CHP'nin hafta sonu gerçekleştirdiği 38. Büyük Kurultayı ile ilgili bir manşet başlığı öner deseler, bir değil birden fazla haber başlığı önerebilirim...

"CHP Özel'leşti!"

"CHP, Özgür'leşti!"

"CHP Örgütü'nden Kemal Bey'e bay bay!"

"CHP'de değişim rüzgârı!"

"Kılıçdaroğlu: 536 oy, Tavşan aday: 812 oy!

"Cumhur İttifakı'nda milli yas!"

"CHP Örgütü'nden Kılıçdaroğlu'na: Biz de burdayız be burdayız!"

Rahmetli Deniz Baykal'dan sonra CHP'nin başına geçen ve tam 13 yıl genel başkanlık görevinde bulunan Kemal Kılıçdaroğlu denince aklınıza ilk ne geliyor?

Sizleri bilmem ama benim aklıma birçok şey geliyor...

Örneğin;

Beyaz gömlekli demokrasi yürüyüşü...

Zafer olarak gördüğü seçim yenilgileri...

Ekmeleddin ve İnce vukuatları...

İYİ Parti'nin seçime girmesi için yaptığı milletvekili kıyağı...

Emekliye dini bayramlarda ikramiye verilmesindeki emekleri...

Çıkmaz denilen EYT'nin çıkmasını sağlayan siyasi baskıları...

Üniversite öğrencilerinin yüksek KYK borç faizlerinin silinmesine vesile olması...

Bölücü terör örgütü tarafından silahlı saldırı girişimine maruz kalması...

Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için kurduğu altılı masadaki liderlerle uzlaşma performansı...

Adaylığına sıcak bakmayan Meral Hanım'ı devirdiği masaya 24 saat geçmeden yeniden oturtmadaki azmi...

Altılı masayı destekleyen partilere CHP listelerinden 39 vekil çıkartma başarısı...

Evinin mutfağından çekip sosyal medyadan paylaştığı videolar ve bu videolarda iktidarla ilgili anlattığı ilginç iddialar...

Seçim üstü seccadenin üzerine ayakkabıyla bastığını gösteren talihsiz fotoğrafıyla medyada gündem olması...

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarındaki "Bay Kemal" ve "SSK'yı batırma" polemikleri...

Seçim meydanlarında vatandaşları iki eliyle kalp işareti yaparak selamlama çabaları...

Sağdan ve yurtdışından gelen danışmanlarıyla ilgili yaşadığı fiyaskoları...

Seçimlerde yanından ayırmadığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile arasına seçim sonrası mesafe koyması, ona karşı soğuk durması...

Seçim sonrası istifa etmesini bekleyenlere, "Burdayım be burdayım, siz de burdasınız" sözleriyle masayı yumruklayan video üzerinden mesaj vermesi...

Canlı yayınlardaki, meydanlardaki ve grup toplantılarındaki dinleyenleri gülümseten masum gafları... Tıpış tıpışlı sözleri...

Evet, Kemal Kılıçdaroğlu denilince benim aklıma gelenler bunlar oldu, olacak...

Tabii bir de şu 'keşke'ler...

Keşke, cumhurbaşkanlığı adayı olmakta bu kadar çok ısrar etmeseydi...

Keşke, son seçiminden sonra "Adım Hıdır, elimden gelen budur" diyerek istifa etseydi...

Keşke partideki değişim enerjisini hissedip bu büyük kurultayda yeniden aday olmasaydı ve kürsüye çıkıp o hançerli, vefalı, vedalı berbat konuşmayı yapmasaydı!

Ve keşke, seçimi ikinci turunu beklemeden adaylıktan çekilip, seçilen Özgür Özel'i tebrik ederek, "Ben başaramadım siz değiştireceksiniz inşallah, partimizin seçimlerdeki kaderini" deseydi...

İşte o zaman asla yalnız yürümezdi, partililer onu evine kadar omuzlarında taşırdı!