Koronavirüs bir diğer adıyla Covit19 aşılarıyla ilgili yeni yeni bilgiler, haberler çıktıkça ürkmeye başladık.

Özellikle de kısa, orta ve uzun vadede yaratacağı yan etkileri konusundaki bilinmezlik insanları korkutuyor.

Virüsün ölümcül riskini ortadan kaldırıyor, hastalığı hafif atlamanızı sağlıyor, diyerek vurdular hepimize aşıyı...

Maskelerden kurtulma, sosyal hayata bir an önce dönme umuduyla koştuk en yakın sağlık kuruluşlarına...

"Çin işi Alman işi, bu aşıyı bulan ne muhterem kişi! " dedik...

Bazılarımız iki kolla yetinmeyip kalçayı da feda etti, "Bir, iki, üç doz yetmez dört, beş, altı olsun, virüs bize geldiğine pişman olsun" dedi...

Sayıları az da olsa aşı vurulmayı kabul etmeyenlere resmen cahil virüsü gözüyle baktık, gördüğümüz yerde onlarla uzaktan selamlaştık...

Şimdi, onlar aşı olanlara aynı gözle bakmaya başladılar!

Vallahi haksız da sayılmazlar!

Hafta sonu katıldığım bir konferanstaki bilim insanının anlattıklarını duyunca aşılı koluma ağrılar girdi kalbim sıkıştı!

TR-Düşünce Kulübü'nün düzenlediği "Küresel Gelişmeler Işığında Türkiye Nereye Sürükleniyor?" başlıklı konferansın konuşmacı konuğu Prof. Dr. Mete Gündoğan'dı.

Siyaset, ekonomi ve teknoloji alanında birçok uluslararası makale ve kitapları bulunan Gündoğan Hoca, sunumu sırasında bir ara pandemi konusuna da değindi...

Dedi ki;

"Aşıyı üreten adam bile Almanya'da devlet nişanı madalya verdikleri törende yan etkilerinden çekindikleri için kendilerinin aşıyı olmadıklarını itiraf etti. Ama milyonlarca insanı deneme tahtası olarak kullanmaktan çekinmediler!"

Konferans bitiminde Gündoğan Hocaya, "Peki siz aşı oldunuz mu?" diye sordum...

Gülerek şu ilginç cevabı verdi:

"Olmadım tabii! Fakat o dönem aşı olmamam konusunda beni sürekli uyaran üniversiteden bir profesör arkadaşımın pandemiyle ilgili katıldığı televizyon programında vatandaşlara mutlaka aşı olmaları konusunda çağrıda bulunduğunu görünce şok olmuştum. Ertesi gün kendisine nedenini sorduğumda, öyle demeye mecbur kaldığını söyleyince pandeminin bir plandemi olduğuna bir kez daha karar verdim!"

Düşünsenize, çevresine, üniversitedeki arkadaşlarına "sakın aşı olmayın" diyen bir profesör, televizyona çıkınca, halkı korkutup aşı olmaları için çağrıda bulunuyor!

Bu ikiyüzlülüğü yapan bir bilim insanı!

Gelin de şimdi o aşılardan ürkmeyin!

Kim bilir ne vardı içinde?

Artık kadere kırk beş, takmayın kafaya...

Geçti nasılsa pandeminin pazarı, biz de sürelim imamın kayığını Hamitler'e!

Çin işi Alman işi, aşı olanın da olmayanın da muhteşem olsun gidişi!