Trafiği ulaştırmıyor...

Havası zehirliyor...

Sürekli kirletilen su kaynakları hoyratça tüketiliyor...

Tarım alanları işgal ediliyor...

Rant projeleri ile ova katlediliyor.

Düzensiz üretim tesislerinin önüne âdeta bilerek geçilmiyor.

Deprem tehdidini zaten kimse umursamıyor.

Bilim insanlarının olası felakette Bursa yok olur uyarıları dikkate alınmıyor.

Plansızlığa itilen şehrin ekonomi bağlamında büyümesi engellenerek Türkiye'nin millî hedeflerine de darbe vuruluyor.

İmar özelinde ise sayısız kent suçu işleniyor.

Korkunç şehircilik örneklerine en çok Bursa'da rastlanıyor.

Sözde dönüşümler kentin silüetini hançerliyor.

Orantısız yoğunluk artışları insanları perişan ediyor.

Bursa'nın göz bebeği gibi korunması gereken tarihî değerleri mahvediliyor.

Şehrin en önemli markalarından Bursaspor malum sanki kasten uçuruma sürükleniyor.

Seçim lansmanlarında verilen vaatlerin neredeyse hiçbiri yerine getirilmiyor.

Ankara merkezli yatırımlar da sürekli öteleniyor.

Kısaca Bursa, işte böyle bir tabloda yerel seçime gidiyor.

Hâliyle 14 ve 28 Mayıs'ın ardından ortaya çıkan sonucu hem iktidar hem de muhalefetin nasıl okuyacağı önem taşıyor.

AK Parti cephesinde kritik değişikliklerin kapıda olduğunu daha önce ifade etmiştik.

Zira Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her iki turu da farkla kazansa da Bursa'da AK Parti'nin 2018'deki %46.18'lik oy oranı yüzde 39'a geriledi.

17 ilçenin tamamında da ciddi oy kaybetti AK Parti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs zaferinden hemen sonra yerel seçimin startını verdi.

Esasen milletvekili seçiminden çıkan neticeyle birlikte iktidar başlattı iç muhasebeyi...

Milletvekili seçiminde bir anlamda yerel yönetimler de sınav vermişti.

Hizmetlerin yetersizliği büyük oy erimesini beraberinde getirmişti.

Ankara'daki toplantılardan gelen yeni bilgiler de köklü değişikliklerin habercisi.

Aslında bu kamuoyunun da beklentisi.

Bakalım sadece Bursa'da değil büyük oy kayıplarının yaşandığı diğer illerde de kabinedeki revizyon gibi yeni isimlerle yola devam edilecek mi?

Muhalefet cephesine gelirsek...

İYİ Parti kurultay kararı almıştı.

CHP'de de kongreler süreci başladı.

Yerel seçimde başarı isteniyorsa genel başkanlık tartışması gündeminin dışına çıkılmalı.

Sorunlara odaklanılmalı.

14 ve 28 Mayıs'taki yenilginin ana nedeninin söylemle eylemin örtüşmemesi olduğu hesaba katılmalı.

Değişimden kaçınılmamalı.

Bursa özeline dönersek sözde sosyal demokratlarla yollar ayrılarak ranttan uzak doğru adaylarla yola çıkılmalı.

Hak, hukuk, adalet, temiz siyaset anlayışı yaklaşımının altı doldurulmalı.

Uyumlu çalışacak bir yapılanma oluşturulmalı.

Geçmişteki hatalardan bari bu kez ders alınmalı.

Örgüt tercihini yaparken genel seçimdeki başarısızlığı sorgulamalı.

Aksi takdirde genel seçimde görüldüğü üzere iktidar oy kaybetse de seçmenin farklı ittifaka yönelmeyeceği unutulmamalı.

CHP Nilüfer cephesinde dikkat çeken paylaşım

CHP Bursa örgütünde seçimin ardından en çok konuşulan ilçelerin başında Nilüfer geliyor.

Çeşitli tepkiler dile getiriliyor.

Dün, Eski CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin'in seçim sonuçlarına yönelik yaptığı açıklama dikkatimi çekti.

Şahin, yukarıdaki tabloyu şu sözlerle paylaştı:

"Başarıyı ölçmenin temel kuralı ölçülebilir sayılara dönüştürerek analiz etmektir.

Grafikler de bu işi kolaylaştıran önemli araçlardır.

2007 seçimlerinde Gençlik Kolu Başkanıydım.

2011 ilk yönettiğimiz seçim, sonrasında 'güçlü mahalle örgütü' sistematiği ve seçim yönetim sistemi, 2015 ise yıllar süren çalışmanın hasadı.

Neymiş?

Liyakatli ekipler, doğru planlama ve üyesine sahip çıkan örgüt başarılı oluyormuş."

Şimdilik yorumu size bırakalım.

Nasıl olsa kongreler süreci boyunca daha uzun uzun konuşacağız.