Bursa'da su çeşmeden içilirdi ama eskiden!

Çok değil 20 yıl önce...

Her mahallede çeşme vardı.

Su kesintisinde mahalleli çeşmeye koşar evine su taşırdı.

Mesela ben hiç hatırlamam su satın aldığımı.

Sonra büyüdük...

Bizimle birlikte sanayi de büyüdü, kirlilik de...

Suyumuzu kirletenler "temizledik" deyip bize pet şişede su satmaya başladı.

Biraz düz mantık oldu ama olayın 20 yıllık özeti böyle.

Şimdi bambaşka bir sorunumuz var.

Bizim "temizlenen" suyumuz meğer o kadar da masum değilmiş!

Columbia Üniversitesi'nden araştırmacılar yeni bir yöntem geliştirmiş.

Bu yeni lazer görüntüleme yöntemiyle pet şişelerdeki nanoplastikleri görüntülemişler.

Sonuç çok çarpıcı!

Bir litrelik pet şişedeki suda 240 bin "nanoplastik" bulunmuş.

Sadece 1 litrede, hücrelerimizi tıkayabilecek (!) yaklaşık 240 bin nanoplastik!

Aynı araştırmacılar plastiğin boyutu küçüldükçe tehlikenin arttığını çünkü parçacık boyutu küçüldükçe insan vücuduna girme ihtimalinin fazlalaştığını açıklamış.

Bu plastikler kan-beyin bariyerini geçebilecek kadar küçük!

Yani yıllardır temiz su yerine plastik içiyormuşuz. Hem de her gün zamlanan plastik...

Şimdiye kadar bilmeden tükettiğimiz bu plastikler ne olacak peki?

Hemen onu da belirteyim.

Öncelikle binlerce plastiğin içme suyu ile girdiği vücudumuzda hızla yayılıp bağırsaklarda yiyeceklerin sindirilmesine yardımcı olan mikropları etkilediği düşünülüyor.

Uzun vadede ise beynimizin belirli bölgelerinde hücre kaybına neden olabileceği söyleniyor.

Bir de organ iflası konusu var...

Kana karışan bu plastiklerin zamanla organ iflasına yol açabileceği de öngörülüyor.

Ayrıca artan ölüm oranı ve doğum kusurları gibi sağlık risklerinde de bu minik ama korkutucu derecede tehlikeli plastiklerin parmağı var.

Yıllardır lıkır lıkır içtiğim plastikli suları düşündüm de...

Ne kadar plastik yuttuğumu ben hesaplayamadım.

Şimdi sizce vücudumuzun kaçta kaçı plastik?