Riskli girişimi ilk olarak geçtiğimiz 17 Şubat'ta gündeme getirmiştik bu sütunlarda...

Bursa'da...

Sanayinin yanında...

Deprem tehlikesi yüksek bölge imara açılmak isteniyordu Osmangazi Panayır'da.

Hatırlatmak gerekirse...

Panayır mahallesi, Panayır Gelişme Alanı'na yönelik Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kabul edilen, CHP ve İYİ Parti'nin ret oyu verdiği 1/25.000 ve 1/5.000'lik plan değişiklikleri 448,710 metrekarelik alanı kapsıyordu.

Muhtelif ada ve parseller, 350 kişi/ha yoğunlukta konut ve ticaret alanına çevrilmek isteniyordu.

Plan değişikliğinin amacı; gelişme konut alanının kapsamının netleştirilmesi, gecekondulaşma eğiliminde bulunan alanların modern ve depreme dayanıklı konutlara yönlendirilmesinin önünün açılması şeklinde açıklanıyordu.

Ancak aynı planın jeolojik ve jeomorfolojik yapı bölümünde, "Planlama alanı ve yakın çevresi, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'na göre 1. Derece Deprem Bölgesi sınırında yer almaktadır. Planlama alanının AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenen 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmî Gazete'de yayımlanmış olan ve 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren 'Türkiye Deprem Tehlike Haritası'na göre deprem tehlike durumu yüksek olan alan kategorisine girmektedir" ifadeleri yer alıyordu!

Öte yandan bölgedeki sıvılaşmaya da dikkat çekiliyor, zeminin düşük orta şişme potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyordu.

Bursa'da zaten sanayi ve şehir yeterince iç içe girmişken Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nin hemen yanında, üstelik deprem tehlikesi fazla bir alanda yeni yüksek katlı konut alanlarının planlanması son derece riskliydi.

Planlama alanıyla ilgili daha önce yapılan imar değişiklikleri 2018'de Bursa 1. İdare Mahkemesi, 2021'de ise Bursa 4. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti.

Buna karşın bölgenin imarlaşması için gösterilen ısrar çok sayıda soru işaretini beraberinde getirmişti.

Söz konusu girişimle ilgili yeni gelişmeye gelelim şimdi...

Mimarlar Odası Bursa Şubesi, yukarıda detaylarını aktardığımız kent adına son derece tehlikeli plan değişikliğine itiraz etti.

İtiraz gerekçesinde, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne aykırı olduğuna dikkat çekildi.

Bölgedeki deprem tehlikesine de değinildi.

İtirazda, "Söz konusu alan, 'Mühendislik Problemleri Açısından (Şişme, oturma) Önemli Alanlar' olarak görüldüğünden yapılaşmaya açılmasının uygunluğunun tekrar değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür" denildi.

Umarız akademik itiraz dava sürecine gerek duyulmadan kabul edilir.

Bursa'da yeni felaketlerin kapısının aralanması önlenir.

Yanlıştan dönmek erdemdir.

Yerel yöneticiler bilim insanlarının sesine kulak vermelidir.

İptal edilen planları âdeta mahkeme kararına direnir gibi yeniden gündeme getirmekten artık vazgeçilmelidir.

CHP Nilüfer'de davet polemiği! Başkan Yılmaz ne dedi?

Geçtiğimiz cumartesi CHP Nilüfer İlçe Başkanlığı'nın parti binasının resmî açılışı gerçekleştirildi.

Açılışa CHP Sözcüsü Faik Öztrak da iştirak etti.

Eski CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin'in, açılışın ardından sosyal medyada paylaştığı mesaj dikkat çekti.

Şahin, paylaşımında "İlçe binası açılışına katılmayışımın tek nedeni 'davet edilmemiş' olmaktır. Bunun dışında bir gerekçesi yoktur" ifadelerine yer verdi.

Özgür Şahin, CHP Nilüfer'de ciddi emeği olan bir isimdi.

Hâliyle paylaşımı örgüt içinde ses getirdi.

Şahin'in paylaşımına; CHP Nilüfer'de 'güç zehirlenmesi' yaşandığı, 'farkı seslerin engellendiği' şeklinde yorumlar da geldi.

Yorumların ardından CHP Nilüfer İlçe Başkanı Fırat Yılmaz'ı aradım.

Başkan Yılmaz, açılışla ilgili tüm üyelere mesaj ile birden fazla davet gönderildiğini belirtti.

Kimseye özel bir davette bulunulmadığını kaydetti.

Seçim döneminde örgüt olarak yoğun şekilde çalıştıklarını bu nedenle polemiklere dahil olmak istemediğini de belirtti.

CHP Nilüfer'de mevcut yönetime yönelik eleştirilerin arttığını ifade etmek gerekiyor.

Hem belediye içindeki yapı hem de ilçe örgütü...

Seçimden sonra da CHP Nilüfer çok konuşulacağa benziyor.

1 Mayıs...

Bugün malum emeğin günü.

Emeğin bayramı diyemiyoruz çünkü emeğin her anlamda sonuna kadar sömürüldüğü bir süreçten geçiyoruz.

Sadece işçiler sömürülmüyor.

Şehirler de talan ediliyor.

Üstelik bu talan bazen de sosyal demokratlık kisvesi altında gerçekleştiriliyor.

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü gerçekten bir bayram olarak kutlayabileceğimiz, emekçinin alın terinin karşılığını alabildiği, rant ve talandan uzak günlere kısa süre içinde kavuşmak dileğiyle bugünkü yazımızı sonlandıralım.