Bursa
Parçalı Bulutlu
12.5°
Başka Gazete
Selahattin Adıgüzeller
Selahattin Adıgüzeller
sadiguzeller@gmail.com

Depremle yaşamak ve yaşatmak...

2024.01.02 09:02 Son Güncellenme: 2024.01.02 09:02

Yerküre beşik gibi, ülkemiz de dahil sallanmayan yer yok gibi!

Bazı yerleri ufak ufak yokluyor bazı yerleri korkutuyor...

Unutturmuyor kendisini fay canavarı!

Yılın son akşamı Gürsu ilçemizde ve Hakkari'deki depremler yüreğimizi hoplattı.

Yeni güne de Japonya'dan gelen 7.4 şiddetindeki haberle uyandık...

Onlar da bizim gibi depremlerden maddi manevi çok canı yanan bir ülke...

Geçmişte 9 şiddetinde depremler yaşadığından 7.4'e artçı sarsıntı muamelesi yapıyorlar artık...

Allah korusun o büyüklükte deprem bizde olsa, düşünmesi bile ürkütücü!

Haberlerde baktım, Japonya'da kaç can kaybı olmuş diye şu ana kadar bu konuda üzücü bir bilginin gelmemesi sevindiriciydi...

Japonlar, depremden çok deprem sonrası oluşan tsunamilerden korkuyorlar...

Çünkü depremle yaşamayı ve yaşatmayı başaracak kültüre, teknolojiye ve iş ahlakına sahipler...

Düşünebiliyor musunuz, deprem ülkesi Japonya'da yapı denetimi diye bir uygulama yokmuş...

Peki ya inşaatı yaparken malzemeden ve işçiliğin kalitesinden çalan olursa?

Türkiye'den giden bir heyet sormuş geçmişte bu soruyu...

Japon yetkilinin verdiği cevap ibretlik olmuş:

"İnsan hayatının söz konusu olduğu bir yerde kimse böyle bir şey yapmayı aklına bile getirmez, getiremez!"

Demek ki neymiş...

Depreme dayanıklı binalar yapmak için eğitimden, kanundan, yönetmelikten, mevzuattan, kaliteli malzemeden, sağlam zeminden önce sağlam ahlak lazım!

Bir binayı proje aşamasından bitimine kadar, yaptıran, yapan, yasal izni veren ve denetleyenlerin karakteri sağlam zemine oturmamışsa, yaptıkları işin mesleki ve vicdani sorumluluğunu taşıyıcı kolonları zayıfsa, ne yaparsanız yapın, nafile!

Toplum olarak, her türlü namussuzluğu ticari kurnazlık, rant gibi gören çürümüş zihniyeti betona gömmedikçe, sallanmaya, ağlanmaya daha çok devam ederiz!

Yalnız Japonya'dan değil Kanada'dan da güzel bir örnek vereyim mesleki sorumluluğu anlatan...

Bu ülkedeki tüm mühendislere mezuniyet töreninde diplomanın yanında bir de iron ring denilen çelikten yapılma yüzük verilir ve ömür boyu takmaları istenirmiş...

O yüzük, 1907 yılında inşa aşamasında yıkılan ve 75 inşaat işçisinin ölümüne neden olan bir köprüyü simgeliyormuş.

Yüzüğün amacı;

Mühendislere görevlerinin günü değil geleceği kurtarmak olduğunu unutturmamak ve mesleki sorumluluklarını, iş disiplinini, insani bakış açısını hatırlatarak, işlerini doğru yapmazlarsa işte böyle olur demekmiş...

Keşke bizde de olsa benzeri bir uygulama...

Fakat sadece mezun olan inşaat mühendislerine değil, bütün müteahhitlere hatta inşaatlarda bizzat çalışanlara, yasal izinleri verenlere, denetleyenlere bugüne kadar depremlerde kaybettiğimiz on binlerce vatandaşımızı simgeleyen bir yüzük dağıtsak...

Bir faydası olur mu dersiniz?