştir.

  • Kadın çalışsın ama evi de boşlamasın...
  • Evlenene kadar çalış tabii çocuk doğunca bırakırsın...
  • Kadın çalışırsa çocuğa kim bakacak...
  • Öğretmen, hemşirelik gibi meslekler kadın mesleğidir, kadın bunları yapsın...
  • Kadın işi...
  • Kız gibi...

Hayattan örnek verdiğim bu söylemler de bizlere gösteriyor ki kadınlar iş hayatında kendini mesleki anlamda kanıtlarken aynı zamanda da toplumun basmakalıp algılarına maruz kalmaktadır. Çalışma hayatını erkekle bağdaştıran bu düşünce kadınların sadece çalışma hayatında belli bir dönem var olabilecekleriyle sınırlamaktadır.

Cam tavanı sadece toplum yaratmaz kadın da işine ve kendine yabancılaşırsa bu cam tavanları kendi de yaratmaya başlar!

Cam tavanları kırmak mümkünken bu noktada ne kadar kadın ve erkeğin sürece göğüs gereceği de tartışmaya açık bir konudur. Her ne koşulda olursa olsun kadın ya erkeğin desteğiyle ya da erkeğin gösterdiği çabanın mislini göstererek kendini ispatlamak durumundadır. Bu sürecin de oldukça eforlu ve yorucu olduğu aşikardır.

Kadını camdan tavan arasından sıyıracak şey bireysel çabası değil toplumsal çabadır!