Bursa
Parçalı Bulutlu
17.8°
Başka Gazete

Mevcuda teslimiyet zihniyeti Bursa'yı kaderine terk etti

2023.03.14 09:40 Son Güncellenme: 2023.03.14 09:40

Bursa'da, akıbeti belirsizliğe sürüklenen 2040 Çevre Düzeni Planı'na katkı sunmak amacıyla yaklaşık 2 yıl önce Bursa Ticaret ve Sanayi Odası İnşaat Konseyi, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanıp kamuoyu ile paylaşılan 'Kentsel Dönüşüm İlkeleri Raporu' aslında şehir adına tam anlamıyla yol haritası hüviyetindeydi.

Ortak akılla harmanlanan rapor çerçevesinde ilerlenseydi, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bugünlerde artan günü kurtarmaya yönelik söylemlerden ziyade eyleme geçmiş bir kentten söz edilebilirdi.

Ancak yerel siyasi aktörlerin öncelikleriyle şehrin gerçekleri ne yazık ki örtüşmedi.

Sadece deprem tehdidi değil; hava kirliliği, trafik keşmekeşi, su krizi...

Bursa'nın kronikleşmiş problemlerinin ortadan kaldırılması için uzun süredir doğru mekânsal planlamaya ihtiyaç varken yapılması gereken çalışmalar hep ötelendi.

Kent yöneticileri sorumluluk üstlenmektense mevcuda teslim olup yeni rant projelerine imza atmayı tercih etti.

Hâliyle yapı stoku bağlamında da son derece güvensiz şehirlerden Bursa'da gerçek dönüşümler yeterli düzeyde gerçekleşmedi.

Şimdi yazının devamında 'Kentsel Dönüşüm İlkeleri Raporu'nda yer alan önerilerden bazılarını aktaracağız:

"Kentsel dönüşüme ilişkin kanunların yeniden düzenlenerek, ilgili diğer mevzuatlar ile entegrasyonu sağlanmalıdır.

Kentsel dönüşüm alanlarındaki ruhsatlı yapılar ruhsat tarihinde yürürlükte bulunan İmar Yönetmeliklerine göre yeniden ruhsatlandırılmalıdır. (İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm alanları için bu kararı almıştır.)

Yapılacak olan projeler insan odaklı olmalı, mekânsal dönüşümün yanında, sosyal-ekonomik-kültürel özellikleri de içeren projeler oluşturulmalı, mevcut sosyal dokunun, yeni oluşacak dokuya uyumu sağlanmalıdır.

Yapılacak projeler kent odaklı olmalı, kent çıkarları ve kent rantı için yüksek yoğunluklu yapılaşma öneren projeler yerine, sosyal alan kullanımlarını destekleyici projeler oluşturulmalıdır.

Kentsel dönüşüm kavramı planlama bütünlüğü içerisinde, üst ölçekli planlardan başlayarak yer almalı, bütüncül planların stratejilerine uygun, onların işaret ettiği şekilde yönlendirilmelidir.

Yaşayanlara ilişkin sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik stratejiler ile programlar geliştirmek ve uygulamak da yerel yönetimlerin görevleri arasındadır. Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri siyasi dönemlere ya da kısa ihale süreçlerine sığdırılamayacak kadar kararlı, ciddi ve uzun erimli çalışmaları gerektirir.

Belediyeler uygulayacakları kentsel dönüşüm projeleri için merkezi bütçeden ilave pay almalı, alacakları bu paylar dönüşüm projesinin alan büyüklüğü ile orantılı olmalıdır.

Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçleri yaşayanlar ile birlikte kararlaştırılmalı, geliştirilmeli, planlanmalı ve yönetilmelidir. Süreçten herhangi bir kesim herhangi bir gerekçeye sığınılarak dışlanmamalıdır. Katılım modelleri, yaşayanların sosyal-kültürel ve ekonomik özelliklerine uygun olarak kurgulanmalı, bu tip pratiklere alışık olmayanlara karşı yaratıcı ve proaktif yöntemler geliştirilmelidir. İdarelere ilişkin ise meslek içi eğitimler uygulanmalıdır.

Kentsel dönüşüm ve yenileme süreçlerinin kamu yararı temelinde şeffaf, dolayısıyla geri bildirimleri yüksek, hesap verilebilir şekilde yönetilmesi gerekmektedir.

Kentsel dönüşüm uygulamaları kent içinde kaçak yapılaşma, zemin değerleri açısından sorunlu bölgelerin tasfiye edilmesinin bir aracı olarak kullanılmalı, burada yaşayan halkın mağduriyetinin giderilmesi ve yaşanabilir alanlara taşınması için kullanılmalıdır.

Kentsel dönüşüm projeleri, Bursa örneğinde yaygın olarak görüldüğü üzere parsel bazında değil en azından ada bütünü olmak üzere, esas olarak mahalle-altı/mahalle ölçeklerinde ele alınmalı ve kent bütünündeki etaplar buna göre yapılmalıdır. Bir kentin bir anda topyekûn dönüşümü söz konusu olmayacağı gibi tek tek parseller üzerinden dönüşüm de kentsel yaşam kalitesi ve afet riskleri üzerindeki olumsuz etkileri açısından kabul edilebilir değildir.

Sosyal-ekonomik düzeyi düşük grupların yaşadığı bölgelerdeki dönüşüm projeleri sosyal projelerle paralel olarak yürütülmelidir.

Kentsel dönüşüm süreci içinde yer alan aktörlerin (mülk sahipleri, onay mercileri, inşaat sektörü, meslek odaları, üniversite vb.) rolleri iyi tanımlanmalı ve etkin bir birlikteliğin geliştirilmesi sağlanmalıdır."

Merkezi bütçeden ilave payın haricinde kentsel dönüşümün finansmanı ile ilgili başka çok sayıda öneri de bulunuyor söz konusu raporda.

Detayları başka bir yazıda ele alacağız ayrıca.

Bu şehirde nasıl hareket edilmesi açıkken kentsel dönüşüm adı altında yerel yönetimlerin senelerdir neler yaptığı belli esasında.

Bursa'nın karnı fazlasıyla doydu rantı önceleyen popülist politikalara.

Şehrin artık kamudan yana tutarlı bir vizyona ihtiyacı olduğu ortada...