Çok değil kısa süre önce Bursa ciddi bir su krizi yaşadı.

Barajlarda doluluk oranı kritik düzeyde azaldı.

Derin su kuyuları devreye alındı.

Vatandaşa sürekli tasarruf uyarısı yapıldı.

Son yağışlar sayesinde barajlarda doluluk arttı.

Şu an için rahat bir nefes alındı.

Ancak iklim krizinin etkisi ile artık ne zaman karşılaşılacağı belli olmayan yeni bir kuraklık dalgasında, eskiden sudan ibaret diye bahsedilen Bursa'da yine susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalınacağı unutulmamalı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından düzenlenen su panelinin ikincisi 'Bursa'nın Su Varlığı', 'Suyun Tasarrufu ve Geri Kazanımı' temalarıyla yapıldı.

Panele Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da katıldı.

Süresi dolan 1/100.000 Ölçekli Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı'nın ardından 2010'dan beri sürdürülen, 2020'de yoğunlaşılan çalışmalara karşın hâlâ şekillenmeyen 2040 planının sonuçlanması için geçtiğimiz yıl neden sonra gaza basılmıştı.

Taslak ilgili paydaşlara ulaştırılmış ve planın 2022'nin Aralık ayında Büyükşehir meclisine geleceği açıklanmıştı.

Ancak plan söylendiği gibi meclise ulaşmamış, akıbeti ise belirsizliğe bırakılmıştı.

Başkan Aktaş panelde, kentin kronikleşmiş sorunlarının tek çözüm yolu olan, Bursa'nın geleceğine yön verecek 2040 Çevre Düzeni Planı'yla ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı:

"1/100.000'lik planı sonuçlandıramıyoruz maalesef. Sonuçlanmıyor..."

En azından Çevre Düzeni Planı'nın akıbeti sonunda netleşti diyebiliriz!

Vizyon eksikliği ve mevcut tutarsızlıkla bu planın hazırlanamayacağı aslında aşikardı.

Çünkü yerel siyasi irade hep sorumluluk üstlenmekten kaçındı.

Suçu geçmişe yükleyen söylemler, palyatif tedbirlerle günü kurtarmaya odaklanıldı.

Herhâlde algı oyunları problemlerin üzerini örter sanıldı.

Ne yazık ki Kahramanmaraş merkezli son depremlerden de ders alınmadı.

Sürpriz olurdu zaten sadece rant projelerine odaklanan mevcuda teslimiyet zihniyetinin doğru mekânsal planlamaya imza atması...

Bir yandan 2040 planının sözde hazırlığı için paydaşlarla toplantılar düzenlenirken diğer taraftan süresi dolmuş 2020 planını delmeyi sürdürerek tarım arazilerini sanayi, ticaret ve konut alanlarına çevirmekten hiç çekinmeyenler ne yazık ki Bursa'nın geleceğini riske attı.

Sadece su krizi değil; deprem tehdidi, hava kirliliği, trafik keşmekeşi...

Kent içinde faaliyet gösteren 8 binden fazla düzensiz sanayi tesisi şehir dışına çıkarılmadan, bunun için bilim insanlarının rehberliğinde ortak akılla harmanlanan doğru mekânsal planlama yapılmadan asla çözülemez Bursa'nın kronikleşmiş problemleri.

Başka türlü önlenemez ovanın işgali, yeniden can bulamaz Nilüfer Deresi...

Asla da bitmez hormonlu inşaat projeleri...

Yerel siyasi iradenin tavrına karşın Bursa kamuoyu 2040 Çevre Düzeni Planı'nın hazırlanması için mutlaka ama mutlaka daha fazla çaba göstermeli.

Siyasi partiler de süreci sıkı şekilde takip etmeli.

Türkiye'nin dördüncü büyük şehrinin plansız şekilde yönetilmesine izin verilmemeli.

Olası felakette düzensiz sanayinin sebebiyet vereceği tahribat ile Bursa'nın yok olacağı bilim insanları tarafından ifade edilmişti.

Hâliyle mesele millî güvenlik bağlamında da hayli riskli.

Bugün 19 Mayıs.

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı...

Kutlu olsun diyelim!

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözüyle de yazıyı nihayete erdirelim:

"Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır, geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur."