Bir fenomen operasyonudur gidiyor memlekette...

Şatafatlı yaşantısıyla dikkatleri üzerine çeken internet ünlülerini gözaltına alan mali polis, kısa zamanda edindikleri aşırı zenginliğin kaynağını soruyor, arkalarında illegal bağlantılı organize işlerin olup olmadığını soruşturuyor.

Gerçekten de bakıyorsunuz, daha önce ayağında şalvarıyla köyünde videolar çekenler bir anda traktörden inip en pahalı son model arabalara binmeye, estetik operasyonlarla Adnan Hoca'nın kedicikleri gibi güzelleşmeye, villalardan, lüks restoranlardan videolar paylaşmaya başladılar.

Bir fenomenin sosyal medyadaki takip sayısının artmasıyla gelirinin artması normal ama bazılarınınkinde anormal artış yaşanınca takipçilerinin arasına polisin de katılması kaçınılmazdı!

Hele bir de edindikleri servetleri, nispet yapıp milletin gözüne sokarcasına paylaşan görgüsüz ya da sonradan görmeler yok mu?

Zaten çarşı da onların bu hava atmaları, enerjilerini boşaltmaları yüzden karıştı!

"Bizim ayranımız yok içmeye, bunlar nasıl Ferrari'yle gidiyor Çeşmeye" diyen geçim derdindeki milletimizin haklı olarak gözü kaldı, ahı tuttu!

Bazı fenomenler umreye giderek aldıkları ahlardan, girdikleri günahlardan ve nazarlardan kurtulmak isteseler de geç kaldılar...

Artık kimin gerçek fenomen kimin soğanlı menemen olduğuna çıkarıldıkları mahkemelerde karar verilecek...

Hazır konu açılmışken benim de yıllar önce başımdan geçen tehlikeli bir fenomenlik anımı paylaşayım...

2000'li yılların başıydı...

Bursa Hakimiyet'ten Olay Gazetesi'ne yeni geçmişim...

OLAY TV'nin gece haberlerini sunan sevgili Ersel Olcay, "Abicim, akşama hazır ol, konuk alacağım haberlere seni" dedi...

Belli ki haber gündem iç karartıcı, espri desteğine ihtiyacı var.

Canlı yayınlarda konuşmama rekoruna sahip bir yazar olarak heyecanlandım tabii...

Çok kazık sorular sormaması şartıyla teklifini kabul ettim...

Çalıştığım yerlerden soracağına dair söz verdi.

Neyse çıktık programa, Ersel kardeşim her zamanki tok sesiyle haberleri okudu ve bültenin sonunda sıra bana geldi...

Başladık gazetecilikten, yazarlıktan filan konuşmaya...

O dakikaya kadar gayet iyi gidiyordum ta ki o soruyu sorana kadar...

"Senin için fenomen diyorlar, ne diyorsun bu iddiaya, doğru mu?" diye tak sordu...

Fenomen sözcüğünü duyuyordum ama bugünkü kadar sık kullanılmadığı için doğrusu anlamının ne olduğunu merak edip öğrenmemiştim...

Ya kötü bir şeyse?

Şöyle bir yutkunup ve "Asıl fenomen sensin kardeşim, ben bir garip Selomen'im, neyime gerek fenomenlik" dedim...

Yayın çıkışında ilk işim, sözlük anlamına bakmak olmuştu...

Menemene dönmeden karizmayı kurtardığıma sevinmiştim!