Sayısız kent suçuna imza atılan kadim kent Bursa'da dünya şehircilik tarihine geçecek nitelikte akılalmaz projeler hız kesmiyor.

Korkunç bir hırs ile her metrekareden ne yazık ki rant elde edilmeye çalışılıyor.

Şehirde birbirlerinin dibinde türeyen özel hastaneler gibi yine son dönemde peşi sıra dizilen akaryakıt istasyonları da dikkat çekiyor.

Eskiden alınmış bazı ruhsatlar nedense bugünlerde faaliyete geçiriliyor.

Bu bağlamda istasyonların konumlarının üzerinde sanki ayrıca durmak gerekiyor.

Çünkü kimi akaryakıt tesisleri konutlarla iç içe...

Üstelik yapımı süren biri var ki cami ile dip dibe!

Beşevler metro istasyonunun çaprazında, Merve Cami'nin altındaki akaryakıt istasyonu inşaatına denk gelmişsinizdir belki.

Gerçekten merak ediyorum, bu kadarı sizce de fazla değil mi?

İnsan yakında sıra mezarlıklara da gelir mi diye düşünmeden edemiyor.

Cami altında akaryakıt istasyonunu da gördükten sonra tam da bu noktada bazı soruları sıralamak gerekiyor:

Akaryakıt istasyonlarına ruhsatlar verilirken denetimler tam olarak yapılmış mıdır?

Bir ibadethanenin altında faaliyete geçecek akaryakıt istasyonunun başka bir örneği Türkiye'de ya da dünyada var mıdır?

İstasyonların insanların toplu şekilde bulunduğu yerlere hayli yakın olması doğal mıdır?

Gelişen yapım teknolojisi sayesinde istasyonlardan kaynaklı patlama vb. riskler düşürülmüş olabilir; ancak istasyon dışı nedenlerle meydana gelebilecek tehlikelerin felaketle sonuçlanabileceği izinler verilirken hesaba katılmış mıdır?

Çok değil, birkaç ay önce çoğu batma tehlikesi yaşamışken bu kadar fazla, üstelik yan yana akaryakıt istasyonuna ihtiyaç var mıdır?

Bu hususlar muhakkak sorgulanmalıdır dedikten sonra yazının devamında Osmangazi'ye geçeceğiz.

Yine bir akaryakıt istasyonundan söz edeceğiz.

Merve Cami'nin altındaki istasyonu araştırırken İnönü Caddesi'ndeki bir benzinlikle ilgili çarpıcı bilgiler edindim.

İddiaya göre Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden üst düzey bir yetkilinin "Her ne olursa olsun izin vereceğim" diyerek özel olarak ilgilendiği İnönü Caddesi'ndeki akaryakıt tesisi Osmangazi Belediyesi'ndeki bazı yetkililerle ilgili soruşturma başlatılan bir sürecin kapısını aralamış.

Öncelikle bu tesisle ilgili sıkıntılı iddiaları sıralayalım:

Kara yolları kenarında yapılacak ve açılacak tesisler hakkında yönetmeliğe uygun değil bu akaryakıt istasyonu.

Yönetmeliğin ilgili maddelerine göre giriş çıkışların kavşak mesafesinden 50 metre sonra başlaması şart.

3 giriş çıkış da yapılamaz.

Yol boyu komple cephe giriş çıkış için kullanılamaz.

Ancak bu istasyonda iddiaya göre parsel sınırı kaldırım dahilmiş gibi çizilerek Ulaşım Dairesi Başkanlığı tarafından onaylanmış.

Ulaşım Dairesi Başkanlığı, Geçiş Yolu İzin Belgesi için; yönetmeliklere göre onaylanması imkânsız olan bir yere, 3 kere yerinde kontrolünü de yaparak usullere aykırı olarak onay vermiş.

Ayrıca yine iddiaya göre aynı istasyon Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'e de uygun değil.

Akaryakıt pompasının her iki yoldan mesafesi tutmuyor.

1 metre parsel sınırına pompa koyulduğu ifade ediliyor.

LPG pompası 2.85 metre parsel sınırına koyulmuş ve tadilat projesi verilmeden pompa taşınmış!

LPG pompası geri çekildikten sonra aplikasyon ölçümü de hiçbir kurum tarafından yapılmamış!

Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından yüksek tehlike arz eden bir işletmeye akaryakıt ve LPG pompalarının parsel sınırına mesafeleri tutmamasına rağmen itfaiye raporu düzenledi mi?

Eğer itfaiye raporu yoksa Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı eksik evrakla işlem mi tesis etti?

Söz konusu tesise verilen izinler nedeniyle yaya güvenliği tehlikeye düştü ve bir kaza yaşandı.

Bu kazanın ardından kaldırım yapılması talebiyle dava açıldı.

Osmangazi'deki belediye görevlileri hakkında soruşturma izni verildi.

Savcılık iddianame hazırladı.

Bakalım süreç Büyükşehir'e de uzanacak mı?