Kahramanmaraş merkezli depremler çok sayıda ilde büyük yıkıma neden olurken afetin yaşandığı kentlerden diğer şehirlere ciddi bir göç dalgasına da yol açtı.

Felaket bölgesinde; sağlam zemine kurulmuş, çelik konstrüksiyon ile inşa edilen fabrikaların bulunduğu organize sanayi bölgeleri (OSB) ayakta kaldı.

Depreme dayanıksız prefabriklerden oluşan üretim tesisleri ise hasara uğradı.

Başka Gazete'de misafirimiz olan Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) Yönetim Kurulu Başkanı, Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Üyesi Erol Gülmez'in tespitleri çarpıcıydı:

"Şu anda bölgede çalışacak işçi bağlamında sıkıntılar yaşanıyor. İşçinin orada çalışmasını cazip kılacak adımlar atılmalı. Devlet, bir süre çalışanlardan vergi almayabilir, zaten zor durumdaki insanlar brüt maaş üzerinden çalıştırılabilir. Kalıcı konutların inşası zaman alacak. Üretimin artırılması adına organize sanayi bölgelerine acilen konteyner kentler kurulmalı, çalışmalar hızlandırılmalı."

Deprem bölgesindeki OSB'leri bizzat ziyaret eden Gülmez, domino etkisi uyarısı da yaptı:

"Yıkıma uğrayan kentlerin 2021'deki ihracatı 20,1 milyar dolar. Bakın bu sadece ihracat tutarı. Konunun bir de yurt içi boyutu var. Örneğin Bursa'da bazı tedarikçiler deprem nedeniyle alacaklarını tahsil edemiyor. Deprem bölgesinden alacağı olan işletmelerin alacak vadelerinde bankaların işletmelere 1 yıllık uygun kredi kullandırmaları lazım. Aksi takdirde deprem bölgesindeki domino etkisi hem o şehirdeki işletmeleri batıracak hem de diğer şehirlerdeki alacaklı firmalar zor duruma düşecek."

Yaralarımızı üreterek sarmaktan başka çaremiz yok.

Kentlerin demografik yapısının korunması, şehirlerinin her yönden yeniden ihyası buna bağlı.

Ekonomi yönetimi müstacelen deprem bölgesindeki işveren ve çalışanların koşullarını iyileştirecek özel teşvik paketleri hazırlamalı.

Felaketin izleri tam olarak silinene kadar da bu teşvik paketleri asla sonlandırılmamalı.

Aksi takdirde hayalet kentlerin oluşacağı unutulmamalı.

Öte yandan Erol Gülmez, Bursa'daki fabrikaların çoğunun prefabrik olduğunu da kaydetti.

Depreme dayanıklı olup, olmadıklarının incelenmesi gerektiğini söyledi ve ekledi:

"Şehir içindeki plansız sanayiyi taşımak, riskleri bertaraf etmek için ortak akıla, doğru mekânsal planlamaya ihtiyacımız var."