CHP Bursa'da gözler pazar günü gerçekleştirilecek il kongresine çevrildi.

Dün, başkan adaylarından Eski Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş, Başka Gazete'de misafirimizdi.

Sorularımıza içtenlikle yanıt verdi.

Adaylık açıklamasında örgütteki farklı kesimleri birleştirmesi bazı çevrelerin pazarlık yaptılar iddialarını beraberinde getirmişti.

Herkes cepheleşmeden yakınırken bütünleşmenin sağlanması açıkçası kaostan beslenenleri rahatsız etmişti.

Pazarlık söylentileriyle ilgili şunları söyledi:

"Ötekileştirme anlayışı parti içinde ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. İlçe Başkanı olarak bunu yaşıyorsunuz zaten. Mesela bir il başkanı adayını destekliyorsunuz, diyelim o kaybediyor. Kazanan kişi size karşı bir tavır içine giriyor ve sizi ötekileştirmeye başlıyor. Sizin etkinliklerinize gelmiyor, size destek olmuyor, size katkı sunmuyor. Bunları yaşıyorsunuz. Buna hakkımız var mı bizim? Bu hakkı kim veriyor bize? Bireysel çıkarlarımızı, hesaplarımızı; halkın umutlarının, beklentilerinin önüne nasıl koyarız? Nasıl bir vicdandır bu?"

Şöyle devam etti:

"İnsanlar çocuklarının beslenme çantasına bir şey koyabilir miyim derdindeler. Bu ay ben faturaları ödeyebilecek miyim kaygısı yaşıyorlar. Halk bu durumdayken bizim birbirimizle çatışmaya hakkımız yok. O yüzden bugüne kadar kırgın, küskün olan herkese gittim. Mustafa Bozbey'e de diğer isimlere de... Ben her şeyi sahici yaptım. Samimi ve dürüstlük üzerine yaptım. Arkada oluşan o fotoğrafın tamamı samimiyet üzerine kuruldu. Şimdi diyorlar işte onları nasıl bir araya getirdin? Samimiyet varsa, dürüstlük varsa sizde insanlar size inanıyorlarsa geliyorlar. Kimseyle tek bir pazarlık dahi yapmadık! Kimseden de böyle bir talep gelmedi."

Yeşiltaş, "Mesela Orhan Sarıbal'ın Hayri Türkyılmaz ile arası yok. Sizi barıştıracağım dedim. Öncesinde söyledim. Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı'yla Mustafa Bozbey'in arası yok. Sizi barıştıracağım dedim. Hem Mustafa Başkan'a hem ilçe başkanımıza söyledim. İl başkanı seçildikten 10 gün sonra Mustafakemalpaşa'nın sokaklarını beraber kol kola dolaşacağız" dedi ve ekledi:

"Ben sokakta siyaset yapan birisiyim. 6 yıl boyunca Yıldırım'ın her sokağındaydım. Yani haftada iki gün mutlaka bir alan çalışması olurdu. Seçim olsun, olmasın. Hep sokaklardaydım. Sokakların önerisi, onun talepleri üzerine siyaset kurmak lazım. Mustafa Bozbey, Bursa'yı en rahat kazanabileceğimiz aday. Rahatsız olanlar var. Bursa'da Mustafa Bozbey'den daha fazla oy alacak bir tane kişi söyler misiniz? Yok. Mustafa Başkan'a da söyledim, Yıldırım'dan aday ol yüzde 70 ile kazanırsınız. Bunun önüne kimse geçemez. Egolarla, kaprislerle değil sokağın sesi ile siyaset yapmalıyız."

Orhan Sarıbal'ın güdümünde mi hareket ediyor peki?

Sözü yine Yeşiltaş'a bırakalım şimdi:

"Ben emekten yana, soldan gelen bir siyasetçiyim. Siyaset hayatım boyunca beni karalamak için bir şey bulamayanlar böyle söylemler üretiyorlar. Dürüst ve karakterli insanlar aklına uymayacağı işlere kim önerirse önersin asla imza atmazlar. Asla kimsenin etkisi altında kalmazlar. Orhan Sarıbal'ı beğeniyorum. Nasıl beğeniyorum? Solda siyaset yaptığı için beğeniyorum. Yani benim düşüncelerime yakın şeyler ortaya koyuyor. Hani sevin, sevmeyin, o ayrı bir şey. Kişiliği falan başka bir şey ama siyaset yapış tarzı daha çok emekten yana, daha çok soldan yana. Benim de istediğim o, benim siyaset yaptığım alan zaten tamamen bunun üzerine. Bu kenti niye kazanamıyoruz, yüzde 70'inin yoksul yaşadığı bir kentte siz sol adına o emek mücadelesinin içinde olmazsanız, gidip onların dertleriyle ortak olmazsanız, onlara umut olamazsınız zaten kazanamazsınız."

Yeşiltaş'ı medyadan uğurladıktan sonra CHP Bursa İl Başkanlığı'na giderek Gürhan Akdoğan'ın adaylık açıklamasını izledik.

Akdoğan'ın adaylık açıklamasına rakibi Nihat Yeşiltaş, Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Mustafa Bozbey, Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gün, Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin de katılanlar arasındaydı.

Toplantıya katılan delege sayısı azdı.

Akdoğan'a iki soru yönelttim.

Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in yeğeni Prof. Dr. Örsan Öymen'i CHP Genel Başkanlığı'na aday olarak göstermesi beklenen CHP İlke ve Demokrasi Hareketi'nin içinde yer alıp almadığı ile ilgiliydi.

Akdoğan, "Örsan Bey'le bir kez olsun görüşmüşlüğüm yok. Beni de bir gruba dahil ettiler. O grubun içinde bir sefer yazı yazmışlığım, o toplantılara katılmışlığım yok. Ancak o grubun toplantılarına katılabilirdim de. Yani gidebilirim de" dedi ve ekledi:

"Şunu söyleyeyim, eğer seçilirsem mazbatayı aldıktan sonra kafamdaki bütün stratejik planları ilçelerle beraber masaya yatırıp tek odaklanacağım şey, yerel yönetimleri nasıl kazanabiliriz olacak."

Akdoğan, daha önce Başka Gazete'yi ziyaretinde, "Birleşme teklif eden olmadı mı, oldu ama ben dikkate bile almadım! Çok ilginç yerlerden, çok ilginç teklifler geldi" açıklamasını yapmıştı.

İkinci sorum bu çok ilginç tekliflerin ne olduğu ve kimden geldiğiydi...

Akdoğan, şu yanıtı verdi:

"İlk defa ben çok kıymetli bir adam olduğumu anladım. Ne kadar değerliymişim. Milletvekilliği, parti meclisi üyeliği, Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı, Nilüfer Belediye Başkan Adaylığı bir sürü şey teklif edildi. Sadece Bursa değil, çeşitli yerlerden. Çekil, şöyle olur, dengeleri bozdun falan filan. Ama kim dersen isim sorma. Çünkü ikili bir şeydir. Etik değildir. O da ahlaklı değildir. O bende kalsın. Bir gün çıkar ortaya, birisi doğru mu derse evet doğru veya yanlış derim. Ama ben söylemem ismi. O bende. Ama bu oldu. Ha, diyeceksiniz ki ne bilelim? E, beyan esastır!"

Nihat Yeşiltaş, Gürhan Akdoğan ve Turgut Özkan arasında geçmesi beklenen yarış bakalım pazar günü nasıl neticelenecek?

Yeşiltaş'ın açık favori olduğu seçimi kim kazanırsa kazansın; CHP, yerel seçimde başarı istiyorsa parti içi tartışmaların acilen dışına çıkmalı.

Bursa'nın her geçen gün biraz daha kronikleşen sorunlarına odaklanılmalı.

Rant yapılanması da tamamen partiden ayıklanmalı.