Bursa
Parçalı Bulutlu
18.2°
Başka Gazete

Yerel seçimden önce Bursa'da yıkım hareketliliği!

2023.12.19 10:10 Son Güncellenme: 2023.12.19 10:32

Konu son olarak Bursa Su Kolektifi'nin hafta sonu düzenlediği panelde de gündeme geldi.

Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda yer alan "Kent içinde kalan sanayi alanları dönüştürülürken yeni ve yenilikçi üretim işlevlerinin korunarak geliştirilmesi için model oluşturulacaktır" tedbiri doğrultusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın koordinasyonunda yürütülen 'Kent İçi Sanayi Alanları Dönüşümü Model Çalışması' çarpıcı gerçeği aslında bir sene önce gözler önüne sermişti.

Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı'nın (BEBKA) Bursa'da imza attığı çalışma ile kent içinde Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) dışında tam 8 bin işletmenin sanayi faaliyeti yürüttüğü tespit edilmişti.

Geçtiğimiz yıl duyurduğumuz bu rapordaki sayı ne yazık ki yükseldi.

Zira tarım alanlarının plansız üretim ve depolama tesisleri tarafından işgal edilmesinin önüne geçilemedi.

Büyükşehir Belediyesi tarafından OSB'lerin dışında kalan bazı işletmelere bugünlerde yine yıkım ekipleri gönderildi.

Bunun üzerine birlikte hareket etme kararı alan bazı iş yeri sahipleri durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) bildirdi.

Firma yetkilileri, dün yaptığımız görüşmelerde konuyla ilgili şunları söyledi:

"Madem yıkacaklardı bize işletme ruhsatı neden verildi? Elektriğimizi, suyumuzu kim bağladı? Biz ihracat yapıyoruz. Bize sanayi imarlı yer gösterseler parasını verip gideceğiz ancak onu gösteren de yok. Bakanlarımız bu sorunu çözeceklerini söylemişlerdi, kimse harekete geçmedi."

Aralarında WhatsApp grubu da kuran, yıkım endişesi taşıyan 50'den fazla işletme sahibinin iddiasına göre kendilerinin görüştüğü Büyükşehir yetkilileri yer meselesinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nı (BTSO) suçluyor, BTSO yetkilileri ise yer tespiti yapılmadığı gerekçesiyle topu Büyükşehir'e atıyor.

BTSO, defalarca KOBİ OSB için talep topladı?

Peki, bu toplanan taleplerin ardından hangi adımlar atıldı?

İş yeri sahipleri, ovanın ortasında bulunan devasa kaçak fabrikaların her geçen gün büyüdüğünü ancak kimsenin büyük firmalara dokunamadığını da öne sürüyor.

Dün "Beşik gibi sallanıyoruz: Hatay'a girilemedi, Bursa'ya ulaşılabilecek mi?" başlıklı yazıda plansız üretim tesislerinin şehir için oluşturduğu riski detaylıca irdelemiştik.

Bursa'nın artık kronikleşmiş trafik, hava ve su kirliliği gibi sorunlarının kalıcı şekilde çözülebilmesi, tarım alanlarındaki işgalin son bulması için şehrin içinde sıkışıp kalan düzensiz üretim tesislerinin taşınması gerektiğini defalarca bu köşede belirtmiştik.

Taşınma için evvela bilim insanlarının rehberliğinde ortak akılla hazırlanacak bir çevre düzeni planına ihtiyaç bulunduğunu, Türkiye'nin en büyük 4. kentinin hâlâ süresi dolmuş 2020 Çevre Düzeni Planı ile yönetilemeyeceğini de kaydetmiştik.

Şu vakıa ile artık yüzleşilmeli:

Salt istemiyoruz yaklaşımı ile tarım alanlarını koruyamıyoruz.

Sadece plansız üretim tesislerini değil kanun ve yönetmeliklere aykırı şekilde hazırlanan planlı talan girişimlerini de önleyemiyoruz.

Bursa'da son derece tehlikeli kimyasallar ile üretim yapan; şehrin ovasını, ulaşımını, havasını, suyunu mahveden kaçak fabrikaları ve depolama merkezlerini ortadan kaldırmak gerekiyor.

Ancak yerel seçimden önce işletmelere yer göstermeden yıkıma kalkışılması, yıkımlardan belli firmaların nedense muaf tutulması soru işaretlerini artırıyor.

Kent yöneticileri Bursa'nın en önemli sorununu daha fazla görmezden gelmemeli.

Taşınma taahhüdü veren iş yerlerine bilim insanlarının onayı ile oluşturulacak planlı alanlar gösterilmeli.

Ardından taşınmayan kim varsa işletmesi hiçbir ayrım gözetilmeden yerle bir edilmeli.

Aksi takdirde zedelenecek hakkaniyet duygusunun siyasi sonuçlarının olacağı da bilinmeli.

İnsanlara sorununuzu çözeceğiz denildiyse verilen sözler yerine getirilmeli.