Bursa
Parçalı Bulutlu
18.6°
Başka Gazete

Bursa'da ender rastlanan bir dönüşüm hikayesi!

2023.09.26 12:03 Son Güncellenme: 2023.09.26 13:40

Son dönemde Bursa'nın tarihî dokusu da ne yazık ki hayli yara aldı.

Şehrin ortak hafıza üretilen simgesel yapılarına sahip çıkılmadı.

Türkiye'nin ilk yerli çamaşır ve bulaşık makinesinin üretildiği, yerle bir edilen Tolon; kimse ilgilenmediği için küle dönen, eskiden Rum Kilisesi olan ipek fabrikası; Atatürk Stadyumu değildi sadece sahip çıkılmadığı için yok olan.

Bir kentin belleğiydi aslında ortadan kaldırılan...

Düne kadar çoğu kişinin haberi dahi yoktu, Uludağ'daki Kirazlıyayla Sanatoryumu'ndan...

Türk mimarlık tarihinin iki büyük ismi; Anıtkabir'in mimarı Ordinaryus Prof. H. Emin Onat ve cumhuriyetin ilk kadın mimarlarından Prof. Dr. Leman C. Tomsu tarafından tasarlanan bu eşsiz yapı 1949 yılında tamamlanmıştı.

İlk olarak öğretmenler için dinlenme tesisi şeklinde faaliyete geçirilen, verem hastalığının yaygınlaşmasından sonra bölgedeki iklim koşullarından ötürü sanatoryum hüviyetine bürünen tarihî yapı 1979'da Uludağ Üniversitesi'ne kiralandı.

Otel olarak kullanılmaya başlandı.

2000 yılında ise kapatıldı.

Kaderiyle baş başa bırakıldı.

Bakımsızlıktan harabe hâlini aldı.

2014'te bakanlıktan yapılan tahsisin ardından, yıllar içerisinde oluşan ağır tahribat ve özensiz müdahalelerle ağır yara alan kentin en önemli sivil mimarlık örneklerinden birini ayağa kaldırmak için Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), kolları sıvadı.

Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı renovasyon projesine imza atıldı.

BTSO tarafından Yaşam Boyu Eğitim Merkezi olarak planlanarak restore edilen tarihî yapı, Bursa Business School markasıyla Harvard Business School, INSEAD, Wilton Park gibi dünya örneklerinden ilham alınarak yeniden canlandı.

İş dünyasına üst düzey eğitimlerin verildiği, ulusal ve uluslararası düzeyde kongrelerin düzenlendiği, yerli-yabancı doruk toplantılarının yapıldığı referans eğitim merkezi niteliği taşıyan bir kurum olarak işlev kazandı.

Merkez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009'da Bursa'ya çizdiği "Uludağ'ı Davos Yapalım" perspektifini hayata geçirmenin yanı sıra Uludağ'ın sadece kışın hareketli bir kayak merkezi görünümünden çıkmasına da katkı sağlamaya şimdiden başladı.

Bursa, bir üretim şehri.

Kentin turizm pastasından hak ettiği payı almasının formülü iş turizmini hareketlendirmede gizli.

Bu bağlamda tarihî mekanlara günümüz koşullarıyla işlevsellik kazandırmak oldukça önemli.

Tesisteki konaklama hizmetlerinin işletmesini uluslararası organizasyonlarda tecrübeli Swiss Otel üstlendi.

Bakın; dün, çürümeye terk edilen bir yapı vizyoner dokunuşun ilk meyvesini nasıl verdi:

BTSO, Türkiye'nin uzay ve havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi GUHEM ve Bursa Business School'un ev sahipliğinde 70 astronot ve kozmonot Bursa'da bir araya geldi.

Uzay Kaşifleri Derneği'nin (Association of Space Explorers- ASE) 34. kez düzenlediği Planetary Congress Uludağ'daki tarihî sanatoryumda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın da katılımıyla gerçekleştirildi.

Etkinliğin ana teması Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'İstikbal Göklerdedir' sözünden yola çıkılarak belirlendi.

Tüm bunlar altı dolu ciddi bir vizyonun neticesi.

GUHEM inşa edildiğinde hatırlıyor musunuz söylenenleri...

Uzaya mı gideceğiz şeklinde sığ sözler sarf edilmişti.

O GUHEM, bugün yılda 500 bin ziyaretçi ağırlıyor.

Dünyanın en ünlü astronot ve kozmonotlarının Bursa'ya gelmesinde aktif rol üstleniyor.

Bir o kadar astronot ve kozmonot da uzaktan bağlantılarla etkinliğe iştirak ediyor.

Kısacası dünya uzay sektörü bugünlerde Bursa'yı konuşuyor.

Türk mimarlık tarihinin iki büyük isminin eşsiz eserinden de etkinliği takip eden çok sayıda yabancı gazeteci övgüyle söz ederken birileri ne mi konuşuyor peki?

Tesisin yanındaki Cumhurbaşkanı'na özel yapıldığı iddia edilen bir helikopter pistini!

Kendi cenahızında kişisel prim sağlıyorsunuz anladık da toplumda hiçbir karşılık bulmadığı neredeyse her seçimde tescillenen eski usul şu siyaset anlayışından artık vazgeçilmeli.

Ovanın katledilmesine tek kelime etmeyip, daha yeni Nilüfer'de meranın betonlaştırılmasını, her yeri saran fahiş emsalli inşaatları görmezden gelip Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden siyaset üretmek sizce ne kadar samimi?

Etkinlikten önce cumhuriyet tarihinin en kapsamlı renovasyon projesi ve Planetary Congress hakkında basın toplantısı düzenleyen BTSO Başkanı İbrahim Burkay; nedir bu helikopter pisti meselesi, kim yapıyor, Uludağ'ın talan edildiği söyleniyor soruma şu yanıtı verdi:

"Bana da yolluyorlar bazen basından çıkan bu tür şeyleri. Biz de hayretle izliyoruz. Tabii burası bir eğitim merkezi. Herkesi burada eğitime almamız lazım. Bu süreçler nasıl takip edilmeli, nasıl yürütülmeli... Normalde Tarım ve Orman Bakanlığı'nın özellikle bu kadar ormanın yoğun olduğu bölgelerde zaten yangınla alakalı biliyorsunuz yangın yolları açıyorlar ormanda. Baktığınız zaman ormanın içinde birçok yol görürsünüz. Orada diyebiliyor musunuz, bu yolları niye açtınız, bu kadar ağacı niye kestiniz diye? Tarım ve Orman Bakanlığı'nın da burada yangınla alakalı helikopter alanları var. Bu bir tane değil esasında. Yaklaşık 16 tane var Uludağ'da. Dağın diğer alanında da var aynı şekilde helikopter pistleri. Öyle beton dökmek falan yok yani, standartları var Tarım ve Orman Bakanlığı'nın. Yangınla alakalı bir helikopter pisti orası ve bakanlığın yaptığı proje. Bizden sadece rica ettiler, bunu hızlandırabilir misiniz diyerek. Biz de onlara destek olmak için yaptık bunu. Cumhurbaşkanı'mızın da gelme durumu vardı. Olay bambaşka yerlere gitti, gitmiş daha doğrusu."

Başkan Burkay, şöyle devam etti:

"Burada önemli olan şu bakın, eleştirmek işin en kolayı. Esasında bilgi kirliliğini önlemek hepimizin görevi. Özellikle bu alanlarda yapılan çalışmalarla ilgili öncelikle çalışmayı yapanlarla istişare edilmeli. Akabinde eksikler vardır, noksanlar mutlaka vardır hiçbir şey tam değildir ama mutlaka istişare edilmesi, konuşulması gerekiyor."

Çürümeye terk edilen tarihî bir yapıya, tek ağaca zarar vermeden dünyanın çekim merkezi olabilecek potansiyelle işlevsellik kazandırılması dünyanın her yerinde takdir edilir.

Aksi yönde söylem geliştirenlere de öncelikle senelerdir atıl vaziyette duran eser harabeye dönerken neredeydiniz denilir.

BTSO'nun sosyal sorumluluk projeleriyle dezavantajlı grupları da tarihî yapıda ağırlaması gerektiğini düşünüyoruz.

Böylelikle sanatoryumun ruhunun tam anlamıyla yaşatılacağına inanıyoruz.