Bursa
Açık
4.7°
Başka Gazete
Melike Nur Emir
Melike Nur Emir
mnemir76@gmail.com

Eğitimle aramızdaki mesafe değişecek mi? Bursa'nın yarını da söz konusu...

2023.02.17 09:16 Son Güncellenme: 2023.02.17 09:16

Ülkece zor zamanlardan geçiyoruz...

Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla Elazığ ilinin de afet bölgesi olarak değerlendirilmesi ile birlikte 11 ile çıkan deprem afeti tüm Türkiye'yi derinden etkiledi. Deprem sonrası ülkede yardım noktasında seferberlik başlasa da alınan bazı kararlar ciddi bir biçimde eleştiri yağmuruna tutuldu.

Bu kararlardan biri de eğitimin yönetmeliğinde alınan kararlar...

İlk önce Milli Eğitim Bakanı Özer, deprem bölgesi olan 10 ilin dışında 71 ilde, okul öncesinden liseye tüm eğitim kademelerinde okulların 20 Şubat'ta açılacağını duyururken 10 ile ilişkin ise ikinci dönem tüm sınıf ve kademelerde devam şartı aranmayacağını da dile getirdi. Bu açıklamadan sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda geçerli olmak üzere eğitim 20 Şubat tarihine kadar ertelenmiş oldu.

Bu açıklamanın ardından gündemde üniversitelerin akıbeti yer aldı.

Karar Kimin Elinde?

YÖK tarafından açıklama beklenirken bizzat Cumhurbaşkanı tarafından tüm ülkede üniversitelerin bahar dönemi sonuna kadar uzaktan eğitim yoluyla eğitime devam edeceği açıklandı.

Daha sonra YÖK de bu kararı destekleyen bir yazı yayımladı.

YÖK tarafından beklenen bu açıklamanın Cumhurbaşkanı tarafından gelmesi kafa karışıklığına yol açmadı değildi elbette.

Kararı takiben üniversiteler birer birer uzaktan eğitime geçildiğini açıklama konusunda yarıştı.

Üniversite öğrencilerinin hayal kırıklığı da cabası...

Verilen kararın gerekçesi olarak da tüm üniversite yurtlarının depremzedeler için kullanıma açık olmasını sağlamak olduğu belirtildi.

Depremzedelere olanak sağlayan devlet, KYK yurtlarında kalan öğrencisinin eşyasını toplamasına zaman tanımadı şeklindeki iddialar da sosyal medyada oldukça yoğun konuşuldu. Eşyalarını toplamak için öğrencilere verilen sürenin azlığı konusu tepki toplarken eşyalarını toplamaya gelmeyen öğrencilerin eşyaları da çöp poşetlerinde kendine yer buldu.

Akıllarda şu soru oluştu haliyle:"KYK yurtları olmasa depremzedeler ne yapacaktı? Devletin oteli, misafirhanesi yok muydu?" kaldı geriye cevapsız sorular...

Her ne kadar pandemide bulunduğumuz durum ve deprem felaketi farklılık gösterse de iki olay karşısında da eğitimin harcanan ilk kurşun olması gözlerden kaçmadı tabii ki...

Tam sular duruluyor derken birkaç üniversite YÖK'ün kararına bağlı kalmayarak hibrit eğitime geçtiklerini duyurdu.

Tekrar okullar yüz yüze eğitime dönecek mi?

İşte öğrencileri heyecanlandıran o gelişme meydana geldi...

Özellikle Twitter, deprem anından itibaren oldukça yoğun bir akışa sahipken o akışta okulların ne olacağı durumu da oldukça tartışmaya açık bir vaziyetteydi.

Akışta; eğitim bilimciler, profesörler, uzmanlar ve gazeteciler uzaktan eğitim kararına karşı fikirlerini ve eleştirilerini paylaştılar. Karar merciinin aksine hepsinin ortak noktası ise uzaktan eğitim kararının yanlış olduğu...

Her yönüyle düşünebilmek elbette çok önemli.

Okulların sadece saf eğitim merkezi olmaktan ziyade gençlerin sosyalleşebildiği, akranlarıyla ilişkiler ağı oluşturabildiği bir kurum olduğu da açıkça ortada...

Şayet okullar açılacaksa da KYK yurtları yerine depremzedelerin konaklayabileceği yerlerin de bir an önce ayarlanabilmesi önem arz ediyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, uzaktan eğitimi yanlış bulan siyasetçiler arasında yer almakla kalmayıp bu kararın değiştirilmesi için de çalışma yapan isimlerden biri.

Yavaş, "Biz Ankara'da öğrenci yurdu sayısı kadar konaklamayı sağlayabiliriz. Eğitimin devam etmesi lazım." sözleriyle KYK yurtları yerine alternatif yollarında varlığını gözler önüne serdi.

Eğitimle aralarındaki mesafenin değişmesi henüz belirsizliğini sürdürürken öğrenciler mağdur olmayacağı bir kararı dört gözle bekliyor...

Uzaktan eğitim kararının üniversiteler de yer alan bazı bölümler için nitelik düşürücü olduğu da aşikar. Bu durumu şehir bazlı ele alalım, Bursa ne olacak?

Bursa'nın yarını ne olacak?

Bursa'daki en köklü üniversite olan Uludağ Üniversitesi'nde yer alan uygulama derslerinin hayli önemli olduğu tıp fakültesi, diş hekimliği, mimarlık fakültesi ve mühendislik fakültelerinin uzaktan eğitim ile ders görmesinin yol açacağı sorunların bir hayli fazla olduğunu gözden kaçırmamalıyız. Örneğin yapı statiği dersini ekran karşısından alan bir inşaat mühendisinin 3 sene sonra imar projelerine imza atacağını unutmamalıyız.

Deprem bölgesinde yıkılan evlerin en büyük sebeplerinden birisi de eğitimsizlik değil miydi?

Bursa'nın da bilim adamları tarafından her fırsatta duyurulan ve oldukça yaklaştığı söylenen büyük Marmara Depremi'nden en çok etkilenecek şehirlerden biri olduğunu biliyoruz. Düzgün bir şekilde eğitilememiş bir mimar ve mühendisin inşa ettiği bir binada kim oturmak ister ki ?

Ancak biz her zamanki gibi dünü kurtarmak için bugünü ve yarını tehlikeye atıyoruz.

Görükle elimizden kayıp gitmemeli!

Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi ile birlikte tek mağdur taraf öğrenciler olmayacaktır. Bursa'da üniversite öğrencilerin yaşam alanı olan Görükle'nin esnafının ve işletmelerinin de ekonomik açıdan zora girmesi kaçınılmaz. Görükle'de sosyal ve ekonomik canlılığının birçoğunu öğrenciler oluştururken uzaktan eğitime geçildiği takdirde yaşamın yavaşlayacağı da aşikar hale bürünecektir.

Eğitimsizliğin ve denetimsizliğin faturasını neden bu sorunları aşacak olan yarınların gençlerini yetiştiren üniversiteler ödüyor?