Bursa
Parçalı Bulutlu
18.6°
Başka Gazete
Selahattin Adıgüzeller
Selahattin Adıgüzeller
sadiguzeller@gmail.com

Tıkanırcasına yeme sendromuna dikkat!

2023.12.15 09:49 Son Güncellenme: 2023.12.15 09:49

Haberi okuyunca mesleğimizden soğudum resmen...

Biz gazetecileri tehdit eden altı hastalığı belirlemişler...

Tıkanırcasına yeme sendromu da işte onlardan sadece biriymiş...

Halk arasında aç gözlülük olarak tanımlanan, İngilizcesi, "Binge eating dieorder" olan bu hastalığın belirtilerini sıralamış uzmanlar...

Kontrol edilemeyen, normalden çok hızlı bir yeme şekliniz varsa, fiziksel olarak açlık duygusu olmamasına rağmen fazla miktarda yeme hırsına sahipseniz, yedikten sonra da pişmanlık ve suçluluk hissine kapılıyorsanız, tıkanırcasına yeme sendromuna yakalandığınızın kanıtıymış.

Aman arkadaşlar, yemekli basın toplantılarında yediğimize, içtiğimize dikkat edelim...

Nefsimiz obezite olmasın!

Alınganlık yapmamıza da gerek yok, bu sendroma yakalanma ihtimali bir tek bizim meslekte yokmuş!

Aynı risk siyasette bile varmış!

Bu arada, mide kadar gözlerimize de dikkat etmeliyiz çünkü bilgisayara bakma sendromuna yakalanma riskimiz de varmış...

Gözlerde ağrı, yorgunluk, rahatsızlık, kızarıklık, bulanık veya çift görme belirtileriyle ortaya çıkan bu sendromu bilgisayar ve cep telefonuna sürekli bakmaktan kaynaklanıyormuş.

Bilgisayar başında sürekli oturup çalışmanın bir diğer kötü tarafı, dirsek ve el bileklerde sinir sıkışmalarına, ellerde, kollarda uyuşmalara, tendon hasarlarına yol açması...

Haber veya köşe yazısı yazarken masa başında uzun süre hareketsiz oturma yüzünden de omurgada eğilme, kaslarda gerginlik ve tutulmalar oluşuyormuş...

E kolay mı bu ülkede gazetecilik yapmak?

Gündemi gündem değil mayın tarlası gibi mübarek!

Kalemimiz, klavyemiz detektörden farksız!

Haberi yazarken, olayları yorumlarken gerilmemek, omurgayı düz tutmak için yalnız oturduğumuz sandalye değil vicdanımız da ergonomik olmalı!

Yoğun tempolu ve bir o kadar stresli çalışma hayatımız, kalp krizi, hipertansiyon, kaygı bozukluğu ve depresyon gibi hastalıkları da tetikliyormuş...

Kellik de cabası!

Bu kadar hastalık riski taşıyan başka bir meslek var mı?

Şeytan diyor, yol yakınken bırak mesleği, git çakmaklara gaz doldur...

Melek ise, "Saçmalama Selo! Sen yazmazsan, ben yazmazsam, o yazmazsa nasıl çıkar okur, bu ülke gündemiyle başa!" diyor...

O da haklı!

Köşemi yazarken acıktığımı fark ettim...

Gözlerim yazıları çift görmeye başladı...

Tansiyonum düştü düşecek...

Kalbim de sıkışıyor sanki...

Müsaadenizle, mutfağa gidip, pişmanlık ve suçluluk hissine kapılmadan tıkanırcasına bir şeyler yemek istiyorum!

Yemezsem çok kötü depresyona girebilirim! Girersem saçlarım uzamadan çıkmam!