Bursa'nın 24 milyar dolarlık dış ticaret hacmini bir anlamda sırtlıyorlar.

Sadece çarkların kesintisiz dönmesini sağlamıyorlar.

Kahramanmaraş merkezli depremlerde gördüğümüz gibi olağanüstü koşullarda en kritik misyonu da onlar yerine getiriyorlar.

Kentin kronik sorunu doğru mekânsal planlama eksikliğinden ötürü şehir içinde sıkışıp kaldılar.

Bu nedenle zaten yeterince içinden çıkılmaz hâle gelen trafiğin yükünü her geçen gün biraz daha da ağırlaştırıyorlar.

Bursa'da yaklaşık 2 bin firmayla temsil edilen lojistik sektöründen söz ediyoruz.

Dün Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Lojistik Konseyi Başkanı Ersan Keleş, Başka Gazete'deydi.

Keleş, aynı zamanda, dernek statüsündeki en büyük meslek kuruluşu olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nin Yönetim Kurulu Üyesi.

BTSO; şehirdeki lojistik ve depolama merkezi ihtiyacını karşılamak için talep toplama sürecine geçmişti.

Sürecin yönetimine katkı koyan isimlerden biri olan Keleş, yaptığımız görüşmede, kentin doğusu ve batısında faaliyete geçecek iki adet merkeze ihtiyaçlarının olduğunu söyledi ve ekledi:

"Bursa'nın rant odaklı projelere değil, sektörün gerçek ihtiyaçlarına cevap verecek yatırımlara ihtiyacı var. KOBİ OSB'ler ile şehir içindeki plansız sanayiyi taşıyıp, lojistik merkezler de oluşturursak Bursa ulaşılabilir ve ulaştırılabilir hâle gelecektir. Bunu başarabilirsek şehrin trafik yükü ciddi oranda azalabilir."

Sadece trafik değil; hava kirliliği, su problemleri gibi Bursa'nın en önemli sorunlarının kalıcı çözüme kavuşması; plansız sanayinin şehir dışına taşınıp gerçek lojistik merkezlerin oluşturulmasına bağlı.

Son felaketle bir kez daha hatırladığımız deprem tehdidi nedeniyle plansız üretim tesislerinin kentin içinden çıkarılması ivedilikle ele alınmalı.

Az evvel gerçek lojistik merkez derken şunu ifade etmek istedik:

Örneğin Samanlı'daki gibi sadece ismi lojistik merkez olan...

Ancak mahkeme süreci devam ederken tarım alanlarını işgal ederek yapılan...

Ovada büyük tahribata yol açarak Bursa'ya âdeta hançer saplayan...

Velhasılıkelam tamamen rant temelli oluşturulan projelerle sektörlerin ihtiyaçları elbette karşılanamaz.

Şehrin kaybedecek daha fazla tarım alanı kalmadı.

Yeni OSB'ler ve lojistik merkezler, bilim insanlarının rehberliğinde doğru mekânsal planlamayla oluşturulmalı.

Suçu sürekli geçmişe atarak sorumluluk üstlenmekten kaçınan yerel yönetimler Bursa'yı aslında felakete sürüklediğini artık anlamalı.

Jeoloji Mühendisleri masadan kalktı

Çarşamba günü bu köşede "Sıcaksu'da zemin iyileştirmesi yapıldı mı? 23 Nisan'daki sıvılaşma iddiaları..." başlıklı bir yazı kaleme kaleme almış ve şu ifadeleri kullanmıştık:

"Sıcaksu'da 690 konut ve 92 dükkan inşaatı ile altyapı ve çevre düzenleme işi ihalesini daha önce kazanan firmanın 'ekonomik gerekçelerle' projeden çekildiği söylense de ilgili firmanın bölgenin zeminindeki sıkıntılar nedeniyle projeden ayrıldığı yönündeki iddialar araştırılmalı.

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi, zeminde sıvılaşma problemi, artezyen tehlikesi var mı sorusuna yanıt bulmak, kamuoyunu aydınlatmak için etrafı çevrilen inşaat alanında teknik inceleme yapmalı.

Nilüfer ilçesindeki 23 Nisan, Altınşehir, Özlüce ve Yüzüncüyıl mahalleleri sınırları içindeki 2018 yılından sonra artış gösteren jeotermal aktivite ve depremsel hareketlilik ile ilgili çarpıcı iddialar içeren, 4622 oda sicil numaralı Jeoloji Mühendisi Turgut Bilgin'in hazırladığı rapora dair de yetkililerin sessizliğini koruduğunu hatırlatalım.

Bursa Valiliği, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer Belediyesi, Bursa Kent Konseyi'ne sunulan raporda Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün ilgili kurum ve kuruluşların bölgede değerlendirme yapması uygun olacaktır tespitinin yer almasına rağmen üstelik..."

Bursa'nın zeminiyle ilgili aydınlatılması gereken iki çarpıcı konu başlığını daha yeni gündeme getirdik.

Hayli önemli iddiaların aydınlatılması gerekiyor dedik.

Deprem uzmanlarının uyarılarını dikkate alarak sadece bu iki bölgeyle ilgili de değil, Bursa'nın tamamında zeminle ilgili ciddi bir çalışma yapılması elzem.

Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Osmangazi Belediyesi, Yıldırım Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi; Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi ve akademik odalarla 28 Şubat'ta bir protokol imzalamıştı.

Büyükşehir Belediyesi, Bursa'nın röntgeninin çekileceğini kamuoyuna açıklamıştı.

Atılan imzaların ardından sürecin nasıl ilerleyeceği belli olunca Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er masadan kalktı.

Başkan Er, "Mevcut Yapı Stokunun Deprem Güvenliği Yönünden Gözlemsel Değerlendirmesi" mesleki ve teknik iş birliği ön protokolündeki hatalarla ilgili bugün bir basın toplantısı düzenleyecek.

Edindiğimiz bilgi, kentin zeminine dair sıcak iki iddia daha yeni gündeme gelmişken jeoloji mühendislerinin saha çalışmasına çıkarılmamasının kararlaştırılması.

Kimden, ne saklanıyor?

Zemindeki sıvılaşma iddialarının aydınlatılmasından mı çekiniliyor?

Konuyu önümüzdeki günlerde irdelemeyi sürdüreceğiz.