Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu Bursa'daydı.

Cumartesi günü gerçekleşen programı Gökdere Meydanı'ndaki mitingle başladı.

AK Parti, Cumhurbaşkanı'nın Bursa ziyaretine genel merkez düzeyinde iyi hazırlanmıştı.

Alan doluydu ancak Erdoğan hayli kısa tuttu konuşmasını.

Bursa kamuoyunda, şehrin kamu yatırımları açısından şu ana kadar pek hak ettiğini alamadığı sıklıkla dillendiriliyor.

Bu bağlamda yerel yönetimler ve ilgili bakanlıklar eleştiriliyor.

Örneğin hızlı tren, metro ağları bir türlü istenilen seviyeye çıkarılamadı.

Erdoğan'a Görükle hattının temeli attırıldı.

Uzun süre önce hizmete giren bölge adliye mahkemesinin açılışı da yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezi'nde düzenlenen, 48. Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreninde ise tablo daha farklıydı.

Erdoğan, özel sektörün Bursa'daki 30 milyarlık yatırımlarının açılışını yaptı.

Kamu yatırımlarının toplamı ise 12 milyar civarındaydı.

Sadece şu tablo dahi; Bursa'da bazı yerel yönetimler ve farklı hesaplarla hareket etme gayretindeki çevrelerin sürekli ötekileştirdiği, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyerek büyümelerini bir anlamda önlediği özel sektörün kentte yarattığı katma değerin net göstergesiydi.

İhracatla büyümeyi odak noktasına koyan yeni ekonomi modelinin başarıya ulaşabilmesi Bursa'daki çarkların kesintisiz dönüp, sanayinin potansiyelini tam olarak açığa çıkarmasına bağlı değil mi?

Zaten Erdoğan da bu nedenle Türkiye Yüzyılı vizyonunun lokomotif şehri olarak Bursa'yı ilan etti.

Ancak, doğru mekânsal planlamalar yapılmazsa kent lokomotif özelliğini kaybedecek gibi.

Zira Bursa, son 4 senedir 16 milyar dolarda takılıp kalarak orta ihracat sendromuna yakalandı.

Gaziantep, İzmir, Kocaeli atağa kalkarken Bursa yerinde saymaya başladı.

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay'ın, orta ihracat sendromuna yakalanan Bursa'yı mekânsal planlamaya dayalı, yeni nesil endüstri sahalarıyla geliştirme çözümü ile birlikte; "Gerekli yeni yatırım alanları hayata geçirdirildiği takdirde 4 yılda bugünkünün 4 katı yatırımı kentimize kazandırmayı Bursa iş dünyası olarak taahhüt ediyoruz" sözleri dikkat çekiciydi.

Hep söylüyoruz.

Söylemeye de devam edeceğiz.

Bursa'da sanayi artık kabuğuna sığmıyor.

Ancak tarım alanlarının tahribatı, özel endüstri bölgesi ilanları da endişe yaratıyor.

Ovada kaçak yapılaşma, tarım alanlarının işgali hız kesmiyor.

İşte tam da bu nedenle doğru mekânsal planlama ile büyüme talebi de uzun süredir dile getiriliyor.

Bursa'da kent içinde kalan düzensiz sanayi alanlarının taşınması gerekiyor.

Trafik ve çevre sorunları başta olmak üzere kentin kronikleşmiş problemlerinin başka çözüm yolu bulunmuyor.

Olan varsa söylesin!

Yani Bursa'da yeni üretim alanlarına sadece Türkiye'nin büyümesi için değil içinden çıkılmaz bir hâle sürüklenen şehrin kurtuluşu için de ihtiyaç var.

Bursa iş dünyasının vizyonunun az da olsa yanına yaklaşılabilseydi bugün çok daha farklı bir kentten söz edilebilirdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve 8 bakanın da katılımıyla gerçekleştirilen Ekonomiye Değer Katanlar ödül töreni Bursa'da umarız artık ortak aklın devreye alınacağı bir sürecin kapısını aralar.

Erdoğan, BTSO'nun ödül törenine geçmeden önce Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'ın kente kazandırdığı Panorama 1326 Fetih Müzesi'nde gençlik buluşmasına katıldı.

Burada verdiği "14 Mayıs'ta seçim için yetkimi kullanacağım" mesajı çarpıcıydı.

Erdoğan'ın son dönemde gençlere gösterdiği önem anlamlı.

Son olarak yılan hikâyesine dönen Çataltepe'deki sanayi sitesi projesi için Cumhurbaşkanı'ndan müjde bekleyen esnaf yine umduğunu bulamadı.

Bakalım seçim tarihi iyice yaklaşınca konuyla ilgili çözüme dair somut bir açıklama yapılacak mı?