Bursa
Açık
12.3°
Başka Gazete

Bursa'da ova bitti! Talana kimler evet dedi?

2023.12.11 11:22 Son Güncellenme: 2023.12.11 12:17

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Bursa Şubesi'nin 17. Dönem Olağan Genel Kurulu hafta sonu gerçekleştirildi.

'Çağdaş Tarımcılar', Fevzi Çakmak'ın başkanlığında güven tazeledi.

Tam da bu noktada ZMO Bursa Şubesi Başkanı Çakmak'a ayrı bir parantez açmak gerekli.

O; tatilde ya da mesaide günün her saati ulaşabileceğiniz, kamuoyunu doğru bilgilendirme adına gerekirse saatlerce sektördeki sorunlarını aktarmaktan çekinmeyen biri.

Hâliyle Fevzi Başkan gibi; Türkiye geneli Bursa özelinde tarım ve hayvancılığın gelişmesi için çaba gösteren, hatalı uygulamaları sürekli gündeme getiren, genç meslektaşlarının sorunlarıyla ilgilenen bir bilim insanının tekrar görev üstlenmesi önemli.

Yeri gelmişken TMMOB'un kent suçlarıyla mücadelesinde ZMO'nun daha aktif rol alması gerektiğini de belirtmek gerekli.

Fevzi Başkan, daha önce bu sütunlarda yer verdiğimiz görüşmemizde "Bursa'nın genel arazi dağılımı içinde tarım arazisi 2006'da 417.420 hektarla toplam arazinin %38,34'ünü oluştururken, 16 yıl sonra yani 2022 senesinde 369.727,80 hektara düşerek %33,36' ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47.692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı yerleşim yerleri ve sanayi alanına dönüşmüştür. Ne yazık ki bu kadar verimli topraklara, iklim koşullarına sahip Bursa'da dahi tarım alanlarımızı koruyamadık" demişti.

Hakikaten de Bursa'da son dönemde tarım alanlarında meydana gelen erime dikkat çekici.

Peki, bu tablonun oluşmasında tek suçlu belediyeler ve merkezi idare mi?

Ovanın betonlaştırılmasına ya da sanayiye açılmasına olumlu görüş veren ziraat mühendislerinin varlığı da artık es geçilmemeli!

Kent suçu işleyen bazı şehir plancılarına, fahiş emsalli inşaatlara imza atan mimarlara nasıl tepki gösteriliyorsa Bursa'nın talan edilmesine bir anlamda onay veren ziraat mühendisleri de aynı şekilde eleştirilmeli.

Bakın, bir örnekle devam edelim şimdi.

Bursa Güllüce Büyük Ova Koruma Alanı içerisinde kalan toplam 25,1984 hektar yüz ölçümlü taşınmazlar malum ticaret ve sanayiye açılmıştı!

76.184 metrekare ticaret, 52.995 metrekare sanayi, 52.888 metrekare depolama, 3.716 metrekare akaryakıt ve servis istasyonu alanı planlanmıştı!

Konuyu gündeme getirdiğimiz "Karacabey olmadı, talanda yeni rota Mustafakemalpaşa mı?" başlıklı yazıda şöyle demiştik:

"Kentin bilim insanlarının rehberliğinde ortak akılla harmanlanan doğru mekânsal planlamalara ihtiyacı varken sessiz sedasız şekilde ovanın talan edilmesine asla kayıtsız kalınmamalı.

Bursa Toprak Koruma Kurulu'nun böyle düzenlemelere nasıl uygun görüş verdiği de artık sorgulanmalı!"

Evet, Toprak Koruma Kurulu'nun aldığı tüm kararlar kamuoyuna açıklanmalı.

Tartışılmalı.

Bakın sadece Mustafakemalpaşa değil...

Karacabey, Orhangazi...

Konutlaştırılmak, sanayiye açılmak istenen, özel endüstri bölgesi ilan edilen tarım alanlarında kimlerin kabul oyu var?

Tekrar altını çizelim: Sorgulanmalı!

Bu bağlamda genel kurulda konuşma yapan TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri, Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek'in sözleri kıymetliydi:

"Belediyelerin meclis kararlarıyla yok edilen tarım arazileri var. Marjinal tarım alanı diyerek tarım alanlarının yapılaşmasına gene bu salonlarda oturanlar onay veriyorlar. Verilen görüşlerle tarım arazilerinin yapılaşmasına olanak sağlıyorlar."

Haksız mı Şirin Başkan?

Neden tüm yükü hep bazı odalar çekmek zorunda?

Kamuoyuna son iki yılda hangi oda, kaç itirazda bulundu bu da açıklansın Allah aşkına.

CHP'nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey toplantıda yaptığı konuşmada "Şirin Başkan'ın sözlerinin altına imzamı atıyorum" dedi ve ekledi:

"Aslında pandemi bize gıdaya erişimin ne kadar kıymetli olduğunu anlattı. Ancak hâlâ verimli topraklarımızın ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Buna yetkililerin müdahale etmemesi acı. Her gün yüzlerce metrekare toprak heba oluyor."

Bozbey, önemli bir paradoksa değinmiş oldu bu sözleriyle konuşmasında.

Pandemi paranız olsa dahi gıdaya erişemediğinizi, dolayısıyla tarımsal üretimin ne kadar hayati olduğunu gösterdi değil mi?

Buna karşın Bursa'da pandemiden sonra ne mi yapılıyor dersiniz...

Anlatalım:

Yine pandemi gerekçe gösterilerek kırsal turizm adı altında tarım alanları yapılaşmaya açılıyor!

Birilerine göre pandemi tarım alanlarının işgal edilmesi ihtiyacını doğurmuş yani!

Bu pervasızlığa izin verilmesi tarım alanlarının parsel parsel, hukuksuz şekilde sarı sitelerde satılmasının da önünü açıyor!

Tarlalar onlarca parçaya bölünüyor...

Tarım alanlarını yok eden, çevrede büyük kirliliğe yol açan sözde kırsal turizm adı altında yapılan yeni planlama çalışmaları kadar plansız şekilde sürdürülen bungalov kooperatifi oyununun da son sürat devam ettiğini belirtmek gerekiyor.

Yerel siyasi irade tarafından çevre düzeni planı yapılamadı, plansızlığa mahkûm edildi, yani kaderine terk edildi uzun süredir Bursa.

Kaçak sanayinin ve depoların her yeri sarmasının, tarım alanlarının hoyratça katledilmesinin temel nedeni de bu aslında.

Bugün itibarıyla kente baktığımızda Büyükşehir, tarım alanlarını sanayiye ve konuta çevirme ısrarından yerel seçime kısa süre kalmasına rağmen vazgeçmiş değil.

Öte yandan en büyük kent suçlarını ise sözde sosyal demokrat olma iddiasında olanlar işlemeye devam ediyor.

Her yeri fahiş emsalli usulsüz inşaatlarla doldurarak orantısız yoğunluk artışlarına sebebiyet verdikleri, park alanlarını dahi müteahhitlere peşkeş çektikleri yetmezmiş gibi mera alanlarını da betonlaştırıyorlar.

Gözlerini tam anlamıyla karartmışlar.

Bursa, az sayıdaki vicdanlı bilim insanı ve kamu görevlisinin dışında savunmasız kalmış durumda.

Şehrin gerçek sahipleri olan Bursalılar bu tablonun ne kadar farkında?

Hem iktidar hem de muhalefet partileri yereldeki temsilcilerinin işlediği kent suçlarının, inşaat usulsüzlüklerinin ne kadar farkında?

Bu soruların yanıtını alacağız yakında...