Orman yangınlarındaki söze gerek bırakmayan görüntüler...

Seller...

Depremler...

Türkiye'nin çaresizliğini gözler önüne seriyor yangınlar ve doğal afetler.

Çünkü plan nedir bilmiyoruz.

Vatandaşın can güvenliğini değil günü kurtaran politikaları önemsiyoruz.

Projelerde sadece rant hesabı yapıyoruz.

Bilim insanlarının uyarılarını dikkate almadığımız gibi yanlışları eleştirenleri ötekileştiriyoruz.

Kadrolarda liyakat aramıyoruz.

Neden bu hâle geldiğimizi ise hiç sorgulamıyoruz...

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki deprem toplam 10 ilde ağır tahribata yol açtı.

Bilhassa Hatay'la ilgili sosyal medyadaki paylaşımlar çarpıcı.

Aslında diğer illerde de manzara değil farklı.

Enkaz altında kalanlara neden ulaşılamadı?

Net şekilde görüldü ki Türkiye afet öncesine ne kadar hazırlıksız ise deprem sonrasına da yine en az o kadar hazırlıksız yakalandı.

Uzmanların senelerdir geliyor dediği depreme karşı hangi adımlar atıldı?

Toplanan vergiler ne amaçla kullanıldı?

Kamuoyuna açıklanmalı...

Bakın biliyorum söylemek acı.

Ancak önlem alınmazsa aynı son bekliyor İstanbul ve Bursa'yı.

Büyük depreme karşı uzun süredir uyarılarda bulunan Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, yaptığımız görüşmede şu ifadeleri kullandı:

"Bursa'da fay hatlarında çok ciddi yapılaşma var. Planlara fay hatları işlenmeli. Fay hatlarında yapılaşmaya izin verilmemeli. Denetleme ve depreme yönelik bir master planımız yok. Bursa'da yapıların çoğu mühendislik hizmeti almadı. Artık söylemi bırakıp, eyleme geçmemiz lazım. Bursa'yı etkileyip İstanbul'u etkilemeyecek depremler de bekliyoruz. 'Küçük Kıyamet' Bursa'da 1855'te olan deprem. Bursa'nın İstanbul'la bağlantısı kesilmişti. O dönem ovada hiç yerleşim yoktu. O zaman oluşmuş depreme 'Küçük Kıyamet' denmişti. Bugünkü Bursa'nın nüfusuna, kontrolsüz yapılan onlarca katlı binaların yer aldığı yerleşimine bakarsanız olabilecek bir depremin yol açabileceği zararı iyi düşünmemiz gerekir."

Er, yerel yönetimlerin depremi önceden tahmin etmek için para harcayacağına kaynaklarını kadrolarında yeterli sayıda jeoloji mühendisi çalıştırma, kentsel dönüşüm doğrultusunda kullanmalarını da önerdi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek'le de konuştuk dün.

Bursa'da akademik odaların kriz masası kurduğunu, süreci yakından takip ettiklerini söyledi.

Depremzedelere gönderilmek üzere çok ciddi yardım da toplandı.

Felaket bölgesindeki bilim insanlarıyla sürekli temas hâlindeler.

Yetkililere yardımcı olmak adına yoğun bir süreç yönetimi gerçekleştiriliyor Bursa'da.

TMMOB Bursa İKK, dün kaçak yapılara karşı göreve çağrı başlıklı bir açıklama yapacaktı ki Türkiye felaketi yaşadı.

Kahramanmaraş depremi şüphesiz o açıklamayı daha anlamlı kıldı.

Deprem ve kaçak yapılara karşı göreve çağrı açıklaması yarın gerçekleştirilecek.

Vali, kaymakamlar, belediye başkanları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine sorumlulukları hatırlatılacak.

Başkan Şimşek, "Planlama, proje ve uygulamada gerçekçi bir denetim süreci hayata geçirilmeli. Devletin topladığı vergiler gerçek kentsel dönüşümler için kullanılmalı. Belediyeler odaların önerilerini dinlemiyor. Şantiye şefliğini imzacılıktan çıkarmak, ilgili teknik akademik odaların tüm süreçlere dahil olmasını sağlamak gerekiyor. Yapı denetim süreci sadece özel binalar için değil kamunun inşaatlarında da hayata geçirilmeli" dedi.

Son depremlerde çok sayıda kamu binasının yıkıldığını düşünürsek haksız değildi.

Yarın, TMMOB Bursa İKK'nın açıklamasını takip edecek, Başkan Şimşek'in dikkat çekeceği hususların detaylarını da size bu köşeden aktaracağız.

İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ülkü Mercan Küçükkayalar ise görüşmemizde "1999'dan beri deprem güvenliğine harcamamız gereken kaynaklarımızı çarçur ettik. Bunun acısını çekiyoruz. Kentsel dönüşüm kanununun çok akılcı, ranta sebep vermeyecek çözüm odaklı bir kanun hâline getirilmesi gerekiyor. Bursa'nın yapı envanteri çıkarılmalı. Riskli yapıyı tespit ettiğinizde anında boşaltılması lazım. Ancak yerel yönetimlerin bu eylemi gerçekleştirecek iradeleri yok. Vatandaşın riskli binasını hemen boşaltması için belediyeler başka yer göstermek zorunda. Bundan kaçıyorlar. Yöneticiler bu riskin altına girmek istemiyor" ifadelerini kullandı.

Küçükkalar'ın "Kentsel dönüşümü riskli binalar üzerinden götürseler konut alanı da yaratmış olacağız. Yeni arazi açılmasına gerek yok. Emsal artırmaya ihtiyaç bulunmuyor. Kanunu düzgün çıkaracaksın. Kanun ranta yol açmayacak. Elbette müteahhit de kazanacak ama hakkından fazlasına ne binayı yapan ne de vatandaş göz dikmeyecek" sözleri de kayda değerdi.

'Küçük Kıyamet' kapıdayken Bursa'da topyekûn mücadele başlatılmalı.

Deprem yönetmeliğinden sonra yapılan binaların yıkıldığını da hesaba katarsak gerekirse tüm inşaatlar durdurulmalı.

Detaylı inceleme başlatılmalı.

Rant odaklı tüm plan ve projeler de hemen sonlandırılmalı.

Tüm yapıların envanteri çıkarılmalı.

Kamunun kaynaklarının büyük kısmı yurttaşa güvenli yaşam alanları oluşturmak için kullanılmalı.