Bugün fikri takip yapacağız.

Gürsu'daki kent adına hayli tehlikeli planlama girişiminde yaşanan son gelişmeyi aktaracağız.

Konuyu duyurduğumuz geçen 4 Ağustos tarihli yazıya şu ifadelerle başlamıştık:

"Belediyelerin en önemli görevlerinden biri şüphesiz kaçak yapılaşmanın önüne geçmektir.

Bilhassa Bursa gibi verimli topraklara sahip olmasına karşın rant uğruna tarımsal kimliğini iyice kaybeden kentlerde buna daha fazla dikkat edilmelidir.

Yerel yönetimler, aynı zamanda mahkeme kararlarına aykırı refleksler geliştirmemelidir.

Ancak Bursa'da ne yazık ki bazen tam aksi yönde yaklaşımlar sergilenmektedir."

Büyükşehir Belediyesi, Gürsu ilçesindeki Yenidoğan ve Kurtuluş mahallelerini kapsayan alana ilişkin bir plan değişikliğine gitmişti.

%30,88'i kaçak olarak konut ve ticaret alanları şeklinde yapılaşmış "Tarımsal Niteliği Korunacak Alanda" kalan bölgeyle ilgili daha önce hazırlanan plan değişiklikleri Şehir Plancıları Odası tarafından açılan dava sonucunda Bursa 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.

Yargı, Bakanlar Kurulu kararıyla Bursa Büyük Ova sınırları içinde kalan alanda yapılaşmaya izin vermemişti.

Yani kaçak yapıların tasfiye edilmesi gerekirdi.

Ancak mahkeme kararı yerine getirilmemişti.

Büyükşehir Belediyesi, son plan değişikliği ile tam tersi yönde hareket etmişti!

Kaçak yapıların bulunduğu bölge yetmemişti...

Kaçak yapıların çevresindeki tarım alanları da imara açılarak kaçak yapılaşmaya adetâ prim verilmişti!

Böylelikle bilerek ya da bilmeyerek (!) bölgede beklenti yükseltilmişti!

Kuzeyde bulunan tarım alanları üzerinde benzer baskı da tetiklenmişti!

"Bursa böyle dönüşemez: Gürsu'da neler oluyor neler!" başlıklı yazıya şöyle devam etmiştik:

"Millete oldu olacak siz de arazilerinizi kaçak yapılaşmaya açın, sonrasını biz hallederiz deyin bari!

Ayrıca yeni plan değişikliğinde yeterli donatı alanı bulunmayan bölgede taşıt yoğunluğunu artırıcı (ilave nüfus, ticaret+konut) kullanımlar önerildi.

Planda önerilen ulaşım akslarının bağlandığı yolların zaten bugünkü hâliyle bile trafik yükü yoğun caddeler olduğu göz ardı edildi!

Ulaşım tamamen kilitlenerek, Bursa'nın merkezinde olduğu gibi herhâlde Gürsu'da da trafik sorununun tamamen gündemden çıkması istenmiş olabilir gerçi!

Bakın, başlıkta da ifade ettiğimiz üzere Bursa'yı böyle dönüştüremezsiniz.

Kaçak yapılaşmayı teşvik ederek...

Orantısız yoğunluk artışlarına giderek...

Tarım alanlarını işgal ederek Bursa'yı sadece daha da içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklersiniz...

Bursa'da kentsel dönüşümden söz edebilmek için evvela koca şehri plansız yönetme ayıbına son vermelisiniz.

Süresi dolmuş 2020 Çevre Düzeni Planı'nı hâlâ ısrarla delmekten vazgeçmelisiniz.

2040 Çevre Düzeni Planı hazırlanmadan atılan her adımın bütüncül yaklaşımla özdeşleşemeyeceği, kenti ise felaketin eşiğine parça bazlı düzenlemelerin getirdiği gerçeğini artık idrak etmelisiniz."

Altını çizmek gerekirse...

Nazım İmar Planı Değişikliğine konu bölge 1/100.000 ölçekli Bursa 2020 yılı Çevre Düzeni Planında merkez planlama bölgesi dahilinde "kısmen özel mahsul alanı (tarım alanı), kısmen kentsel gelişmenin yönlendirilebileceği alanlar" olarak belirtilmişti.

Bölge 1/25000 ve 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında "Tarımsal Niteliği Korunacak Alanda" kalıyordu.

Hâliyle Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı kararlarına apaçık aykırı kent adına oldukça tehlikeli planlama girişimini Mimarlar Odası Bursa Şubesi yargıya taşıma kararı aldı.

Planın iptali için dava açıldı.

Türkiye ve Bursa'nın şehircilik bağlamında yaşadığı sayısız sorun ortada.

Keşke yerel yöneticiler planlama süreçlerinin tamamına akademik odaları dahil etseler de böyle yargı süreçleri hiç yaşanmasa.

Bursa ovası daha fazla yaralanmasa, kent suçları noktalansa...