Aslında sorun yalnızca Bursa'ya has değil, Türkiye'nin genelini kapsıyor.

Devrim yapıldığı iddia edilen sağlık sektöründeki problemler bir türlü aşılamıyor.

Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki tıkanıklık sürüyor.

Hekim göçü hız kesmiyor.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son bulmuyor.

Böyle giderse pek son bulacağa da benzemiyor...

Hekimsen Güney Marmara Şube Başkanı Ali Erol ve Başkan Vekili Hasan Cenkçi, dün Başka Gazete'de misafirimizdi.

Hekimsen, sağlık sektöründeki 43 sendikadan biri.

2021'de 167 olan üye sayıları bugün itibarıyla 25 bini geçti.

Bu durum bir anlamda sağlıktaki sorunların çığ gibi büyüdüğünün de göstergesi.

Şu anda sektördeki 4. büyük sendika konumunda bulunan Hekimsen'in üyelerinin yüzde 99'u doktor.

Ali Erol ve Hasan Cenkçi'ye göre en önemli sorunları, hâliyle hekim göçünün temel sebebi can güvenliği.

Şiddet olaylarının ana nedeni kışkırtılmış sağlık talebi!

2023 Türkiye'sinde doktorların en önemli sorunlarının başında can güvenliğinin gelmesi sizce de çok acı değil mi!

Erol, "Yaklaşık 85 milyonluk nüfusumuz var. Türkiye'de 1 yılda hastaneye başvuran kişi sayısı ise 600 milyon. Acil olarak yapılan başvuru ise 255 milyon. Acile başvuranların çoğu acillik hasta değil. Sevk sistemini getirmeden, aile hekimlerine gidilmeden hastaneye başvuru önlenmeli" dedi.

Şöyle devam etti:

"Her gün işimize korkarak gidiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü 20 dakikada bir hasta bakılması gerektiğini söylüyor. Biz ise 5 dakikada bir hasta bakıyoruz. Korkunç talep sonucu oluşan yoğun kuyruklar, 5 dakika ile sınırlandırılan muayene süresi şiddeti beraberinde getiriyor. Cezaların caydırıcı olmaması durumu daha da içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklüyor."

Hekimsen yetkilileri, kamuda hasta bakma süresinin en az 10 dakikaya yükseltilmesinin şart olduğunu kaydediyor.

Tam da bu noktada doktorları âdeta şiddetin kucağına iten siyasi söylemlerden, hekimlerin sistematik şekilde itibarsızlaştırılmasından vazgeçilmez ise inanın saatte bir hasta da bakılsa şiddetin önüne geçilemeyeceğini de ifade etmek gerekiyor.

Ali Erol, sohbetimizde yoğunluğu önlemek için hastalara puan sistemi getirilebileceğini de belirtti.

Örneğin randevuya gelmeyen hastanın puanının düşürülmesi, randevu sıralamasının buna göre belirlenmesi gibi çeşitli düzenlemelerin yapılabileceğini belirtti.

Genel politikalardaki hatalı uygulamalar es geçilip fatura sadece vatandaşa kesilmemeli.

En temel insan hakkı sağlık hizmetinin ticarileştirilmesi, devlet hastaneleri kapatılırken her yerde özel hastanelerin türemesi, sadece parası olanların rahatça hizmet alabilmesi sosyal devlet anlayışıyla izah edilebilir mi?

Yazıyı sonlandırmadan önce Hekimsen'in siyasi duruşundan da bahsedelim.

Genel başkanları muhafazakar bir dünya görüşüne sahip.

Ancak apolitik çizgide olduklarını, her görüşten üyeleri bulunduğunu, tüm partilere eşit yaklaştıklarını ifade ediyorlar.

Devrim yapıldığı iddia edilen sağlık sisteminde sahici kamucu bir reform gerçekleştirilmeden sorunların giderilemeyeceğini düşünüyoruz.

Bu bağlamda sendikaların palyatif tedbirleri gündeme getirmek yerine çalışmalarını problemlerin ana kaynağını ortadan kaldıracak öneriler üzerinde yoğunlaştırması gerektiğine inanıyoruz.