Bursa
Açık
4.8°
Başka Gazete

Bursa'nın modern ucubeleri ve gerçekler...

2023.01.25 09:29 Son Güncellenme: 2023.01.25 09:29

Fiyatları astronomik seviyeye ulaştı.

Dışarıdan bakıldığında evet hepsi çok prim yaptı.

Oysaki işin aslı o dairelerde oturanlar için hayli farklı...

Bursa, herkesin bildiği üzere, son dönemde korkunç bir beton tahribatına uğradı.

Kamuoyunda modern ucubeler olarak adlandırılan estetikten yoksun yapılar dört bir yanı sardı.

Bilhassa bazı lokasyonlarda yoğunluk artışlarında sınır tanınmadı.

Bu nedenle çok sayıda mahallede ulaşım içinden çıkılmaz bir hâl aldı.

Milyonlarca liralık lüks apartmanlarda oturanlar daireleriyle ilgili pek çok sorunla da karşı karşıya kaldı.

Dökülen dış cepheler ve patlayan camlar nedeniyle oluşan hayati tehlikeler, su basan otoparklar, sürekli çatlayan duvarlar; müteahhitlerin ihmali, bazı yapı denetimlerin göz yumması nedeniyle site sakinlerine binaların onarımı için çıkarılan yüz binlerce liralık ekstra faturalar söz konusu sıkıntılardan sadece birkaçı.

Bu problemlerin temelinde ise mimar ve mühendislerin içinde bulunduğu durumun payı olduğu da unutulmamalı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek'le meslektaşlarının mesleki sorunlarını konuşmak için buluştuk.

Sohbetimiz meslek enflasyonu ile başladı...

"Devlet üniversiteleri ve özel okullarda artan bölüm sayısı nedeniyle Türkiye'de haddinden fazla mühendis, mimar, şehir plancısı mezunu var. Nicelik, niteliği götürdü. Potansiyel işsiz gözüyle bakılan mimar ve mühendisler her maaşa çalıştırılıyor. TMMOB'un belirlediği asgari fiyat uygulanmıyor" diyor Başkan Şimşek.

Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan protokol tek taraflı olarak 2018'de feshedildi.

Mimar ve mühendisler artık mesleki kodla çalıştırılmıyor.

Çalışma koşullarını tanımlayan meslek yasaları zaten yok.

Projelerde mesleki denetim şartı da kaldırıldı.

Ruhsat bakımından her yapının projesi detaylıca incelenirdi eskiden meslek odalarında.

Ardından belediyede de proje kontrol edilirdi.

Çift kontrol mekanizması imar usulsüzlüklerini önlerdi.

Ancak ruhsat sürecini uzatıyor bahanesiyle mesleki denetimden vazgeçildi.

Açıkçası meslek odalarının denetimi birilerinin işine pek gelmedi.

Denetimde izlenen yeni yol sadece niteliksiz projeler ortaya çıkarmadı.

Yapı güvenliği ile ilgili sıkıntılar da arttı.

Küçük belediyelerde her kadronun bulunmaması binaların güvenliğini tehlikeye attı.

Ruhsat süreci içinde yer alan tüm disiplinlerin odaları denetlemede olmalı.

Bu konunun hayati önem taşıdığı muhakkak göz önünde bulundurulmalı.

"Şantiyenin yerini bilmeyen şantiye şefleri ile binalar inşa ediliyor"

Şantiye şefliği meselesine gelirsek...

Sözü yine Şirin Rodoplu Şimşek'e bırakalım:

"5 tane şantiyeyi denetleme yetkisi var mimar ve mühendislerin. Başka sektörde tam zamanlı çalışanlar da kâğıt üzerinde şantiye şefi olabiliyor. Bir yapı inşaatını temelden bitime kadar senelerdir örneğin otomotiv sektöründe tam zamanlı çalışan bir mühendis denetliyor gözüküyor ama esasen denetlemiyor. Şantiyenin yerini bilmeyen şantiye şefleri ile binalar inşa ediliyor. İş sağlığı ve güvenliğinin yanı sıra güvensiz yapılar karşımıza çıkıyor. Güvenli yapılar için sahada denetleme olmalı. Fiili şantiye şefliği elzem. Şantiye şefliği ruhsat almak için bir koşul. Şantiye şefinin sabahtan akşama kadar görev yapması, projeye uygun yapıyı sağlaması, ustaları yönetmesi gerekirken; şu anda çoğu yeni mezun, harçlık parasına imza atan kişilerin görev üstlendiği bir manzara var karşımızda."

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sahada şeflik yapılıyor mu mutlaka denetlemeli.

Mevcut konjonktürde güvenli yapıların varlığından söz etmek mümkün değil, ruhsatlı olsalar dahi...

Şu anda mimar ve mühendislerin şantiyede olmasını gerektiren bir denetleme yok.

Bazı müteahhitler şantiye şeflerine ve yine bazı yapı denetim firmaları yardımcı kontrol elemanlarına bu pozisyonların evrak üstündeki yeri tamamlansın diye özellikle yeni mezunlara komik rakamlara imza attırıyorlar.

Yapı denetim firmaları kontrollere gittiğinde karşılarında teknik bir muhatap bulamıyor!

Süreç çoğu zaman, inşaatlardaki usta ve kalfaların bilgileri ile vicdanına kalıyor!

Ortaya çıkan yapıların neredeyse tamamında nitelik de yok.

Bakın Bursa'ya; niteliksiz şehirleşmenin cefasını herkes çekiyor!

Sektörde ne proje üretende ne de proje hizmeti alanda memnuniyet var.

Öte yandan her mimarın ofis açabilmesi de bu kadar kolay olmamalı.

İşsiz mimarlar istedikleri işleri bulamayınca ya da çok düşük rakamlara çalıştırılınca ayakta kalabilmek adına son çare olarak ofis açıyor.

Sonra ne mi oluyor?

Haksız rekabete yol açan teklifler veriliyor.

Yıllardır sektörde olanlar da fiyat indirmek zorunda kalıyor.

Asgari liste fiyatına kimse uymuyor.

Fatura kesilmiyor, devlet de kayba uğruyor.

Peki, vahim tabloyu düzeltmek için ne yapılmalı?

Başkan Şimşek'in çözüm önerileri ile bugünkü yazıyı noktalayalım:

"Mimarlık ve mühendislik fakültelerindeki kontenjanlar azaltılmalı. Üniversitelerdeki teknik eğitimin niteliği iyileştirilmeli. Mezun olduktan sonra mimar, mühendislere avukatlarda ve eczacılarda olduğu gibi profesyonel staj zorunluluğu getirilmeli. Ofis açma koşulları standartlara bağlanmalı. Asgari liste fiyatının uygulanması için denetimler artırılmalı. Odalarda mesleki denetim tekrar aktif hâle gelmeli. Gerek kamuda gerek özel sektörde ücretli çalışanların en azından TMMOB'un belirlediği asgari ücreti alması sağlanmalı. Şantiye şefliği; ücreti, sigortası ile tam zamanlı bir çalışma şekli olmalı. SGK ve bakanlık bu konuda destek sunmalı. Tüm bu şartlarının oluşmasının temeli için meslek yasaları mecliste onaylanmalı. Kamuya mimar ve mühendis alımları da ivedi şekilde artırılmalı."