Partide belediye başkan aday adaylığı için başvuru süresi bitmiş, başvuru yapanlarla ilgili temayül, anket ve mülakat sürecine geçilmiş olmasına rağmen...

Basının, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan'ı gördüğü yerde ilk sorusu:

"Sizin de adınız büyükşehir belediye başkanlığı için geçiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?"

Bugünlerde bir de Osmangazi'yi eklediler...

Büyükşehir mi Osmangazi mi, acaba hangisi?

Yalnız basın olsa iyi, partililerde de var bu beklenti!

Davut Başkan'ı bu sorular karşısındaki peygamber sabrından dolayı tebrik ediyorum.

Fakat derler ya bir şeyi kırk defa söylerseniz sonunda olur diye 39.ncusunu sormak da bana nasip oldu...

Önce Pazar günkü temayülde, onun isminin büyükşehir belediye başkan aday adayı olarak yazıldığına dair iddiaları hatırlattım Gürkan'a...

"Bu tür söylentilerin çıkması bir yerlere yakıştırılmamız çok normal çünkü iktidar partisinin il başkanıyım... Benden önceki il başkanlarım da aynı sıkıntıları yaşamıştı yerel ve genel seçimlerde... Bu iddiaları ortaya atanların asıl hedeflerinin benim ismim üzerinden Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ı yıpratmak olduğunu düşünüyorum" dedi ve devam etti:

"Bizim partimizde adaylık istenmez, verilir! Arkadaşlarımız da bu geleneği bilerek aday adayı olurlar. Biz adaylık belirleme sürecinde üzerimize düşen görevleri, çalışmaları yaparız, isim konusunda Genel Merkez ve Cumhurbaşkanımız son noktayı koyar, O kimi hangi makama uygun görürse, başımızın üzerinde yeri vardır, teşkilatlar olarak sonuna kadar destekleriz..."

Davut Başkan, sözlerini güzel bir espriyle bağladı:

"Evet yazabilirsin ben adayım ama il başkanı olarak yalnız büyükşehiri değil 17 ilçenin de tamamını seçimlerde partim olarak kazanmaya adayım! Bunu da başaracak güçteyiz!"

İl Başkanı Gürkan'ın bu samimi açıklamalarıyla en çok büyükşehir aday adayı Deniz Üzülmez'i rahatlatacağına eminim!

BURSAMONULU TİFTİK!

Kokusu koca medyaya yayılan, elinde bir balya Taşköprü sarımsakla ziyaretimize geldiğinde anlardık ki, yakında Kastamonu günleri etkinliği var...

Ben "Geldi Bursamonulu başkan!" diye takılırdım, O da bana "Kastamonu'ya götürmediğim tek gazeteci sen kaldın... Bu yaz gidiyoruz, evde yengemden vizeyi şimdiden al, mazeret istemiyorum" derdi...

Geleneksel hale getirdiği bu etkinlikle doğduğu şehirle doyduğu şehir arasında oluşan gönül köprüsünün mimarıydı İsmail Tiftik...

O hasta haliyle bile son etkinliğini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirmişti.

Bitkindi ama umutluydu, hastalığının tedavisi için Küba'ya gideceğini söylemişti son görüşmemizde...

Fakat dün sabah acı haberini aldık...

Bizim için dostluğu, siyasetçi kimliğinden önce gelen Tiftik'e Allah'tan rahmet, ailesine ve Bursamonulu tüm sevenlerine sabırlar diliyorum.