Artık bir klasik hâlini aldı.

Yerel seçimden önce Bursa'daki çeşitli emlak gruplarında bazı imar planı taslakları dolaşmaya başladı.

Nilüfer'deki Doğanköy ve Özlüce'nin arka tarafı...

Hasanağa-Başköy arası imara açılacak söylentisi yine yayıldı.

Pazarlanmaya çalışılan parsellerin tamamı tarım alanı.

Aslında bu durum şehri kaosa mahkûm etmenin doğal bir yansıması.

Yerel yönetimlerin iradesizliği fırsatçılara kapı araladı.

Malum birinci ağızdan ifade edildiği üzere yapılamıyor 2040 Çevre Düzeni Planı.

Nilüfer'de ise zaten herkesçe biliniyor yetkililerin imara yönelik yaklaşımı.

Böyle böyle kaybediliyor işte Bursa'nın tarım alanları:

2040 Çevre Düzeni Planı askıda bırakılıyor.

Kapalı kapılar ardında ise süresi dolmuş 2020 Çevre Düzeni Planı delinerek tarım alanlarını sanayiye ya da konut ve ticarete çeviren düzenlemelere (Yunuseli, Samanlı, Karacabey, Mustafakemalpaşa'da rastladığımız gibi) imza atılıyor.

Kentin tarım alanlarını korumasını beklediklerimizin kendileri tarım alanlarını imara açıyor.

Belediyeler bazı müteahhitler için yapsatçılık bile yapıyor!

Hâliyle kimi emlakçılar da boş durmuyor.

Şehirde sayısı zaten yeterince azalan son tarım alanları da önce imara açılacak söylentisiyle satılıyor!

Sonra ilerleyen süreçte nedense bazı parsel bazlı plan değişiklikleri devreye giriyor.

Çeşitli 'bağış'larla bir bakıyorsunuz tarım alanlarında yeni konutlar ya da plansız sanayi tesisleri türüyor!

Kim bilir, belki de söylentiler bazı yerel yöneticilerin bilgisi dahilinde yayılıyor.

Hatırlarsanız Karacabey'de üzerinde çivi dahi çakmanın mümkün olmadığı Ramsar koruma alanındaki yerler bile TEKNOSAB'ın genişleme alanı olacak, imara açılacak spekülasyonu ile pazarlanmıştı.

Yine bu şehirde TEKNOSAB'dan Mudanya'ya doğru uzanan hat boyunca çok sayıda arazi, Ketendere'de yıllar evvel gündeme gelen Ro-Ro limanı projesinin hayata geçirileceği, bölgenin tamamının şehirleşeceği söylentisiyle satıldı.

Arazilerin TEKNOSAB adıyla satışa sunulmasına ilişkin TEKNOSAB tarafından yapılan suç duyurularının ardından iki sanık, 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Buna karşın yerel yöneticilerin tavrı değişmediği müddetçe Bursa'nın daha çok spekülasyona maruz kalacağı unutulmamalı.