Siyasette başarının kriteri sandıktır...

Gelenek değişmez...

Seçimden başarıyla çıkan partilerin yöneticileri omuzlara alınır, başarısız olan ve bu başarısızlığa katkıda bulunanların da istifaları alınır...

İstifada nazlananlar ise verdiği maddi manevi emeklerine bakılmaksızın görevden alınır!

Bursa'da gözler haliyle; büyükşehirle birlikte Bursa'nın en büyük ilçesi Osmangazi'yi, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Yenişehir ve Harmancık'ı kaybeden AK Parti'de...

Henüz il ve ilçelerden istifalar, görevden alma operasyonları yok ama sandıktan çıkan beklenmedik sonucun fatura koçanının hazırlandığı belli...

İlk faturayı da kesmişler bile!

Kime mi?

Yeniden Refah Partisi'nden Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan ve seçimde yüzde 4.93 oy alan AK Parti'nin eski il başkanı Sedat Yalçın'a!

Partinin duvarında asılı duran bugüne kadar görev yapmış eski il başkanları arasındaki çerçeveli fotoğrafı indirilmiş!

Oysa seçim öncesi gittiğimde vardı, dün uğradığımda göremedim yerinde...

Parti yöneticileri, "Partililerimizden çok büyük tepkiler geliyordu. Mecburen indirmek zorunda kaldık" dediler.

Sedat Bey'i de arayıp, duygu ve düşüncelerini sordum...

İlk sözü, "hiç şaşırmadım" oldu...

Ve ardından devam etti:

"Nezaketle siyaset yapmak çok önemlidir. AK Parti bunu başaramıyor maalesef! Birazcık demokrasinin D'sinden nasipleri olsa o resmi özellikle tutarlar, 'bakın bu eski il başkanımız başka partiden aday oldu ama bizim dönemimizde yaptığı hizmetlerinden dolayı resmi duruyor' derlerdi... Halkımız bu tür davranışları sandıkta değerlendiriyor. Bu seçimde olduğu gibi..."

2007-2013 yılları arasında AK Parti'de 5 yıl il başkan yardımcılığı 5 yıl da il başkanlığı yaptığını, Cumhurbaşkanının takdiriyle iki defa o makama getirildiğini hatırlatan Yalçın'ın, şu sözleri de dikkat çekiciydi:

"Oturdukları o binayı ben yapmıştım. Cumhurbaşkanımız da çok beğenmişti. Çok büyük de emek vermiş, sağdan soldan bir sürü borçla yapmıştık. Belediyelerden de hiç destek almadan yapmıştık. BUSKİ bile İl Başkanlığı'nın suyunu kesmişti borcundan dolayı...

Demokrasiyi içine sindirmesi gerekir herkesin...

Bir yere kadar gelirsiniz yollarınız ayrılabilir. Bunu topluma da anlatırsınız. Değerlendirmeyi kamuoyu yapar.

AK Parti'ye verdiğim emeğin karşılığında bir teşekkür filan da hiç beklemedim. Fakat çok büyük vefasızlık yaşadım.

Benim vefa borcum söz konusu değil. İki defa da aday oldum ben. Uygun görmedi, saygı duydum kenara çekildim. Daha sonra da siyaseti bıraktım dedim. Ömür boyu AK Parti'nin yaptığı yanlışların peşinden gitmek zorunda mıyım?

Duvardan resimler indirerek seçimlerde düşen oylar, keşke yükselse..."