Osmangazi'deki İsmetiye mahallesi...

Nilüfer'deki Tahtalı, Yaylacık, Ürünlü, Alaaddinbey mahalleleri...

Yıldırım'daki Samanlı mahallesinde bulunan muhtelif ada ve parsellerdeki bazı kaçak yapılar için harekete geçildi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından alınan Encümen Kararı'nda, "Belediye Başkanlığımızca ilgili ilçe belediyeleriyle yapılan yazışmalar ve Belediyesince yıkım kararı alınmasına rağmen, yasada belirtilen süre içerisinde Belediyesince yıkımları yapılmayan ya da kısmi yıkım yapılarak tamamıyla ortadan kaldırılmayan muhtelif kaçak yapıların 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 11. maddesi uyarınca ve 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesine istinaden, Büyükşehir Belediye Başkanlığımızca tahliye edilerek, yıkımlarının yapılmasına" ifadelerine yer verildi.

Kararın deprem kuşağında bulunan Bursa'nın nitelikli tarım arazileri başta olmak üzere Bursa ovası, sahil şeridi, plansız alanlar ve sit alanlarının korunması, belirtilen alanlarda herhangi bir yapılaşmaya müsaade edilmemesi adına alındığı kaydedildi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan başkanlığındaki encümenden karar oy birliği ile geçti.

Kararın ardından ilgili parsel sahiplerine yıkım tebligatları gönderildi.

5 gün içinde yıkın, yıkmazsanız biz yıkıp masrafları sizden tahsil edeceğiz denildi.

Ovanın çoğu yeri işgale uğramışken sadece bazı parseller için yıkım kararının uygulanması dikkat çekti.

Süreç iyi takip edilmeli.

Tebligat gönderilen parsellerin 5 gün sonra yıkılıp yıkılmayacağı incelenmeli.

Kararlı bir tutum sergilenmeli.

Pazarlık iddialarının önüne geçilmeli!

Diğer tüm kaçak yapılar için de aynı refleksle ilerlenmeli.

Bursa'da doğru mekânsal planlamaya imza atılmadığı müddetçe yıkımların ancak geçici bir tedbir olduğu da bilinmeli!

Öte yandan Büyükşehir Belediyesi ovayla ilgili hassasiyetini kendi planlama çalışmalarında da göstermeli.

Bilimsellikten uzak, sadece rantı odaklayan, şehri daha da içinden çıkılmaz bir noktaya sürükleyerek tarım alanlarını yok eden planlama çalışmaları artık bitirilmeli.

Örneğin, mahkeme süreci beklenmeden tamamlanan Samanlı'daki sözde lojistik projesine onay verip ovayı kendi ellerinizle katlettikten sonra kaçakla mücadele ediyoruz demek ne kadar samimi?

Yarın yargı sözde lojistik merkezle ilgili planlamayı iptal ederse Bursa'ya saplanan yeni katmerli hançer olan prefabrikler için de yıkım gerçekleştirilecek mi?

Yoksa kazanılmış hak var artık elleyemeyiz mi denilecek?

Bize bakınca bizi görünce iyi, bize bakmayınca bizi görmeyince kötü yaklaşımı Bursa'yı yeterince yok etmedi mi?

Size bakınca, sizi görünce şeftali bahçelerini katletmek reva mı şimdi!

Yeri gelmişken şunu da belirtelim:

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün 28.02.2023 tarihli yazısına binaen, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan tarafından Nilüfer Belediyesi'ne bir yazı gönderilmişti.

İlgili yazıda Ataevler mahallesi 1384 ada 2 parselde yer alan kentsel dönüşüme giren bir siteden söz edilmişti.

O yazıda "Ataevler mahallesi 1384 ada 2 parselde bulunan G ve H bloğun 8 katının yapı denetim firması olmadan yapıldığı, H bloğun ise İmar Kanunu'nun 32. maddesinin son paragrafına göre yıktırılmasının talep edilmesine rağmen yıktırılmadığı şikâyetlerinden bahisle kaçak olarak ilerlediği belirtilen G ve H bloklara ilişkin Belediye Başkanlığınızca herhangi bir iş ve işlem tesis edilip edilmediği (yapı tatil zaptı, encümen kararı, mühür fekki, ruhsat iptali, vb.) hakkında bilgi verilmesi, şayet herhangi bir işlem tesis edilmemiş ise 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 32. ve 42. maddeleri gereğince iş ve işlemlerin tesis edilmesi istenilmektedir" denilmişti.

Birilerinin tadilat ruhsatı ile işi çözeriz dediği de iddia edilmişti!

Ne oldu sahi?

Açıklar mı birileri?