Bursa
Parçalı Bulutlu
19.1°
Başka Gazete

Tehlikeli girişimler ve tutarsızlık Bursa'yı felakete sürüklüyor

2023.02.24 10:50 Son Güncellenme: 2023.02.24 10:50

Süresi dolan 1/100.000 Ölçekli Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı'nın ardından 2020'de yoğunlaşılan çalışmalara karşın, 2040'ı hedefleyen 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı hâlâ bitirilmedi.

Büyükşehir Belediyesi'nin hedefi 2023'ten önce planı meclise getirmekti.

Ancak söylemle eylem örtüşmedi.

Bu durumun ana nedeni şüphesiz şehrin geleceğinin değil farklı hesapların öncelenmesi.

2040 için paydaşlarla toplantılar düzenlenirken süresi dolmuş 2020 planında değişikliklere gidilmesi dikkat çekici.

Bahsettiğimiz değişiklikler Karacabey örneğinde gördüğümüz üzere Bursa ovasının sanayiye açılması gibi kent adına son derece tehlikeli girişimleri içeriyor.

2040 süreci sürüncemede bırakılırken perde arkasında sözde lojistik merkezler adı altında rant projelerinin kapısı da sonuna kadar aralanıyor.

Deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür bakın ne diyor:

"Marmara bölgesi üretim, sanayi ve ticaretin yüzde 60'ı ve daha fazlasını kapsıyor. Bu çarklar durduğu zaman, üretemez olduğu zaman bu ekonomiyi 2 sene içinde eski kapasite kavuşturamazsınız. 10 seneye kendine getiremezsiniz. Ekonominin çarklarının durduğu Marmara bölgesinde, Türkiye ekonomik olarak diz üstü çöker. Çünkü ekonominin beyni, atardamarı Marmara bölgesi, onu durdurduğunuzda Türkiye diz üstü çöker. Ekonomik bağımsızlığını yitirir."

Türkiye'nin sanayide lokomotif şehri malum Bursa.

Hâliyle depreme yönelik tedbirlerin bir an evvel alınması gerekiyor.

Kentle iç içe geçmiş plansız üretim tesisleri acilen şehir dışına taşınmalı.

Bunun için bilim insanlarının rehberliğinde doğru mekânsal planlamalara imza atılmalı.

Daha önce bu köşede defalarca dile getirdik.

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) dışında Bursa'da faaliyet gösteren 8 binden fazla düzensiz sanayi kuruluşu var.

Bazılarında son derece tehlikeli kimyasallar ile ciddi miktarda üretim yapılıyor.

Bakın bugünlerde Bursa'nın barajlarında su kalmadı.

Plansız sanayi kuruluşları şehrin su kaynaklarını hoyratça tüketmekle kalmıyor aynı zamanda kirletiyor.

Şehrin suyu kadar havası da mahvediliyor.

Trafik sorununun her geçen gün daha da perçinlenmesinin temelinde de plansız üretim tesisleri yatıyor.

Konunun elbette bir de deprem boyutu bulunuyor.

Olası felakette 8 binden fazla düzensiz sanayi kuruluşunun tahribata uğraması Bursa'yı tabiri caizse cehenneme çevirecek.

Bilim insanları, kentteki çok sayıda mahalleye uzun süre ulaşılamayabileceği uyarısını bu nedenle yapıyor.

Konunun ekonomik yönü şöyle dursun yaşanabilecek can kayıplarının boyutunu düşünmek dahi insanı ürkütüyor.

Öte yandan mevcut OSB'ler de artık şehir merkezi ile iç içe geçmiş durumda.

Bursa, çok ciddi deprem tehlikesi altındayken kentin olası bir felakette yıkıma uğraması Prof. Dr. Görür'ün de ifade ettiği gibi Türkiye ekonomisine büyük darbe vuracak.

Çok sayıda insanın yaşamını yitirmesinin yanında bir millî güvenlik riski ortaya çıkacak.

Tablo bu kadar netken Bursa Çevre Düzeni Planı'nın belirsizliğe sürüklenmesi, kent içindeki plansız sanayinin şehrin dışına çıkarılması için hâlen adım atılmaması kabul edilebilir mi?

Bursa'nın sürekli çelişkili ifadeler kullanan, tutarlı bir siyasi irade ortaya koyamayan yaklaşımlarla kaybedecek zamanı kaldı mı?

Gerçek kentsel dönüşümler için rezerv yapı alanlarına ihtiyacımız var.

Düzensiz sanayinin kent dışına taşınması, boşalacak alanlarda deprem etütlerinin eksiksiz yapılmasından sonra yoğunluk artışına sebebiyet vermeyecek dayanıklı konutların inşası için derhal kollar sıvanmalı.

Deprem tehlike durumu yüksek yerleri, elinizde kalan son kamu parsellerini de yapılaşmaya açmakla uğraşmayın.

Şehrin gerçek gündemine zahmet olmazsa artık odaklanın!

Bursa'nın geleceğini tehlikeye atanlar aslında Türkiye'yi tehlikeye attıklarını unutmamalı.