Bursa
Açık
12.4°
Başka Gazete

TOKİ'ye sınırsız yetki! Hangi arazilere el konuluyor?

2023.04.07 12:17 Son Güncellenme: 2023.04.07 12:17

126 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, TBMM 27. Dönem 6. Yasama Yılı 85. Birleşiminde kabul edilerek kanunlaştı.

7452 Sayılı Kanun olarak geçen kararnameye göre OHAL kapsamındaki illerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TOKİ sınırsız inşaat yetkilerine sahip oldu.

Detaylandırmak gerekirse...

Kanunla koruma alanları yapılaşmaya açılacak, imar ve ihale mevzuatındaki gereklilikler yerine getirilmeksizin yapılaşma yapılacak, kamuya ait taşınmazlar devredilirken özel mülkler kamulaştırılacak!

Gelin söz konusu kanunun 4. maddesine bakalım:

"Köy yerleşme alanları dâhil belirlenen kesin iskân alanlarında ve mevcut kentsel alanlarda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanacak plan ve imar uygulamaları beklenmeksizin, jeolojik etüt raporu ve zemin etüt raporu doğrultusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanacak vaziyet planına ve düzenlenecek yapı ruhsatına göre uygulama yapılır. Bu alanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca onaylanan plan ve parselasyon planlarında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun plan ve parselasyon ile ilgili işlemlerindeki askı, ilan, itirazlara ilişkin hükümleri uygulanmaz."

Askı, ilan ve itirazlara ilişkin tüm hükümlerin asla taviz verilmeden uygulanması gerekirken bu hükümleri ortadan kaldırmak vahimdir.

Aynı zamanda Kahramanmaraş merkezli son depremlerden hiç ders alınmadığını da göstermektedir.

Türkiye'yi felakete plansızlık sürüklemedi sanki!

Bilimsellikten uzak şehirleşme yüzünden on binlerce insan hayatını kaybetti.

Yerle bir olan kentleri hızlı şekilde ayağa kaldırma kisvesi altında yeni talanlara imza atılmasına asla müsaade edilmemeli.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, yasayla ilgili yaptığımız görüşmede çarpıcı bilgiler verdi:

"Bu yasaya göre yerel yönetimler ve diğer kamu kurumları tamamen devre dışı bırakılarak plan, imar, ruhsat ve uygulama ile ilgili yetkiler Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na verildi. Bakanlık adına işlemleri TOKİ'nin yürütmesi öngörülüyor. TOKİ bölgedeki orman, mera ve tarım arazilerine yapı yapma yetkisi elde ediyor. Ayrıca özel şahıslara ait mülkiyetlere acele kamulaştırma kararı ile el konulması da söz konusu. TOKİ'nin yapacağı inşaatlarla ilgili tüm hususlarda TOKİ yetkili kılındı. TOKİ'nin yetkileri ile diğer kanunlar çelişirse TOKİ'nin yetkilerinin esas alınacağı anlaşılıyor. TOKİ, anayasal ve hukuki düzeni yok sayan yetkiler ile donatıldı."

Muhcu, şöyle devam etti:

"TOKİ'nin sınırsız yetkileri nedeniyle bölgede şimdiden birtakım sorunlar yaşandığını görüyoruz. Tarihî kent merkezlerinde 200 bin ve kırsalda 70 bin olmak üzere tek tip projelendirme ile betonarme konutlar yapılıyor. Bölgedeki yapı dokusunu, kent kültürünü yok sayan bir uygulama bu. Kentin bütününü dikkate almadan, bilimsel araştırmalar yapılmadan yer seçimlerinin yapıldığını görüyoruz. Yurttaşlara ait birinci derece tarım arazilerine el konulduğunu, buralarda inşaatlara başlandığını görüyoruz. Arkeololjik nitelikteki, yapı yasağı olan yerlerde de temel atma ve kazı işlemlerine başlanmış. Mutlak yapı yasağı olan yerlerde inşaat faaliyetleri yürütülüyor. Zemin araştırmaları için sondaj makineleri çalışırken, henüz zeminle ilgili veriler bilimsel olarak ortaya konmadan aynı anda aceleyle hafriyat yapılıyor ve temeller atılıyor. Göstermelik olarak sondaj makineleri çalışıyor. Burada açık bir hukuksuzluk var. Seçim sürecinde kalıcı konutlara başladık, yapıyoruz, yapacağız gibi kamuoyunda bir izlenim yaratılmak istiyor."

Öte yandan 7033 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Hatay İli, Antakya İlçesinde 307 hektarlık, tarihî kent merkezini ve Kurtuluş Caddesini de içeren alan 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli alan ilan edildi.

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, görüşmemizde, söz konusu kararnamedeki tehlikeye de dikkat çekti:

"Tarihî değerler ve kültürel varlıkların geleceği tehdit edilmektedir. Bölge, tarihsel ve mimari özellikleri göz ardı edilerek bir şantiye alanı hâline getirilmiştir. Konut alanlarının boşaltılması, bölgeyi ticaret ve finans merkezi olarak kurgulayacak yeni yapılaşma programları tarihî kent merkezinin kamusal alan olmaktan çıkmasına, yerinde iskânı sağlanamayan yurttaşların şehrin çeperlerine gitmek zorunda kalmasına sebebiyet verecektir."