Bursa
Açık
8.6°
Başka Gazete

Rant canavarının gözü Uludağ'da, talana izin verecek misin Bursa?

2022.12.22 10:49 Son Güncellenme: 2022.12.22 10:49

Konuyla ilgili ilk yazıyı geçtiğimiz 2 Şubat'ta kaleme almıştım.

Bursa'da senelerdir çevrenin korunması için büyük mücadele gösteren Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği'nin (DOĞADER) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler'le yaptığım görüşmenin detaylarını aktarmıştım.

Güler, Uludağ'da farklı kurumların söz hakkı olması nedeniyle yaşanan sıkıntılar gerekçe gösterilerek Alan Başkanlığı kurulmak istediğini söylemiş, şöyle devam etmişti:

"Uludağ'da aslında bir yetki karmaşası yok. Yetki Milli Parklar'da. Tek sorumlu o. Alan Başkanlığı oluşturularak Milli Park Şube Müdürlüğü devre dışı bırakılmaya çalışılacak. Alan Başkanlığı'nda belediye, turizmciler, otel temsilcileri yer alacak. Belediye ve turizmci anlaştığında Milli Parklar'ın söz hakkı kalmayacak. Oluşturulacak turizm bölgesi Alaçam'a kadar uzanabilir. 1., 2., 3., 4., 5. oteller bölgeleri oluşturulabilir. Betonlaşmanın, rantın önü açılacak. Uludağ'ın milli park hüviyeti yok olabilir."

22 Ağustos'ta yayınlanan yazımda da hazırlıkları süren Bursa'nın anayasası hüviyetindeki 2040 yılı 1/100.00 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı'nın taslağında da Alan Başkanlığı'na yer verildiğine değinmiştim:

"Bursa il geneli için de 2040 yılı için 4 milyon 250 bin kişilik nüfus öngörüldü.

Merkez Planlama Bölgesi'nde kentsel yerleşme alanlarının yenilenmesine, risklerin azaltılmasına, çevre kirliliğinin önlenmesine, yaşam kalitesinin artırılmasına ve turizme öncelik verilmiş.

Uludağ Milli Parkı ve Alaçam Bölgesi ise planda özel olarak işlenmiş.

Gelin Uludağ ile ilgili neler deniliyor bir bakalım:

"Uludağ Milli Parkı ve çevresinin uluslararası normlara uygun bir şekilde sürdürülebilir şekilde korunmasını sağlamak üzere hazırlanacak Yönetim Planı doğrultusunda, mevzuat ile belirlenmiş olan yetki ve sorumluluklar çerçevesinde tüm paydaşların etkin rol alabileceği Uludağ Alan Başkanlığı kurulacaktır."

Çevrecilerin 3., 4., 5., 6. oteller bölgesi oluşturulabilir, turizm bölgesi Alaçam'a kadar uzanabilir diye endişe ettiği, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nü etkisizleştirecek Alan Başkanlığı düzenlemesine planla resmiyet kazandırılmak istenmiş."

Uludağrant uğruna yok etme hevesinin geçmişi aslında köklü.

Ancak az önceki anımsatmaları yaptım, bilhassa son bir senedir talan arzusunun somutlaştığına dikkat çekmek istedim çünkü.

Meclis'te bütçe maratonu devam ederken, AK Parti Bursa milletvekillerinin imzasıyla Uludağ'da Alan Başkanlığı kurulması için hazırlanan yasa teklifi Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nda apar topar kabul edildi.

Teklif komisyondan geçmeden önce; Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu ile Türkiye Ormancılar Derneği, DOĞADER, Kamu Emekçileri Sendikası Türkiye Ormancılık Hizmetler Kolu, Bursa Akademik Odalar Birliği ve Bursa Barosu tarafından 'Uludağ Milli Parkı'nda Alan Başkanlığı İstemiyoruz' başlıklı bir basın açıklaması yapılmış, kanun teklifine neden karşı çıkıldığı detaylıca anlatılmıştı.

Çok önemli o açıklamanın bazı bölümlerini aynen aktarmak istiyorum:

"Uludağ 2543 metre yüksekliği ile Marmara Bölgesi'nin en yüksek dağı olup, 1320 çeşit bitki, böcek ile çok sayıda ve türde yaban hayvanına ev sahipliği yapmaktadır.

Birçok bilimsel araştırmanın da yapıldığı Uludağ Milli Parkı'nın %71'i tamamen orman örtüsü ile kaplıdır.

Geriye kalan bölümü ise üzerinde sadece Uludağ'da yetişen dünya literatüründe yer alan 32 endemik türün bulunduğu alpin çayır alanları ile kayalık alanlardır.

Bursa'mızın içme su kaynaklarının tamamına yakınını barındıran, su ihtiyacını karşılayan su kaynaklarına sahiptir.

Alan Başkanlığı için hazırlanan kanun teklifinde belirtilen komisyon ve danışma kurulunda yer alacak üyeler ağırlıklı olarak turizm ve ticaret sektörü temsilcilerinden oluşmaktadır.

Bu komisyonun alanda yapacağı uygulamaların Uludağ'ı korumaya yönelik olmayacağı açıktır.

Alan Başkanlığı ile yönetme biçiminin olumsuz örnekleri Kapadokya'da görülmektedir.

Uludağ Milli Parkı'nın endemik türlerinin ağırlıklı olarak bulunduğu 2100 hektarlık bölümünün yönetimi, kurulması istenen Alan Başkanlığı'na devredilecek ve bu alanda Milli Park Yasa'ları uygulanamayacaktır.

Alan Başkanlığı'nın içerisindeki Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlıkları üzerinde tam yetkili olması, bu sınırlar içerisindeki gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmaz mallar ile tesisleri kamulaştırma yetkisine sahip olması, burada yapılacak her tür ve ölçekte planların hazırlanması, uygulanması ve buna benzer daha nice kararların alınması ve uygulanması yetkileri ile donatılmış Alan Başkanlığı projesinin, Uludağ Milli Parkı'na çok büyük zararlar vereceği aşikardır.

Bu alanda yapılacak yeni otel zincirleri, yeni yerleşim yerleri, otoparklar, yeni yollar ve artacak nüfus, mevcut doğal dokuya büyük zararlar verecektir.

Bursa'mızı besleyen su kaynakları kirlenecek, endemik türler yok olacak, artacak yapılaşma sonucu bacalardan çıkan sıcaklık, Uludağ'ın kış aylarındaki ortalama ısı değerini olumsuz yönde değiştirecektir."

Özetlemek gerekirse...

Zaten uzun süredir sistematik olarak Bursa halkından çok sadece zenginlere hizmet etmesi için uğraş verilen Alan Başkanlığı ile Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğü devre dışı bırakılarak yeni otel bölgelerinin önü açılmak isteniyor.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un düzenlemeyi yakından takip ettiği iddia ediliyor.

Açıkçası temelde arzulanan 'yetki karmaşası var' bahanesi ile Uludağ'ı Millî Park hüviyetinden tamamen çıkarmak.

Böylelikle ağaç katliamları ile kentin akciğerlerini yok etmek kolaylaşacak.

Endemik türlerin üzerine beton yığınları dikilerek rantta boyut atlanacak!

Bakın bu fotoğraftakiler Uludağ Göknarı...

Kanun teklifinde 'çalılık' olarak lanse ediliyor söz konusu ağaçlar!

Kapadokya'nın başına gelenler falan şöyle dursun sadece bu fotoğraf dahi Alan Başkanlığı ile hedeflenenin ne olduğunu sizce de net şekilde gözler önüne sermiyor mu?

Bu büyük talana dur demek vicdan sahibi her Bursalının insanlığa ve doğaya karşı borcu!