Dün bu sütunlarda yayınlanan "CHP ve İYİ Parti, Bursa'da beklediğini neden bulamadı?" başlıklı yazıda şu ifadelere de yer vermiştik:

"CHP bu seçimde 5 olan milletvekili sayısını 6'ya yükseltti.

Birinci bölgede Prof. Dr. Kayıhan Pala, Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Mehmet Atmaca seçildi.

Beklenti milletvekili sayısının birinci bölgede yükselmesiydi.

Ancak artış ikinci bölgeden geldi.

Hasan Öztürk, Cemalettin Kani Torun, Orhan Sarıbal milletvekili seçildi.

Mehmet Atmaca, Saadet; Cemalettin Kani Torun, Gelecek Partisi kontenjanı hâliyle CHP'nin milletvekili sayısı aslında 4'e indi.

Tam da bu noktada Orhan Sarıbal'a ayrı bir parantez açmak gerekli.

Bizzat kendi partisindeki bazı kesimler tarafından, sosyal medyada trol isimler vasıtasıyla yıpratılmaya çalışılsa da Genel Başkan Başdanışmanı, Parti Meclisi Üyesi olmasına karşın 3. sıraya konulsa da CHP'nin ikinci bölgede bir milletvekili daha kazanmasını sağladı."

Yazının yayınlanmasının ardından CHP'nin Bursa ikinci bölge 5. sıra milletvekili adayı Şahin Sevinç aradı.

Sarıbal'ın oyları artırmadığını aksine böldüğü iddiasını ortaya attı.

Şu ifadeleri kullandı:

"Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş ve Orhan Sarıbal diğer adayları ayrıştırdı. 10 aday vardı ancak sadece Sarıbal'ın broşürleri dağıtıldı. Diğer adaylar yok sayıldı. Rize Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu da Yıldırım'a geldiğinde Orhan Sarıbal'ı öne çıkarın telkini yaptı. Sarıbal 1 oyu iki oy yapamaz, zaten gittiğimiz yerlerde ona tepki vardı."

Orhan Sarıbal'ın güçlü bir figür olduğu ve ikinci bölgede oyları artırdığı yönündeki fikrimiz aynı.

Ancak şüphesiz Sevinç'in sözlerinin de üzerinde durulmalı.

Ayrıştırma iddiaları araştırılmalı.

Sevinç, konuşmamızda ayrıca "10 bin oyu senin yüzünden kaybettik diyen HDP beni hedefe koydu" dedi ve ekledi:

"Salon değil saha siyaseti yapmalıyız. Çalışmalarımızda AKP'nin güçlü olduğu yerlere yoğunlaşmalıyız."

Bu tespite katılmamak mümkün mü?

CHP'nin özellikle Nilüfer'deki bazı mahalle temsilciliklerinin (Altınşehir gibi) sadece kendi üyelerine 'kahvaltı' verdiği 'organizasyon'ların dışına çıkması gerektiği zaten örgüt içinde de dillendiriliyor.

'Biz bize' kahvaltılar, partinin oyunun yüksek olduğu yerlerde sadece fotoğraf çektirmekten ibaret olan sözde seçim çalışmaları eleştiriliyor.

Öte yandan Nilüfer'deki rant yapılanmasına karşı da öfkenin giderek arttığı gözleniyor.

28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından mezhepçilik iddiaları da CHP içinde çok konuşulacağa benziyor.

Bugün itibarıyla tartışmalar başladı.

İkinci turda başarı isteniyorsa 14 Mayıs'taki hatalardan ders alınmalı ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüksek bir motivasyonla arkasında durulmalı.

Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilse de seçilmese de Türkiye geneli Bursa özelinde CHP örgütünde ciddi değişikliklere ihtiyaç olduğu, yerel seçime köklü revizyonla gidilmesi gerektiği ise artık kesin şekilde ortaya çıktı.