Bursa'da sayısı giderek azalan tarım alanları ve doğa açıkçası sistematik bir saldırı altında.

Son dönemde tamamen kaçak ilerleyen yapılaşmalar kadar planlı talan girişimleri de yaygınlaşmakta.

Bakın, normalde ağaçlandırılması gereken, eskiden madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü; 1/100.000'lik Çevre Düzeni Planı'nda 'Diğer Tarım Alanları' ve 'Orman Alanları'nda kalan parsellerde asimetrik şekilde villalar inşa edilmek isteniyor Mustafakemalpaşa'da.

Sözde mevzi imar planlarına karşı Bursa Büyükşehir Belediyesi, nedense hiç ses çıkarmıyor Uluabat Sulak Alanı 4. Tampon Bölge sınırına 1 kilometre mesafede bulunan bölgenin konut alanına alınmasına.

Kim bilir belki de villalardaki kısa kaçamaklarda yakılacak şöminenin hayaliyle, kendi müzik zevklerine hiç uymaz gerçi ama misafirlerinin isteğiyle, Fikret Kızılok çalıyor fonda:

Yeter ki sen sev beni, yeter ki inan bana...

Bir ses haykırıyor o esnada:

Yeter ki sen bağışla bana!

Sen bana bağışla, ben ses çıkarmayayım senin plana!

Yoksa nasıl ulaşırım Meis adasına!

Kaş yapayım derken göz çıkartırım bakın sonra!

Zaten 'patron benim' operasyonu ile sıkıldı canım, bir de siz üstüme gelmeyin sakın ha!

Hakikaten ilginç bir kent Bursa...

Bu kentte tutarsızlık değil de tutarlı olmak sorun gibi gözüküyor yapılanlara bakılınca.

Hâliyle sınır da tanınmıyor pervasızlıklarda!

Gelin şimdi dönelim geçtiğimiz ağustosta bu sütunlarda yayınlanan "Kırsal turizm bahane, sızdırmaz foseptik ile rant şahane!" başlıklı yazımıza...

Kestel ilçesi, Alaçam mahallesinde, 124 adada bulunan 4, 7, 9 ve 10 parsellere ilişkin bir plan değişikliği onaylamıştı Büyükşehir Belediyesi.

Söz konusu yazıda şu ifadelere yer vermiştik:

"Meyve bahçesi ve tarla niteliğindeki söz konusu araziler 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı'nda 'Diğer tarım alanları' kapsamında kalıyor.

Bahse konu taşınmazların 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı ise bulunmuyor.

1/100.000'lik planda değişikliğe gidilmeden...

1/25.000'lik Nazım İmar Planı düzenlenmeden 1/5.000'lik plan hazırlanıyor.

44523.65 metrekarelik alan kırsal turizm bahanesiyle yapılaşmaya açılmak isteniyor.

Plan notlarına baktığımızda iki katlı konaklama alanlarının oluşturulmak istendiği görülüyor.

Şehir şebekesine bağlı kanalizasyon hattı bağlanıncaya kadar sızdırmaz foseptik yapılacaktır deniliyor!

Evet, malum plan hazırlanan yer tarım alanı olduğu için BUSKİ'nin bölgede herhangi bir altyapısı (içme suyu, yağmur suyu, kanalizasyon) bulunmuyor.

Ancak bölgede Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında bulunan dereler yer alıyor!

Elektrik ve haberleşme ihtiyacını da doğaya hiç zarar vermeden sağlarız nasılsa!

Söz konusu parsellerin hemen yakınında orman da var.

Ayrıca başka meyve bahçeleri de mevcut.

Düzenleme dışında kalan yerlerin geleceği ne olacak peki?

Doğayı düşünen var mı birileri?

Bursa'da denetimlerin ne kadar yetersiz olduğunu herkes biliyor.

O foseptiğin sızdırıp, sızdırmayacağı...

Çevresindeki tarım alanlarına ve ormana zarar verip vermeyeceği sizce denetlenecek mi?

Nilüfer Çayı'nı nasıl muhteşem şekilde koruduysak, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği kapsamında bulunan dereleri de foseptikten öyle koruruz değil mi!"

Mimarlar Odası Bursa Şubesi, söz konusu plan değişikliğine itiraz etti.

İtirazın gerekçesinde, "Tarım arazilerinin imar planı hiyerarşisi göz önüne alınmadan ve gerekli bilimsel araştırmalar titizlikle yapılmadan kontrolsüz şekilde yapılaşmaya açılarak "turistik tesis alanı" olarak tanımlanması, bugün küresel ölçekte önem taşıyan çevre krizi ortamında ciddi tahribatlara neden olarak sağlıklı yaşam alanlarının korunmasının ve artırılmasının önünde engel oluşturmakta, değerli varlıklarımız olan doğal sitleri ve dolayısıyla sağlıklı yaşamları tehdit etmektedir" ifadelerine de yer verildi.

Kırsal turizm adı altında kalkışılan planlı talan girişimine akademik itirazda bulunan kentin vicdanlı bilim insanlarını yürekten kutluyoruz.

Muhalefeti de kent suçlarını önlemede daha aktif rol almaya çağırıyoruz.