Bursa
Parçalı Bulutlu
9.1°
Başka Gazete
Gülcan Tekin
Gülcan Tekin
gulcntekin@gmail.com

Bursa'nın 'şefkatli' belediyeleri...

2023.03.03 09:51 Son Güncellenme: 2023.03.03 09:51

Bursa'nın meşhur domuzları ve ayılarını bilmeyen yoktur.

Her yıl bu hayvanlar medyada haber olmak için sürü halinde kent merkezine inerler!

Tabii medyayı çok seviyor bu hayvanlar. Tek dertleri ünlü olmak!

Özellikle kent merkezine kadar inip kendilerini gösteriyorlar.

Yemek aramak gibi bir dertleri de yok (!)

Daha yakına gelelim hepimizin sokağında muhakkak sahipsiz kedi ve köpekler var.

Bu hayvanların da sizlerden gelecek bir kap mamaya ihtiyaçları hiç olmadı (!)

Peki, deprem öncesi Bursa'daki belediyelerin gündemini hatırlayan var mı?

Kar yağışı...

Bursa'daki belediyeler günlerce uyarı üzerine uyarı yaptılar. Nasıl "hazır" olduklarını gösteren haberleri paylaştılar.

Kamuoyunda "çalışan belediye" imajlarını sürdürmek için ise pek çok defa sahipsiz hayvanları kullandılar.

Bazı belediyeler sokak hayvanları için çeşitli noktalarda besleme yaptıklarını paylaşırken; 'Can dostlar', 'Belediye şefkati', 'sokak hayvanlarının yanındayız' kalıplarını deprem öncesi neredeyse her gün ısıtıp ısıtıp önümüze koydular.

Görünürde herkes doydu, herkes mutlu.

Sonra birden "can dostlarını" unuttular...

Evet depremlerin ardından ülkece seferber olduk. Yaraları sarmak için herkes elinden gelenin fazlasını yapmak için çırpındı kabul. Ama bazı belediyelerin yine kendine pay çıkardığı da inkar edilmemeli.

Yaptırılan haberlerin gündemi değişince sokak hayvanlarına ihtiyaç kalmadı.

Onları unutmaları yetmezmiş gibi depremden kurtarılıp kente getirilen hayvanları da pek düşündükleri söylenemez.

Hayvanseverler ve bazı iyi insanların kurduğu dernekler dışında kimseyi "can dostlarımız" derken göremedik.

Depremde onlar da yaralanıp evsiz kaldı.

Onlar da enkaz altında günlerce soğuğa, açlık ve susuzluğa direndiler.

Malzeme bulamayınca hayvanları besliyoruz haberlerine sarılan belediyelerin şefkati bu kadar mıydı?

Sırf kendilerini övecek haber yapmak için belediye çalışanlarını bir noktada fotoğraflayıp yarım kilo mama bırakmak yeterli çözüm sayılır mı?

Belediyelerin görevi haftada bir bırakılan mamalarla bitiyor mu?

İşini gerçekten yapana sözüm yok. Ama bir yerlerde yanlış ve eksik bir şeyler olduğu da apaçık ortada değil mi?

Vicdan sahibi vatandaşlar olmasa hayatta kalması mümkün olmayan o 'can dostlar' ile malum haberlerini nasıl yapacak bu belediyeler?

Çözümün kısırlaştırma olduğunu bile bile 2 kedinin önüne mama koydukları, sokakta yaşadığı bile şüpheli olan köpeklerin başını okşadıkları fotoğrafları paylaşıp sorunları 'çözdük' demek ikiyüzlülük olmuyor mu?

Ülkede son zamanlarda sokak hayvanlarına karşı bir nefret türedi malum.

Ülkedeki sanatçılar bile nefret kusuyor. Doğal yaşam alanlarından koparıp evcilleştirdiğimiz sonra da sokağa attığımız canlar için nefret duyuyorlar.

Kapısının önünde mama koydu diye kavga eden komşular...

Soğukta üşümelerine göz yummayan hayvanseverlerin siteye aldığı kedileri çuvalla toplayıp dağ başına atanlar...

İnsanlara saldırıyorlar deyip öldürenler...

Kutuplaştık. Her gün bu çözümsüzlük kavga getiriyor.

Halbuki çözüm çok basit: Belediyelerin sokak hayvanlarını kısırlaştırması.

İnsanların bu noktada birlik olması gerekiyor.

Aslında birbirimizle bağırmak yerine belediyelere bağırmalıyız.

Belediyelerimiz birlik olup toplu bir kısırlaştırma kampanyasıyla tüm bu kavgaları bitirebilir.

Sokak hayvanlarının şanslılarsa 4-5 yıl ömrü var zaten.

Şimdi bir kısırlaştırma hareketi başlatılsa tüm bu sorunlar birkaç yıla son bulacak.

Kısırlaştırma demek, hayvanları zehirlemek, itlaf etmek, toplamak gibi barbarca hareketlerin son bulması demek.

Şu an baktığımızda biz ne çocuklarımızı sokak hayvanlarından ne de sokak hayvanlarını insanlardan koruyabiliyoruz...

Belediyeler bu sorunu çözebilecek tek yer.

Ödenek yok gibi bahanelerin ardına sığınmak yerine ellerini taşın altına koymaları gerek.

Sonuç olarak kısırlaştırma ile seveni, sevmeyeni, korkanı korkmayanı, korumak isteyeni ya da istemeyeni herkes ortak bir çözüme kavuşacak.