Planlamada simetri önemlidir.

1/100.000'lik Çevre Düzeni Planı'nda farklı nitelikteki yerleri 25 binliği atlayarak 5 bin ve 1000'lik planlar üzerinden rant odaklı dizayn etmeye çalışmak planlama ve şehircilik ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.

Yerel yönetimler, müteahhitler, yer sahipleri kadar kanun ve yönetmeliklere uygun davranmayan bilim insanları da eleştirilmelidir.

Yazılarımızı takip edenler gayet iyi biliyor bugün tekrar gündeme getireceğimiz meseleyi.

Daha önce bu sütunlarda yayınlanan "Bursa'da hayatın yorgunluğu bu villalarda atılacak!" ve "Orhaneli'ne fidan, Doğanalan'a göle nazır villalı plan" başlıklı yazılarla etraflıca ele almıştık kente saplanmak istenen yeni hançeri.

Yine de kısaca hatırlatmak gerekirse Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesi Doğanalan mahallesinde daha önce mermer ocağı olarak kullanılmış muhtelif parsellerin yapılaşmaya açılmasına karar vermişti Büyükşehir Belediyesi.

Konuya ilişkin hazırlanan düzenleme meclisten oy birliği ile geçmişti.

Doğanalan'ın plan işi halledilirse inşa edilecek villaları CHP'li bir belediye başkanının kardeşinin pazarlayacağı da iddia edilmişti.

Uluabat Sulak Alanı 4. Tampon Bölge sınırına 1 kilometre mesafede bulunan konut alanına çevrilen parsellerin bir bölümü 1/100.000'lik Çevre Düzeni Planı'nda "Diğer Tarım Alanları"nda, bir kısmı ise "Orman Alanları" içerisindeydi.

Orman Kanunu'nun 16'ncı maddesinin uygulama yönetmeliği kapsamında maden faaliyetlerinin ardından rehabilitasyon projelerinin gerçekleştirilmesi gerekiyorken...

Yani terk edilen maden alanının ağaçlandırılması gerekirken sorumlular yükümlülüklerini yerine getirmemişti.

Büyükşehir de ağaçlandırılması gereken yerin villaya dönüştürülmesine karar vermişti!

Daha önce değindiğimiz şu sorulara ise yanıt verilmedi:

"Büyükşehir Belediyesi'nin Doğanalan'daki bölgeyi yapılaşmaya açmasının altlığını oluşturacak plan değişikliğinde planlama alanının atıl ve kullanılmayacak durumda olduğu belirtiliyor.

Bu alanın rehabilite edilerek çevresiyle birlikte yeniden kullanıma kazandırılması temel amaçtır deniliyor.

Oysaki taş ocaklarının terk ettiği alanların nasıl rehabilite edilmesi gerektiği mevcut kanun ve yönetmeliklerde açıkça belirtiliyor.

Hiçbirinde de villa inşası gibi bir rehabiliteden söz edilmiyor.

Ayrıca bu parsellerin ne ayrıcalığı bulunuyor?

Yoksa maden ocaklarının terk ettiği tüm alanların da villa tarzı yapılaşmaya açılması mı düşünülüyor?

Uluabat Gölü'ne hayli yakın bir mevkide konut alanlarının ortaya çıkmasının bölgenin geleceğini nasıl etkileyeceği belli.

Hadi desek bu düzenleme sosyal belediyecilik örneği...

Öyle de değil ki!

Bu proje üst gelir grubuna yönelik sanki!

Villalar kimin için yapılacak, yoksa belli değil mi!

Açıklanırsa öğrenmek isteriz tabii ki..."

Bursa'daki terk edilen çok sayıda maden alanında benzer şekilde yapılaşmaya gidilmeye çalışıldığına yönelik bilgiler geliyor.

Doğanalan'daki projenin hayata geçmesi hâlinde emsal teşkil edecek olmasından hareketle diğer planların hayata geçirilmeye çalışılacağı söyleniyor.

Zaten yeterince talana uğrayan kentteki doğal dokuda geri dönülemez hasarlara sebebiyet verilmesinden endişe ediliyor.

Hâliyle çevre örgütlerinin de maden alanlarındaki yeni talan girişimine karşı sesini yükseltmesi gerekiyor.

Edindiğim bilgiye göre Mimarlar Odası Bursa Şubesi, göle nazır villalara altlık oluşturacak planı yargıya taşımaya hazırlanıyor.

Son dönemde Bursa'daki kent suçlarının önlenmesinde sahiden de tarihî sorumluluklar üstlenen Mimarlar Odası Bursa Şubesi takdiri sonuna kadar hak ediyor.