Medyada güzel bir sağlık haberi vardı...

Tıpta postür denilen duruş bozukluklarını anlatıyordu.

İyi duruş neden önemlidir?

Kötü duruşun sonuçları nelerdir?

Nasıl oturmalı, ayakta nasıl durmalı ve nasıl yatmalıyız?

Tüm bunları anlatılmış haberde...

İyi duruş sayesinde;

Kemik ve eklemlerimizin doğru dizilimini sağlayarak, kaslarımızın uygun bir şekilde kasılmasına vesile oluyor bu sayede eklem ağrıları, kireçlenmeler görülmüyormuş.

Kötü duruşta ise;

Kasların ve eklemlerin üzerine yapılan aşırı ve dengesiz yüklenmeler, vücutta kalıcı hasara yol açabiliyor...

Bu hasar sonucunda oluşan sağlık problemleri de, insanların yaşam kalitesini düşürüyor haliyle.

Peki, kötü duruşları düzeltebilir miyiz?

Bunun için bol bol egzersiz öneriyor uzmanlar...

Bir de, otururken, ayakta dururken ve yatarken bazı noktalara dikkat etmemiz gerekiyormuş...

Nedir onlar?

Örneğin;

Koltukta aynı pozisyonda uzun süre oturmak çok tehlikeliymiş...

Ve bu kahrolası sinsi hastalık, siyasette de sıkça görülüyormuş!

Özellikle;

Kongre ve seçim dönemleri koltuğunda aynı pozisyonda uzun süre oturabilmek için dik duruşundan taviz verenlerin...

Kendi partisi aday yapmayınca, daha önce ağıza alınmayacak cümlelerle eleştirdiği başka partilere gidip oradan aday olanların, o partilerle seçim ittifakı yapanların, haberi dikkatli okumasında yarar var!

Niye mi?

Çünkü;

Omurgaya yüklenen vicdani ve ahlaki yük, seçmen vebali, yalnız kemik, eklem ve kasların yapısını değil karakter yapısını da olumsuz etkileyebiliyormuş.

Bu da hem yaşam kalitesini, hem de siyasetin ve demokrasinin kalitesini düşürüyor...

Bol bol sandık egzersizi yapsanız da nafile diyorlar!

DOKTOR HASTA BİZ HASTA!

Sağlıktan girdik konuya, bir başka sağlık sorunuyla devam edelim...

Kuruluş tarihleri yeni olmasına rağmen sağlık alanında hızla örgütlenen HEKİMSEN Sendikası Güney Marmara Şube Başkanı Dr. Ali Erol ve Başkanvekili Dr. Hasan Cenkçi, hafta içinde medyayı ziyaretimize geldi.

Sendikanın faaliyetlerinden, ülkemizdeki güncel sağlık sorunlarından sohbet ederken fark ettim ki, doktorlarımız bizlerden daha hasta!

Acı ama gerçek...

Çalışma şartları iyileştirilmezse...

Sevk sistemi taviz verilmeden uygulanmazsa...

Aile hekimliğine önem verilmez, her burnu akanın soluğu acil servislerde alınmasının önüne geçilmezse...

Muayene süresi uzatılmazsa...

En önemlisi de; sağlık çalışanlara yönelik "bırakın yurtdışına giderlerse gitsinler, acil servislerde hasta yakınlarından dayak yerlerse yesinler" anlayışına bir son verilip doktorlara sahip çıkılmazsa, sağlık çalışanları nöroloji servisinde soluğu alabilir!

Bir doktor kolay yetişmiyor, yetişenlerin kıymetini bilelim.