Doğru mekânsal planlama eksikliğinden kaynaklı trafik, çevre, kentsel dönüşüm gibi kronikleşen problemlerin yanı sıra bilhassa Nilüfer ilçesinde kurulan siyaset üstü rant ittifakı da şüphesiz şehrin en ciddi sorunlarından biri.

'Sosyal demokratlık' kisvesi altında imza atılan sayısız kent suçuna, CHP Bursa örgütünde de büyük tepkiye yol açan ayyuka çıkan inşaat yolsuzluklarına dur denilmesinin vakti ise açıkçası çoktan geldi.

CHP'nin temsil ettiği bir belediyeyi âdeta müteahhitlerin yönetmesi kabul edilebilir mi?

Parkların dahi inşaat firmalarına verilmesi peki?

Eskinin marka kenti Nilüfer'in artık sadece akçeli işlerle gündeme gelmesi...

Çok sayıda mahallenin fahiş emsalli projelerle kelimenin tam anlamıyla talan edilmesi...

Tarım alanlarının işgali...

Dosya takipçiliği ile meşgul bazı isimlerin sosyal medyada kendi partisinin dürüst siyasetten yana temsilcilerini sürekli yıprattırmaya yeltenmesi...

Olacak iş mi?

CHP'nin yerel seçimde başarı gibi bir derdi varsa derhâl harekete geçilmeli.

Bazı adımların atılması için genel başkanlık yarışının bitmesi beklenmemeli.

İrade sergilenmeli.

Söylemle eylemin çelişmesinin halkta karşılık bulmadığı artık idrak edilmeli...

Bakın, Bursa'da giderek artan rant odaklı yapılaşmaya karşı cesur çıkışlar sergileyen MHP Nilüfer İlçe Başkanı Levent Karakoç'un dün yaptığı açıklama da dikkat çekiciydi:

Nilüfer Belediye Meclisi'nde Kayapa Çamlık'taki mülkiyeti belediyeye ait parsellerin, MHP dışındaki partilerin onayıyla satışa çıkarılmasına tepki gösterdi.

7 adet parseli, yaklaşık 278 milyon lira muhammen bedel ile satışa çıkardı Nilüfer Belediyesi.

Patron çıldırdı sanki!

Karakoç, "Nilüfer Belediyesi'ne ait parsellerin meclis toplantısında MHP dışındaki partilerin oluruyla satışına onay verilmiştir" dedi.

Mesajı aslında çok net değil mi!

"Yerel yönetimlerin finans ihtiyaçlarını elindeki gayrimenkulleri satarak karşılaması modern belediyecilik anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Gelişmiş belediyecilik anlayışında daha çok alan ve araziye sahip olmak genel kabul görmüş bir uygulamadır. Elimizdeki arazileri bugün satıp, yarın park ve yeşil alan yaratmak amacıyla kamulaştırmaya gitmek doğru bir yöntem değildir" sözlerinin üzerinde de düşünülmeli!

Yerel seçimden önce bu satışların hangi gerekçeyle yapıldığı incelenmeli!

Kayışoğlu: Dönem sınırlaması herkes için uygulanmalı!

Değişim tartışmalarının sürdüğü CHP'de Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu'nun geçtiğimiz pazar günü sosyal medyada yaptığı paylaşım dikkat çekti.

Kayışoğlu, CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel'in "İhanet; krala olur, padişaha olur. Demokrasilerde; itiraz, tartışma, oylama, seçim, delegenin kararı olur. Kimse delegeyi 'onlar seçti, bunlar seçti; sonuç belli noktasına' sıkıştırmaya kalkmasın. Ben bu delegeyi tanıyorum. Bu delege, Cumhuriyetin yüzüncü yılının delegesi, delegenin şah damarında vatan, millet, parti, Atatürk sevgisi atar. Bu delege kulağına üflenene değil; gözüyle gördüğünün, kulağı ile duyduğunun gereğini yapar" ifadelerinin yer aldığı videoyu "Delege..." başlığıyla yayınladı.

Kayışoğlu bu paylaşımıyla Bursa milletvekilleri arasında Özgür Özel'e açıktan destek veren ilk isim oldu.

Yaptığımız görüşmede şunları söyledi Kayışoğlu:

"Değişimi savunuyorum. Heraklitos'un da ifade ettiği gibi "Her şey değişir. Değişmeyen tek şey değişimdir." Solcuyum, sosyal demokratım diyen herkesin zaten değişimi savunması gerekir. CHP'de siyaset yapma tarzımızın değişmesi gerektiğine inanıyorum. Tüzük değişikliği gerçekleştirilmeli, ön seçimden taviz verilmemelidir."

25, 26, 27 ve 28. dönem Bursa milletvekili olarak şu sözleri de kayda değerdi:

"Dönem sınırlaması herkes için uygulanmalı. Belediye başkanlarından milletvekillerine, il, ilçe yöneticilerine kadar..."

Yerel seçim öncesinde dönem sınırlaması herkes için uygulanmalı sözünün altını çizerek Kayışoğlu'nun açıklamalarına dair yorumu size bırakalım şimdilik...

Nasıl olsa daha çok konuşacağız Bursa'daki siyasi gelişmeleri, CHP'yi ve değişimi...