CHP Bursa'da dün devir teslim vardı.

Kongreyi büyük farkla kazanan Nihat Yeşiltaş, İl Başkanlığı görevini, İl Sekreteri Baran Güneş'ten devraldı.

Eski İl Başkanı Turgut Özkan, devir teslim törenine katılmadı.

Kongrede temelsiz suçlamalarda bulunduktan sonra malum kayıplara karışmıştı.

Özkan, diğer başkan adaylarının açıklamalarını dinleme cesareti gösteremeden salondan ayrılmıştı.

Oylama ve sayım esnasında da ekip arkadaşlarını yalnız bırakmıştı.

Bilhassa kota zorunluluğu nedeniyle listeye yazmak zorunda kaldığı gençleri kaderine terk etmesi şüphesiz onlar adına da bir hayal kırıklığıydı.

Siyaseti bıraktıracak türdendi Nihat Yeşiltaş'ın kongre konuşması.

Hâliyle Özkan'ın salonu terk etmesine aslında pek şaşırılmamalıydı!

Dünkü devir teslime katılmaması kendi siyasi kariyerini bir anlamda noktaladı.

Keşke İsmet Karaca'nın etkisinde bu kadar kalmasaydı.

Nilüfer'deki rant ittifakına karşı sergilediği cesur çıkışı ne yazık ki harcadı!

Devir teslime Özkan'ın neden katılmadığına ilişkin sorumu Baran Güneş yanıtladı:

"Turgut Başkan mazeret bildirdi. Başkan Vekili olarak ben bugün vekalet ettim. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin en demokratik partisidir. Parti içi demokrasiyi en iyi uygulayan partidir. Kongrelerde bazen hararetin yükseldiği dönemler olur. Bazen farklı ifadeler olur ama o kongre salonunda kalır ve kongre salonunda biter. Beni de şahsi olarak takip ettiniz, Osmangazi'de bir adaylık sürecimiz vardı. Kongrede bıraktık. Bu saatten sonra yeni seçilen il başkanımıza ve yönetimine destek vereceğiz ve mücadeleye devam edeceğiz."

Güneş'in mesajları pozitifti.

Ancak tam da bu noktada bir parantez açmak gerekli.

Güneş, kongre konuşmasında delege ağalığını eleştirmişti.

Alkışlar da beraberinde gelmişti.

Hakkını verelim, söylemleri çok güzeldi!

Peki, Osmangazi'de delege ağalığının Bursa'daki en büyük temsilcisinin adayı kimdi?

Siyasette samimiyet öncelenmeli.

Nihat Başkan, devir teslimde de yine bütünleştiriciydi.

"Kongre sonucundan da net bir şekilde anlaşılacaktır ki, birlik ve beraberlik irademiz, çok güçlü bir şekilde onay gördü. Ancak hala bütünleşme irademize şüpheyle yaklaşan ve anlamayan yoldaşlarımız varsa onlara şunu söylemek isterim. Kardeşlerim, siyasi hayatım boyunca temel ilkelerimden biri her zaman şu olmuştur. Bir şey iyi anlaşılmamışsa iyi anlatılamadığı içindir. Emin olun ki önümüzdeki süreçte ilmek ilmek bir barış dilini hep beraber inşa edip, birbirimizi anlayacağız. Bunun için sonuna kadar ısrar edeceğiz" dedi ve ekledi:

"Tüm yoldaşlarımdan ricam bu sürece omuz vermeleri olacaktır. Çünkü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi yener. Omuz verin, 100. yılımızda Bursa'da zulmün duvarlarını beraber yıkalım. Altı oklu şanlı bayrağı bu kentin caddelerinde beraber dalgalandıralım."

Şöyle devam etti:

"Bütün arkadaşlarımız şunu asla artık konuşmasınlar. Kongreyi konuşmanın bir anlamı kalmadı. İlçelerde de tabii üzdüğümüz arkadaşlarımız olmuştur. İlde de bazı arkadaşlarımız üzülmüştür. Çünkü herkesi listeye koyma şansımız da yok. Bundan dolayı tüm örgüt arkadaşlarımdan bin kere özür diliyorum. Eğer bir hata yaptıysak. Özrümü lütfen kabul edin. Bir mücadele arkadaşınız, bir emekçi kardeşiniz olarak bunu alın, kabul edin ve sokağa çıkın. Sokaklara çıkacağız çünkü hiç zamanımız yok. Bir an önce bu kenti, bu kötü yönetimden, bu tahrip edilen anlayıştan mutlaka kurtaracağız. Hepinizin desteğine ihtiyacımız var."

Daha ne denebilir ki?

Nihat Başkan; sürekli emeğe, sol değerlere vurgu yapan biri.

Kendisine toplantıda son dönemde CHP ve rantın sıklıkla yan yana anılmaya başlandığını hatırlatarak bundan sonraki sürecin nasıl şekilleneceğini de sordum.

CHP ve rantın yan yana asla anılmaması gerektiğini belirtti.

Söyledikleri kayda değerdi:

"Birçok yerde söyledim. Bursa'da 830 bin sigortalı işçi çalışıyor. Ve bunların yüzde 70'i yüzde 80'i asgari ücretle çalışıyor. 11 bin 400 lira maaş alıyorlar. İnanın geçinmekte büyük bir zorluk çekiyorlar. Aynı zamanda 700 bine yakın emekli de yaşıyor bu kentte. Bunların da yüzde 80'i son EYT'lilerle birlikte 7 bin 500 lira maaş alıyorlar. Kış aylarında şahit olacağız. O 7 bin 500 lira sadece faturaları ödemeye yetmeyecek. Yani anlamak, siyaseti doğru okumak lazım. Eğer siz, fabrikada çalışan ve öğle yemeğinde çıkan meyveyi akşam çocuğuna getiren babayı anlamazsanız siyaset yapamazsınız. Açlıktan sütü kesilen anne bebeğine şekerli su verip çocuğunu beslemeye çalışıyor ve bunu siz anlayamıyorsanız siyaseti anlayamayız ve yapamayız demektir. Bursa'da farklı bir anlayış, farklı bir siyaset tarzı ve farklı bir mücadele anlayışı izleyeceksiniz, göreceksiniz."

Başkan Yeşiltaş'ın bu sözleri sahiden birileri için ibretlikti!

Büyük sosyal demokrat hicap duymuştur belki!

Rantçılardan tamamen arındırılınca gerçek manada bambaşka bir CHP Bursa'dan söz edilebileceğini ifade etmek gerekli.