"Söz konusu inşaat rantı olunca AK Parti ve CHP'yi temsil eden bazı isimler adetâ iş birliği yapıyor.

Bize de artık açık açık tüm sorumluları kamuoyuna duyurmak düşüyor.

CHP Bursa örgütünün Nilüfer'deki inşaat usulsüzlüklerinden son derece rahatsız olduğunu biliyoruz.

AK Parti Bursa'da da bu inşaatlardan yine aynı şekilde rahatsız bir kesim var.

O hâlde kimse aman seçim öncesi sesimizi çıkarmayalım zihniyeti ile hareket etmemeli.

Yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmeli.

Nilüfer'deki mevcut durumu ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ne de 13. Cumhurbaşkanı Adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kabul edebileceğini asla düşünmüyoruz."

Bu satırlara, geçtiğimiz 15 Mart'ta yayınlanan "Nilüfer'de rant ittifakı!" başlıklı yazımızda yer vermiştik...

13 Nisan'da ise yine bu köşede Nilüfer Belediyesi'nin hemen yanında otopark olarak kullanılan maliye hazinesine ait ticaret alanıyla ilgili plan değişikliğine değinmiştik.

"Nilüfer'in satılan en değerli yerinin akıbeti netleşti!" başlıklı yazıda da şunları söylemiştik:

"6187,29 metrekarelik satılan yer ve yanında bulunan Nilüfer Belediyesi mülkiyetindeki 500 metrekarelik arsa vasfındaki parselle ilgili plan değişikliği yapıldı.

Kamuya ait yer hangi gerekçeyle özel bir firmaya satıldı sorusu tabii ki yanıtsız kaldı!

Söz konusu yer 1/5.000 Ölçekli Nilüfer Belediyesi Nazım İmar Planı'nda 'Tali İş Merkezleri Alanı' olarak tanımlıydı.

Yani Agora Çarşısı, Hanlar Bölgesi gibi yüksek katsız mütevazı çarşı olarak planlanmıştı.

1/1.000 Ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği'ne baktığımızda ise 21,50 metre yüksekliğinde (7 kat imar) ticari yapı önerisi karşımıza çıktı!

Oysaki plan açıklama raporunda yazdığı gibi bölgedeki genel yapılaşma 15,50 metre yüksekliğinde!

Ancak akademik odalar tarafından dava açılan, şehir için uygunsuz bulunduğu için mahkeme tarafından durdurulan kentsel dönüşümler örnek gösterilerek 21,50 metre yüksekliğinde ticari yapılaşma istenmekte!

Ankara burayı sattı...

Peki, Nilüfer Belediyesi üstelik hemen yanındaki yerde böyle bir plan değişikliğine imza atmak zorunda mıydı?

Her boş parseli doldurmak, yoğunluğu orantısız artırmak yarın deprem olduğunda yeni felaketlere kapı aralamayacak mı?

'Sosyal demokrat' bir duruş adına ilk andan itibaren bu satışa yüksek sesle karşı çıkmak, kamu arazilerinin özel şirketlerin kullanımına açılmasına tepki göstermek gerekmez miydi?

Geçen sene bölgede 13 katlı bir inşaat projesinin hazırlandığı iddia edilmişti.

Ölümü gösterip insanların 7 katlı sıtmaya razı olmalarını beklemek daha 'sosyal demokrat' bir duruş demek ki..."

Artık ayyuka çıkan, CHP Bursa örgütünde büyük rahatsızlığa yol açan rant iddialarının ardından dün, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı, Bursa Büyükşehir Meclisi CHP Grup Sözcüsü Osman Ayradilli'nin, kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildiği haberi geldi.

Belediyenin hemen yanındaki son plan değişikliğinin artık bardağı taşırdığı, konuyla ilgili çıkan tartışmanın ardından disiplin sürecinin başlatıldığı iddia edildi.

Konuyla ilgili görüşünü almak için CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan'ı aradım.

Özkan, disiplin süreci işlediğinden ötürü Ayradilli'nin neden disipline sevk edildiğine dair soruma yanıt vermedi.

Osman Ayradilli de konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Ayradilli'nin belediyedeki başkan yardımcılığından ve meclisteki görevinden ayrılmayı düşünmediğini belirtelim.

Son disipline sevk sürecinden bağımsız olarak ise şunları vurgulamak gerektiği düşüncesindeyim:

Kemal Kılıçdaroğlu'nun temiz siyaset iddiasının Turgut Özkan'ın başkanlığındaki CHP Bursa'da karşılık bulduğunu gözlemliyoruz.

Nasıl olsa seçim sürecinde kimse bize dokunmaz diye düşünerek kent suçlarını artıranların...

Sosyal demokratlık kisvesi altında rantçılar ile iş tutanların...

Sırf biraz daha zenginleşmek adına Bursa'da, bilhassa Nilüfer'de, onarılması mümkün olmayan yaralar açanların...

Haksızlıklar karşısında susanların siyaset sahnesinden silinmesinin ne CHP'ye ne de herhangi bir partiye asla zarar vermeyeceğine aksine kesinlikle fayda sağlayacağına inanıyoruz.