Bursa
Açık
5.8°
Başka Gazete

Nilüfer'de ciddi zemin sıvılaşması iddiası! O mahalleler risk altında mı?

2023.02.23 10:56 Son Güncellenme: 2023.02.23 10:56

Bu topraklar şu ana kadar yeterince afet görmemiş gibi 'hatırlamak' için yine bir felaket yaşamamız gerekti ne yazık ki...

On binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan büyük yıkımın ardından deprem tehdidi; yeniden Türkiye'nin bir numaralı gündem maddesi.

Şehirlerin tahribata uğramasının ana sebebi şüphesiz siyasi onay mekanizmasından, planlama, inşaat aşamasına kadar uzanan ihmaller zinciri.

Felaket bölgesi yeniden inşa edilirken de deprem tehlikesi yüksek kentlerde benzer yıkımların önlenmesi için de artık bilim insanlarının rehberliğinde ilerlenmeli.

Geçmişte göz ardı edilen uyarılara da kulak verilmeli.

Şimdi...

Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer Belediyesi, Bursa Kent Konseyi'ne sunulan, içinde çarpıcı iddialar barındıran bir rapordan söz etmek istiyorum bugün size.

Rapordan detayları aktarmadan evvel de konuyu kısaca özetlemek istiyorum.

İddiaya göre Nilüfer'de son dönemde yoğun yapılaşmaya maruz kalan 23 Nisan mahallesinde bir inşaat için şantiye maksatlı kullanılan kuyudan elde edilen verilerde uzmanlar tarafından jeotermal aktivite ve depremsel hareketlilik tespit ediliyor.

Sondajdan alınan su numunesi; Sağlık Bakanlığı'nın akredite kuruluşu olan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından 27.11.2019 tarihinde yapılan analiz sonucu "mineralli akrotermal" su tanımını alıyor.

Geçtiğimiz sene Balıkesir'de meydana gelen, İstanbul ve Bursa'da da şiddetli hissedilen depremlerin ardından kuyudaki mineral değeri oldukça yükseliyor.

Gaz çıkışı meydana geliyor.

Hazine parselindeki kuyuda daha sonra başka bir inşaatın yapımına başlanıyor.

Bölgedeki inşaatların 20-25 metreye inen fore kazıklarından dahi su fışkırıyor.

Mahalledeki bazı binaların bodrumlarını jeotermal su basıyor.

Zaten kurum görüşüne başvurulması üzerine bölgede inceleme yapan Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün; Bursa Valiliği, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'na gönderdiği raporda da "Kuyunun gerek sıcaklığı gerek ise kimyasal içeriğinin çevresindeki sulara göre daha fazla miktarda erimiş madde içermesinden dolayı jeotermal kaynak olarak değerlendirilebilecek özelliklere sahip olduğu belirlenmiştir" ifadelerine yer veriliyor.

İlgili kurum ve kuruluşların bölgede değerlendirme yapması uygun olacaktır da deniyor.

Bölgedeki gaz girişinden kaynaklı risk Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer Belediyesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ile paylaşılıyor.

Zira bir deprem olmasa dahi bölgedeki binaların çökme riski olduğu iddia ediliyor.

Müfettiş incelemelerde bulunuyor ancak somut bir adım atılmıyor.

Bunun üzerine inşaat yetkilisi konuyu yargıya taşıyor.

Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor.

Hukuk mücadelesi Danıştay nezdinde hâlâ devam ediyor.

Ayrıca inşaat yetkilisi kendi jeoloji mühendisine bir rapor hazırlatıyor.

Bu rapor da yukarıda bahsettiğimiz kurumlara iletiliyor.

Gelin yazının devamına jeoloji mühendisi tarafından hazırlanan; Nilüfer ilçesindeki 23 Nisan, Altınşehir, Özlüce ve Yüzüncüyıl mahalleleri sınırları içindeki 2018 yılından sonra artış gösteren jeotermal aktivite ve depremsel hareketlilik konusunda bilgiler içeren rapordan bazı bölümleri aktararak devam edelim:

"Yapılan 6 metre derinlikli temel kazı faaliyetlerinden sonra yaklaşık 20 metre derinlikli 110 adet fore kazık uygulamasının birkaç tanesinden kazı alanının ortalarında havuz şeklinde bir doğal çıkış oluşmuştur. Havuzdan alınan su numunesinin ölçümlerinde 22,7 derece sıcaklık ve 950 mg/lt toplam mineral yapısı olduğu gözlemlenince, sondaja yaklaşık 40-50 metre uzaklıkta olduğu için sondaj ile aynı karakterde mineralli akrotermal su olabileceği ihtimali güçlenmiştir.

Daha sonra temel atma çalışmalarına geçilmiş, demir ve beton uygulamaları başlamıştır.

Fore kazıklardan dolayı oluşan jeotermal havuz içinden pompa tahliyesi ile jeotermal suyun uzaklaştırılması nispeten sağlanmış, kalıp çakma ve özel imalat çalışmaları ile jeotermal doğal çıkışı kontrol altına alma çalışmaları bitirilmiş gözükmektedir.

Fotoğraflardan anlaşılacağı gibi, jeotermal asidik mineralli çözelti olduğu için özel imalatı da aşarak tekrar havuzu doldurdu.

Örneklendirdiğimiz bu inşaat çalışması, aslında bahsedilen tüm ruhsat sahası için bir modellemedir.

Gelinen bu noktada bölgede yüksek katlı konutların temellerinden beton numuneleri almak ve zaman içerisinde zemin sıvılaşmasından dolayı konutların farklı oturmadan dolayı oluşabilecek eksenden ayrılma testlerinin İnşaat Mühendisleri Odası tarafından yapılması elzem olmuştur.

Ruhsat alanı içerisinde bulunan konutların zeminlerini tehdit eden jeotermal akışkanın, binaların fore kazıklarından ilerleyip temellerinde korozyon etkisi ile malzeme alterasyonunun engellenebilmesi için, kontrollü yani ağız emniyet vanaları kullanarak jeotermal sondaj kuyusu açılarak alttaki jeotermal rezervuar basıncı düşürülmesi sonucu jeotermal aktivite seviyesinin düşürülerek, bölgedeki binaların temel yapılarının altındaki zeminin kurutulması ve iyileştirilmesi sağlanabilir."

23 Nisan mahallesinden Özlüce'ye kadar uzanan banttaki binaların risk altında olduğu iddia ediliyor.

Acilen İnşaat Mühendisleri Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası'nın bölgede inceleme yapması, iddiaların doğruluğunu araştırarak kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor.

Yeri gelmişken İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın, Nilüfer'deki sıvılaşmaya sürekli dikkat çektiğini hatırlatalım.

Hatta Ercan, 2017'de şunları söylemişti:

"Nilüfer eski bir bataklık alanıdır. Bu bölge oturmamıştır. Onun için yer inceleme çalışmalarının çok iyi yapılarak, Nilüfer'in kentsel dönüşümünün sağlanması gerekiyor."

Bizim Nilüfer'i nasıl dönüştürdüğümüz ortada.

23 Nisan mahallesindeki yapımı süren fahiş emsalli inşaat iddialarını da araştırarak bölgeyi titizlikle incelemek şart.