Bursa
Parçalı Bulutlu
19.1°
Başka Gazete

Bursa'ya 25 OSB daha geliyor!

2023.01.17 11:34 Son Güncellenme: 2023.01.17 11:34

Bursa'da plansızlık sonucunda kaçak yapılaşma ne yazık ki artık sistemli hâle geldi.

Siyasi iradenin çeşitli bahaneler ile sorumluluk almaktan sürekli kaçınması şehri içinden çıkılmaz bir noktaya sürükledi.

Suç hep geçmişe yüklendi.

Bu sadece bizim dönemimizin sorunu mu sanki denildi.

Çözüm için harekete geçilmedi.

Problemleri çözeceğiz diyerek oy istemişlerdi oysaki.

Seçim döneminde yurttaşın karşısına çıkıp "Bakın Bursa'nın sorunları 50 yıl öncesine dayanıyor, bizim ne trafiği düzeltmemiz ne de Nilüfer Çayı'nı kurtarmamız mümkün" demedi hiçbiri.

Biz çözeceğiz dedi hepsi.

Göreve gelindikten sonra ise sorunlar onlarca yıl önceye dayanıyor söylemine geçildi!

Kim bilir, belki de çözüm için sorumluluk üstlenmeye vizyonları yetmedi.

Ancak istenseydi yeni kent suçları pekâlâ önlenebilirdi.

En azından bu başarılabilirdi.

Lakin tam aksi yönde hamlelerle kentin geleceği biraz daha darbelendi.

Bursa ovasını korumaları beklenirken onlar Samanlı'ya üstelik mahkeme süreci devam ederken prefabrikler dikmeyi tercih etti.

Karacabey'de mevcut sanayinin 3 katı büyüklüğündeki ekili tarım alanlarını ranta açmak için plan değişikliğine de gidildi.

Çoğaltmak mümkün örnekleri...

Bugün geldiğimiz noktada Bursa'nın trafik, çevre, kaçak yapılaşma gibi sorunları daha da büyüyerek kronikleşti.

İş insanı Yalçın Aras, geçtiğimiz gün sosyal medyada bakın ne dedi:

"Bursa ovasına son darbe... Bursa'da tarım alanlarına uçak hızı ile kaçak inşaatlar yapılıyor... İki ay önce başladı seçim ve af söylentileri ile Allah'ını seven tarlaya inşaat yapıyor... Çevresel etkileri ne olacak... OSB'ler neden altyapı ödüyor. Nilüfer deresi hani kurtarılacaktı? Gelecek nesillere ihanet ediyoruz... Uçak hızı diyorum çünkü 1 yıl sonra bir karış ova arazisi kalmayacak... Bunlar nasıl elektrik ve su alıyorlar? Buradan başta büyükşehir olmak üzere bütün ilçe belediyelerine çağrıda bulunuyorum... Başka Bursa yok."

Aras, şöyle devam etti:

"Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle verimli tarım toprağı yok.

Bu haksızlık değil mi?

Bu ülkeye yazık değil mi?

Bu çevre felaketi değil mi?

Bu bir katliam değil mi?

Bu büyük bir plansızlık örneği değil mi?

Bu doğa katliamı değil mi?

Bu hukuksuzluk değil mi?

Bu gerçek bir vurdumduymazlık değil mi?"

Aras'ın bu sorularına bir yanıt verebilirler mi?

Sanmıyorum...

"Sadece fabrika inşaatı değil her şey yapılıyor... Üstelik altyapı yok, kanalizasyon yok, yapı güvenliği yok" diyen Yalçın Aras, "Eğer bu böyle devam ederse Bursa'da 17 OSB ve en az 25 adet de kaçak OSB olacak" görüşünü dile getiriyor.

Haksız mı?

Bursa sanayiye doydu söylemiyle plansız üretim tesislerinin ortak akılla şekillenen planlı alanlara taşınmasına engel olmaya çalışanlar en az 25 kaçak OSB'ye zemin hazırlıyor.

Sözde sanayi istemiyoruz diyen birileri perde arkasından kaçak OSB'leri çoğaltarak menfaat mi elde ediyor?

Yalçın Aras, sözlerini şöyle tamamlıyor:

"Kimse zannetmesin ova gidince dağ kalır... Ova bitince Uludağ biter ve Bursa'da hayat biter... Çözüm o kadar basit ki ruhsatsız yapıyı dijital sistemlerle denetle ve uzaydan izle sadece ihbara dayalı sistem kandırmaca... Elektrik verme, su verme, beton sattırma, denetle, planlama yap, kaçak yapı kontrolünü özerkleştir mimarlar ve mühendisler odasına ver."

Paylaşımını gördükten sonra aradım Aras'ı.

Plansızlığın kente verdiği büyük zarar üzerine dertleştik.

Milyarlarca yıllık bir ekosistemi bozuyoruz dedi ve son olarak şunu ekledi:

"Dünyanın hiçbir ülkesinde verimli toprakların üzerine beton döktürmezler. Bursa'nın doğru planlamaya ihtiyacı var."

DEVA'daki istifalar

DEVA Partisi Nilüfer İlçe Başkanı Mine Rana Kahramanoğlu ve Yıldırım İlçe Başkanı Şener Temur görevlerinden istifa etti.

Temur, görevinden ayrılırken "Dürüst siyaset ve temiz kadrolar ilkesini benimsemiş biri olarak, bazı parti mensuplarımız için aynı ilkenin anlam ifade etmediğini üzülerek belirtmek isterim" dedi.

Kahramanoğlu da ayrılık mesajında yönetime şöyle sitem etti:

"İnsanları iyileştirme sanatını kibir ve dışlama savaşına dönüştürmeyenlerin, -mış gibi siyasetin kimseye faydasının olmadığını bilenlerin bu ülkede doğa ve tüm canlılar için eşit, adil ve vicdanlı bir yaşam yaratmalarını umuyorum, bu yolda buna inanmayan yönetici konumundaki parti mensuplarıyla karşılaşmış olmaktan dolayı çok üzgün olduğumu da belirtmek istiyorum."

İstifaların ardından DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Serkan Özgöz'ü aradım.

"Partimize bir gün bile hizmet etmiş olan herkesten Allah razı olsun. DEVA'nın Bursa'daki yükselişi ortada. Bursa teşkilatlarından genel merkezimiz de övgü ile söz ediyor. Yeni kurulan partilerde bu süreçleri normal karşılıyorum" dedi.

DEVA Bursa'da daha önce de istifalar yaşanmıştı.

Bu istifalarla ilgili Başkan Özgöz'ü geçmişte de eleştirenlerden biriyim.

Ancak şunu da belirtmeliyim:

İstifa eden bazı isimlerin DEVA ile bir gönül bağı olmadığı ortaya çıkmıştı.

Zira istifalardan hemen sonra başka partilerle flörtleşmeye başlamışlardı.

Siyaset şahsi menfaatler için bir sıçrama tahtası olmamalı.

Türkiye'de son derece kritik olduğu açık bir seçime aylar kalmışken istifalarla gündeme gelmek ne kadar doğru?

Bu da ayrıca tartışılmalı...