Bursa
Çok Bulutlu
15.6°
Başka Gazete

İYİ Parti'de Müsavat Dervişoğlu dönemi!

2024.04.27 08:55 Son Güncellenme: 2024.04.27 21:26 - SİYASET

İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı bugün yapıldı. Meral Akşener'in yeniden aday olmadığı kurultayda seçim yarışı, Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu arasında geçti. İkinci turda da genel başkan belli olmadı ve seçim üçüncü tura kaldı. Üçüncü turda en fazla oyu alan Müsavat Dervişoğlu, Meral Akşener'in ardından İYİ Parti'nin ikinci genel başkanı oldu. Dervişoğlu, genel başkan sıfatıyla yaptığı ilk açıklamada "Bugün itibarıyla birbirimize sarılarak, yaralarımızı saracağız. Ondan sonra da iktidar yolculuğuna yine ağabeyim Koray Aydın ile, kardeşim Tolga Akalın ile, bu dava için alın teri döken sizlerle yolumuza devam edeceğiz. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak." dedi. Meral Akşener, Genel Başkan seçilen Dervişoğlu'nu sosyal medya hesabından tebrik etti.

İYİ Parti'de Müsavat Dervişoğlu dönemi!

Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da düzenlenen İYİ Parti 5. Olağanüstü Kurultayı'nda genel başkanlık için ilk turda Grup Başkanı Koray Aydın, Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Göç Politikaları Başkanı Tolga Akalın ile Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz yarıştı.

SEÇİM ÜÇÜNCÜ TURA KALDI

Birinci turda Koray Aydın 472, Müsavat Dervişoğlu 370, Tolga Akalın 327 ve Günay Kodaz 2 oy aldı.

İkinci turda Müsavat Dervişoğlu 570, Koray Aydın 565 oy aldı.

Genel başkanlık seçiminde hiçbir adayın salt çoğunluğa ulaşamaması nedeniyle oylama üçüncü tura kaldı.

YENİ GENEL BAŞKAN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU

Üçüncü turda Müsavat Dervişoğlu, 611 oy alarak 548 oy alan rakibi Koray Aydın'ı geride bıraktı ve İYİ Parti'nin yeni genel başkanı oldu.

DERVİŞOĞLU'NDAN İLK AÇIKLAMA

İYİ Parti'nin yeni Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, seçimin ardından yaptığı ilk açıklama şunları söyledi:

"Bu yolculuğa çıkarken dua ettim. Ben bir yarış kazanmadım. Çünkü kimseyle yarışmadık. Herkesin gözü bu kongredeydi. Allah hepinizden razı olsun. En küçük bir tatsız olay bile yaşanmadı. Bu iyiler ve cesurlar hareketinin nasıl bir hareket olduğunun, nasıl bir siyasi hareket olduğunun en büyük delilidir.
Sayın Koray Aydın, benim aile büyüğüm ve ağabeyimdir. Sayın Tolga Akalın da benim kardeşim ve ailemin bir ferdidir. Sizlerin adayları olarak bu yolculuğa çıktık. Siz asıl çok büyük bir ailesiniz. Size mensup olmaktan hepimiz iftihar ediyoruz. Bugün itibarıyla birbirimize sarılarak, yaralarımızı saracağız. Ondan sonra da iktidar yolculuğuna yine ağabeyim Koray Aydın ile, kardeşim Tolga Akalın ile, bu dava için alın teri döken sizlerle yolumuza devam edeceğiz. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."

AKŞENER'DEN TEBRİK

Meral Akşener, seçimi kazanan Dervişoğlu'nu sosyal medya hesabından tebrik etti.
Akşener paylaşımında "5. Olağanüstü Kurultayımızda İYİ Parti Genel Başkanı olarak seçilen Sayın Müsavat Dervişoğlu'nu tebrik ediyor, başarılar diliyorum." ifadelerini kullandı.

15.30: Günay Kodaz konuştu.

Günay Kodaz'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Biz bu partiyi masa başında kurmadık. İYİ Parti Türkiye'nin umududur. Bugüne kadarki emekleri için Sayın Meral Akşener'e teşekkür ediyorum.

Partimizde mutlaka emek, liyakat, bilgi, istişare, çalışkanlık, sözünde durma hakim olmalıdır. Bu ülkede AKP'nin yaygınlaştırdığı biat kültürüne karşı kurulmuş bir partiyiz. Eleştirdiğimize benzememeliyiz.

Maalesef partimizde birçok farklı ses susturulmuştur. Tek kadın adayı olarak kadın hareketi denilen partide sürekli yok sayıldım."

14.55: Koray Aydın konuştu

Koray Aydın'ın konuşmasından öne çıkanlar:

"Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başındayız. Maalesef son 22 yıldır milliyetçiliği ayaklar altına alan, sıkışınca seçim kazanmak için milliyetçilerin ayağına kapanan bir iktidar gördük. İktidar ve ucube sistem, cumhuriyetimizin temel değerlerini hiçe saydı. Temel hak ve hürriyetleri kısıtladı. Ülkenin kaderini iki dudağının arasına hapsetti. Milli mücadeleye karargahlık yapmış yüce meclisimizi itibarsızlaştırdı. İşte bu ucube sistem, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan kuvvetler ayrılığını, kuvvetler birliğine dönüştürdü. Bu iktidar ve ucube sistem, ülkenin dış borcunu tam 500 milyar dolara çıkardı, enflasyonu 3 haneli rekor düzeyine yükselttti. Milleti yoksulluğa mahkum etti. Faiz sebep, enflasyon sonuç safsatasıyla da Türk lirasının değerini, milletin alım gücünü yerle bir etti. Bu iktidar, yanlışlarıyla servetine servet katarken, vatandaşını sabahın erken saatlerinde ucuz et kuyruğuna girmeye mecbur etti. Bu iktidar, memuru, işçiyi, emekliyi hızla yoksullaştırarak açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etti. Bu iktidar, liyakatı değil yandaşlığı önceleyerek, gençlerin hayallerini çaldı. Beyin göçünü engelleyecek tedbirler almak yerine, gençlerimiz için giderlerse gitsinler dedi. Bu iktidar, yüce dinimiz İslam'ı kirli siyasetine alet etti. Çalıyor ama çalışıyor kafasıyla beytül mala uzanan eli meşrulaştırmaya çalıştı. yanlış ekonomi politikalarını 'nas var nas' diyerek perdelemeye çalıştı. Bu iktidar, dış politikayı iç politikanın siyaset malzemesi yaptı. Uluslararası gerçeklerden uzaklaştı. Bir gün dost dediğine diğer gün düşman kesildi. Bu iktidar, namusumuz olan hudutlarımızı kevgire döndürdü. Üstüne utanmadan, şerefimiz olan Türk vatandaşlığını da sanki bir pazar malı gibi yabancılara sattı. Bu iktidar, bölücü başının posterlerini sokaklara asanlara hoşgörü gösterdi. Sonuç olarak bu iktidar ve eseri olan bu ucube sistem, ülkeyi pek çok büyük beka sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye'yi bu iktidara mahkum bırakmayacağız, bu iktidarı Türk milletinin yakasından söküp atacağız.

Partimiz sarsılmıştır. Bu sarsıntıyı en az hasarla atlatabilmek için bir durum muhasebesi yapmamız elzemdir, kaçınılmazdır. Ne oldu partimizin oyları yüzde 4'lere geriledi. Elbette yerel seçimlerin dinamikleri farklı, elbette İYİ Parti'nin asıl oyu bu değil. Doğru bir değerlendirme yapmaz, acil bir müdahalede bulunmazsak, bu kötü tablo sürekli hale gelecek. Toplumun sesine, parti teşkilatlarımıza ve tabanımızın taleplerine kulak tıkayarak, asla ve asla siyaset yapılmaz.

Kısaca, millete rağmen siyaset yapılmaz. Seçim sonuçlarından çıkarmamız gereken ilk ders budur. Sayın genel başkanımız, bu olumsuz tablonun farkındadır. Genel başkanımızın olağanüstü kurultay yolunu açmış olması ve kendisinin de aday olmaması, demokratik bir olgunluktur, örnek bir tavırdır. Şimdi sıra bizdedir, sizlerdedir, şimdi sıra iyilerdedir.

Sizleri sadece İYİ Parti'nin genel başkanını belirleyecek delegeler olarak değil, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki ruhu temsil eden, cumhuriyetin ikinci yüzyılına yön verecek olan kadrolar olarak görüyorum.

İyiler ve cesurlar hareketi olarak hürriyete aşık insanlarız ve demokrasiden yanayız. Bizler, hürriyetlerin kısıtlanmasına, anti demokratik düzenlemelere tahammül edemeyiz. Bu inançla, ne partimizde ne de ülke yönetiminde anti demokratik düzenlemeleri onaylayamayız. Buradan ilan ediyorum ki; parti tüzüğümüzde anti demokratik olarak nitelenen tüm maddeler gözden geçirilecek ve tadil edilecektir. Ülkede demokrasi talep ediyorsak, bunu önce kendi içimizde sağlamamız gerekmektedir.

Anayasa'nın ilk dört maddesi ve Türk milliyetçiliği tanımı, kırmızı çizgimizdir. Millet tektir, adı da Türk'tür.

İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş temel önceliğimizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen bu ucube sistemi tahkim etmeye dönük her girişimi reddettiğimiz, herkes tarafından bilinmelidir."

14.23: Tolga Akalın konuştu

Tolga Akalın'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Bugün eski Türkiye'nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz. Biz, Türk siyasi tarihinin en ceberut iktidarına karşı, onun en ceberut olduğu dönemde kurulmuş bir siyasi partiyiz.

MHP'den ne istedik biz? Birincisi, güvenlikçi, devletçi milliyetçilikten demokratik milliyetçiliğe geçilmesini istedik. İkincisi, iktidar hedefini kaybetmiş bir siyasal hareketle yol yürünmeyeceğini tespit ettik ve bu kapsamda bir yürüyüş başlattık.

Erdoğan bir şövalye, bir alp değildir. Erdoğan, bir pusucudur. Erdoğan, rakipleriyle cesurca mücadele edemez. Erdoğan, ancak muhaliflerine pusu kurarak iktidarını devam ettirebilir. Erdoğan'ın bitiremediği tek siyasal hareket, bu iyiler ve cesurlar hareketi oldu. İYİ Parti, Türkiye'nin makul merkezinde kurulmuş, kuruluş ilkeleri de fevkalade bir siyasi harekettir. Ben, İYİ Parti'nin kendisini milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olarak tanımlamasını doğru buluyorum.

'SEYİRCİSİZ KURULTAY' TEPKİSİ

100 bin kişiyle başlayan bir siyasi hareket bugün 3 bin kişiyle kurultay yapmamalıydı.

"3 KONUDA MESAJ VERMENİZ GEREKİYOR"

Seçmene 3 konuda mesaj vermeniz gerekiyor. Güvenlik, özgürlükler ve hukuk, üçüncü olarak da refah alanında mesaj vermeniz gerekiyor. İYİ Parti'nin milliyetçiliği siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının güvenlik alanına, İYİ Parti'nin demokratlığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının özgürlükler ve hukuk alanına, İYİ Parti'nin kalkınmacılığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının refah alanına tekabül ediyor.

* Milliyetçilik ve demokrasi, birbirinin olmazsa olmazıdır. Güvenlik ve demokrasi de birbirinin çelişeni değil, tamamlayanıdır. Milliyetçilikle demokrasiyi birbiriyle içselleştirip, demokratik milliyetçiliği inşa etmemiz lazım.

13.34: Müsavat Dervişoğlu konuştu.

Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:

"Çıktığımız yolculuk kolay değildi. Önümüzde ceberut bir iktidar ve ne olduğu belli olmayan ucube bir sistem vardı. İyi'lerin mücadelesi de zaten bu ceberut iktidarla ve ucube sistemle mücadeleydi. Sistemin dayatmaları vardı. O dayatmalardan bir tanesi de ittifakla siyasi arenada yer edinebilme imkanı aramaktı. Bunun müsebbibi ve sorumlusu İYİ Parti değil. Bunun sorumlusu esas itibariyle Türkiye'ye dayatılan sistemdi.

Ve biz, 2018'de başlayarak, son yerel seçime kadar çeşitli ittifakların içinde bulunduk. 2019 yerel seçim ittifakının asıl amacı ve hedefi, hepinizin bildiği gibi, bu iktidarın seçim yoluyla yenilebileceği ve AKP iktidarına son verilebilme arzusuydu. 2019 yerel seçimlerinde biz bunu başardık. Muhalefetin de kazanabileceğini ve hatta bu iktidarın gidebileceğini büyük milletimize gösterdik. Biz, o seçimdeki ittifakı 2023 yılındaki genel seçim için yapmıştık. İktidarın yenilebileceğini gösterip, ondan sonra da 2023 seçimlerinde iş başında bulunan iktidarın artık siyasi ömrünün tamamlanmasını sağlamaya çalışacaktık. Ama süreç öyle akmadı. Hepinizin bildiği gibi, İYİ Parti'nin tüm çabalarına rağmen, maalesef birtakım stratejik hatalar yüzünden 2023 seçimleri kaybedildi ve Türkiye bu seçimin akabinde bir yerel seçime gitti. Bu seçime partimiz, özgün kimliğini muhafaza edebilmek ve 2028 genel seçimlerine layıkıyla hazırlanabilmek adına, tüm yetkili organlarını toplayarak, müstakilen girme kararı aldı. Bu kararın alınmasıyla birlikte, yine İYİ Parti, çeşitli saldırıların muhatabı kılınmaya çalışıldı. Onun sonucudur ki, o sürecin akabinde, girmiş olduğumuz yerel seçimlerde maalesef başarılı olamadık ve bu başarısızlığı henüz değerlendirmeden, özeleştirimizi yapamadan bo kongreyle karşı karşıya kaldık.

Aslında, meselenin doğru anlaşılması, doğru yorumlanabilmesi ve uzun vadede partimize kazandıracaklarının hatırlanması lazımdı. Bunları yapamadık ve netice itibariyle de bu kongre salonunda toplandık. Sayın genel başkanımız, milletimize verdiği sözün gereği olarak aday olmayacağını açıklamak suretiyle, bu kurultayın zeminini oluşturdu.

Biz, buna 3 aday olarak, bu kritik süreçte tarihi sorumluluk üstlenmek suretiyle sizlerin huzuruna geldik. Bu adaylardan bir tanesi benim değerli ağabeyim, aile büyüğüm, aile dostum Sayın Koray Aydın'dır. Bu adayların bir diğeri de yine benim sevgili kardeşim, değerli dostum, ailemin bir ferdi olan Sayın Tolga Akalın'dır. Ben de bir adayımızın ağabeyi, diğer adayımızın kardeşi olarak bugün huzurunuzdayım.

Bu güzel kongre, aslında sadece İYİ Partililerin gözünü diktiği bir kongre değil, bu kongre, büyük Türk milletinin gözünü diktiği ve takip ettiği bir kongre. Bu kongrenin öncesinde gördüğünüz gibi, başka partilerde olduğu gibi taraftarlaşma olmamıştır. Yine başka partilerde olduğu gibi, yalan, riya, iftira ve fitne sokağa dökülmemiştir. Bütün adaylarımız, kendilerine yakışan, demokrasi geleneklerimize uygun, iyiler ve cesurlar hareketinin siyasi ahlakıyla mütenasip bir tavır ve davranış sergilemişlerdir. Ben, hepinizin huzurunda adaylarımıza ve adaylarımıza gönül verenlere teşekkür ediyorum.

Kolay günler beklemiyor bizleri. Sadece kongre yapmayacağız, bu kongre ile İYİ Parti'nin yaralarını saracağız. Biliyorum derdimiz var, biliyorum kırgınlıklarımız var. Birleşmeli ve aşmalıyız. Onun için geliyoruz.

Bu ülkede partimizi bekleyen ne kadar problem varsa, aslında emin olunuz ki, o problemler Türkiye'yi bekleyen problemlerdir. İYİ Parti'nin kurulduğu gün hangi problemler varsa, bugün katlanarak büyümek suretiyle önümüze gelmiştir. Bu, İYİ Parti'nin varlık gerekçesinin hala devam ettiğinin bir göstergesidir. İşte onun için diyoruz, İYİ Parti'nin güneşi asla sönmeyecektir.

Yerel seçimlerden çıktık. Başarısızlık tanımlaması yapılıyor. Müştereken bir karar aldık, fakat bu kararı uygularken, müştereken uygulayamadık. Özellikle büyük şehirlerde AKP'nin baskın kampanya uygulamaları münasebetiyle halk kutuplaştırıldı. Dolayısıyla, seçmen kimin kazanacağına bakmak yerine, kimin kaybetmesi gerektiğine baktı ve maalesef öyle oy kullandı. İktidarın baskın kampanyası seçmeni o kadar kutuplaştırdı ki, aman ha AKP gelmesin diye vatandaşlarımız ve belki de parti tabanımızın bazıları oy kullanma tercihini şekillendirdiler. Oyunu bu şekilde kullananlara diyecek bir şeyim yok. Ama bu işin içinden elimizi yıkayarak çıkamayız, bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Biz bazı yerlerde çok az oy aldık ama işte şu anda Divan'da oturan Nevşehir belediye başkanımız yüzde 52 oy aldı. AKP'nin seçim kaybetmediği Nevşehir'de yüzde 52 oy almayı başabiliyorsak, bana sorarsanız İYİ Parti'nin oy oranı yüzde 5 değil, yüzde 52'dir arkadaşlar. Meseleleri doğru kavrayıp, hükümleri doğru vermeyi becerebilirsek, gerçekleştireceğimiz bir durumdur. Aramızda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanınımız var, Sayın Enver Yılmaz. O da Ordu gibi bir yerde, AKP'nin yüzde 70'e yakın oy aldığı yerde yüzde 37 oy aldığı görüldü. Bana göre, seçimi kazandı ama Beştepe seçimi elinden çaldı. O kıstastan bakarsanız, İYİ Parti'nin oyuna yüzde 37 de diyebilirsiniz.

13.31: Adayların konuşma sırasını belirlemek için kura çekimi yapıldı. Buna göre, ilk konuşmacı Müsavat Dervişoğlu, ikinci konuşmacı Tolga Akalın, üçüncü konuşmacı Koray Aydın, son konuşmacı ise Günay Kodaz oldu.

12.20: Meral Akşener konuştu

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar:

"Tehdide, baskıya, zorbalığa eyvallahım olmadı"

"5. Olağanüstü Kurultayımıza hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum. Çünkü bugün emaneti devretme günü. Hayatımın 30 yılını farklı dönemlerde, farklı mekanlarda, farklı imkanlarla siyaset sahnesinde çalışarak geçirdim. Siyasi kariyerim boyunca beni motive eden tek bir şey vardı; tü eğitim hayatımda beni yatılı okutan milletimize, cumhuriyetimize ve devletimize karşı vefa borcumu ödemekti. Bu uğurda 30 yıl boyunca, bir kadın olarak zorluklarla, iftiralarla, tehditlerle karşılaştım. Her devrin fırsatçılarıyla, ahlaksızlarıyla, zalimleriyle mücadele ettim. Ama içtenlikle söylüyorum ki, zihnim de vicdanım da hep rahat oldu. Çünkü kişisel bir hesabım olmadı, utanacak bir yaram, vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Tehdite, baskıya, zorbalığa eyvallahım olmadı. Allah şahit, toz zerresi kadar korkum da olmadı. Çünkü ecel, ne bir nefes evvel, ne bir nefes sonradır; buna iman etmişim.

"Zaman beni hep haklı çıkardı"

Rabbime şükürler olsun ki, bugüne kadar verdiğim tüm kararların, aldığım tüm tutumların, üstlendiğim tüm sorumlulukların hep arkasında durdum, bugün de durmaya devam ediyorum. Hani derler ya; hakla batılın arasındaki farkı tarih belirlermiş. Nitekim ben de buna hep şahit oldum. Kısa vadede olmasa da zaman beni en nihayetinde her zaman haklı çıkardı. Mesela; 28 Şubat'ta herkes korkudan susup otururken, ölümle tehdit edilmeme rağmen, vesayetçilere karşı tutum aldım ve haklı çıktım. Mesela; 2001 yılında herkes makam-mevki hayalleri kurarken, 'Türk demekten imtina edenlerle yol yürünmez' diyerek bir karar aldım, yıllarca sürecek bir iktidarın parçası olmamayı ben daha yolun başında seçtim. 'Devletle milleti barıştıracağız' diye gelenlerin, milleti birbirine küstüreceklerini ben daha en başında gördüm ve haklı çıktım. Mesela ;2010 yılında herkes 'yetmez ama evet' diyerek, demokrasi havarisi havalarında ortalıkta gezinirken, Türkiye göz göre göre ateşe atılmasın diye, iktidarın en tepesi de dahil olmak üzere önde gelenlerine bizzat gittim söyledim; 'yapmayın, etmeyin, bu garabet sizi de vuracak' dedim, sonucunda ise maalesef ki, milletimiz devletini sokaktan, köprüden toplamak zorunda kaldı ve haklı çıktım. Mesela; 2017 yılında devletimizin 'kerim' anlayışını ortadan kaldıran, milletimizi de ucube bir sisteme mahkum eden partili cumhurbaşkanlığı sistemi referandumuna 'hayır' demek için il il gezdim. 'Bu sistem Türkiye'yi uçuruma sürükler' dedim ve maalesef haklı çıktım. 2018'de, 2019'da, 2020'de ve nihayetinde 2023 yılında da 'milletle inatlaşılmaz' diyerek, hem iktidarı hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye'ye nefes aldırmak için yeri geldi feragatte, yeri geldi fedakarlıkta bulundum, yeri geldi herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum. Çok değil, daha geçen yıl söylediklerimi o günlerde hararetle reddedenler, şahsıma her türlü hakareti, iftirayı, hatta küfrü edenler, bugün benimle aynı şeyleri söylemeye başladılar. Hatta bazıları, kısık sesle de olsa, 'haklıymış' diyorlarmış, öyle diyorlar. Ne diyeyim; sabah şerifleriniz hayrolsun.

"Benim meselem, milletimizin çırak çıkmamasıydı"

Rahmetli İnönü'nün bir sözü var; Tarih kürsüsünden halinizi seyrediyorum... İşte ben de bugün bu arkadaşları acıyarak seyrediyorum. Benim meselem, benim haklı çıkmam değildi, milletimizin çırak çıkmamasıydı. Adaletsizliğin, hukuksuzluğun 5 yıl daha hüküm sürmemesiydi, Türkiye'nin 5 yılını daha kaybetmemesiydi.

"İYİ Parti'yi, iki kutba mahkum edilen Türk siyasetinin yaşam odası olması için kurduk"

Gelelim bugüne... Bildiğiniz gibi 31 Mart seçimlerine hür ve müstakil olarak girdik. Bu karar aslında bizim için fabrika ayarlarımıza dönmek demekti. Çünkü, biz İYİ Parti'yi, iki kutba mahkum edilen Türk siyasetinin yaşam odası olması için kurduk. Çünkü, biz İYİ Parti'yi, milletimize yeni bir seçenek kurmak için kurduk. Çünkü, biz İYİ Parti'yi, bir kişiye, bir zümreye ya da başka bir partiye kaldıraç olması, imkan sağlaması, kariyer basamağı olması için değil, ülkenin, milletin, memleketin istikbali için kurmuştuk. Dolayısıyla, hem kendimin hem de partimin bu kararının da arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın farkındaydım. İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla üzerimize gelineceğinin farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkınaydım. Taşın altına elini, gövdesini koyanların farkında olduğum gibi, o taşın bizi ezmesi için çalışanların da iştahla el ovuşturanların da elbette farkındaydım.

"Varlığımızı, onurumuzu, duruşumuzu pazarlık masalarına meze ettirmedik"

Ez cümle; aldığımız riskin elbette farkındaydım. İşte bu yüzden, bugüne kadar olduğu gibi bugün de Türkiye'nin alıştırılmış normallerinin dışında, sadece söz söyleme sırasında değil, bedel ödeme sırasında da en önde, karşınızda duruyorum. Bugüne kadar, kimseden bir beklentim olmaksızın bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da asla pişman olmadım. Bugün de pişman değilim. Çünkü, haklılığımızın elbet bir gün anlaşılacağını biliyorum. Ve bugün, üzerime düşen her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım. Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa, hiçbir sahtekarlığa girmeden, milletin sesini duyurmuş olmanın mutluluğuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti olarak, varlığımızı, onurumuzu, duruşumuzu pazarlık masalarına meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım.

İYİ Parti'yi kurduğumuz ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden mücadele etmenin gönül rahatlığıyla son kez karşınızdayım. Allah herkese böyle veda etmeyi nasip etsin.

"Biz bu günlere, çiçek bahçelerinden değil, mayın tarlalarından geçerek geldik"

Değerli dava arkadaşlarım,

Biz bu günlere, çiçek bahçelerinden değil, mayın tarlalarından geçerek geldik. Biz bu günlere, önümüze örülen tel örgüleri, barikatları, engelleri aşarak geldik. Biz bu günlere, önümüzü kesen kamyonlara, adressiz kurşunlara direnerek geldik. 25 Ekim 2017'de bir çarşamba sabahı, demirden dağları bile eriten kadim bir ateşin etrafında toplandık. Kutlu bir davada, İYİ Partimizin güneşinde buluştuk. 'Türkiye'nin çok yarası var, biz merhem olacağız' dedik. 'Türkiye'nin çok acısı var, biz dindireceğiz' dedik. 'Türkiye'nin çok derdi var, biz derman olacağız' dedik. 'Türkiye iyi olacak' diye yola çıktık. Sesi kısılan, sözü kesilen, iftiraya uğrayanların partisi olduk. Bir memleket meselesi dedik, il il, ilçe ilçe, köy köy dolaştık. Anadolu'nun partisi olduk. Esnafın, çiftçinin, emeklinin, kadınların partisi olduk. Gençler için gençlerle beraber olduk. Türk olmaktan gurur duyan ama Türkiye'de yaşayabilmek için çare arayan gençlerimizin partisi olduk. 'Devlete millet yakışır' dedik, hor görülen, duyulmayan, iradesi hiçe sayılan milletimizin sesi, partisi olduk. 'Türkiye tarih yazacak' dedik, her şeye rağmen gönlündeki umuda sarılanların partisi olduk, sesi olduk. 'Mecbur değilsin' dedik, tıpkı 25 Ekim 2017'de olduğu gibi 'yol bulamıyorsan, yol açacaksın' diyen cesurların partisi olduk. Hiçbir zaman bir yerlere sırtımızı dayayarak ilerlemedik, kirli pazarlıkların peşine düşüp ilkelerimizden taviz vermedik. Çünkü, mesele inanmaktı, mesele iddia sahibi olmaktı, mesele yeni şeyler söyleyebilmekti.

"Nereden geldiğinizi unutmayın"

Hatırlarsanız bu partiyi kurarken size 'nereden geldiğinizi unutmayın' demiştim. İyi niyetimize, vatan sevgimize rağmen nasıl zulme uğradığımızı, nasıl taarruz altına alındığımızı unutmayın, yokluklar içinde bir araya gelip nasıl ayakta kaldığımızı unutmayın, sırf bize oy veriyor diye ekmeğiyle oynanan, standı basılan ve hatta şiddete maruz kalan kardeşlerimizi unutmayın. Ben, hiçbir zaman unutmadım. Allah şahidim olsun ki, hiçbir zaman unutmayacağım.

"Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız"

Haksız olduğum için değil, söz verdiğim için bırakıyorum. Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti'yi sizlere bir ev, yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak, dağıtmak, çökmek isteyenlere müsaade etmedim. Artık bu evi siz koruyacaksınız. Bu evi artık ayakta siz tutacaksınız. Bu eve artık siz bakacaksınız.

Genel Başkan adaylarımıza başarılar diliyor, kurultayımızın hayırlı olmasını diliyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Allahaısmarladık."

12.11: Saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu

12.06: Kurultay Divan Başkanlığına Şükrü Kuleyin seçildi.

12.05: Kurultay Divan Başkanı ve Başkanlık Divanı seçimine ilişkin 140 imzalı önerge oylamaya sunuldu. Teklif, oy birliğiyle kabul edildi.

12.00: Bin 7 delegenin imzasıyla yeterli çoğunluk sağlandı, kurultay resmi olarak başladı.

12.00: Genel Başkan Yardımcısı Hakan Şeref Olgun, açılış konuşması yapıyor.

11.50: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener salona geldi.

31 MART seçimlerinde Türkiye geneli belediye başkanlığında yüzde 3.76, il genel meclislerinde yüzde 4.59 oy alan İYİ Parti, 5. Olağanüstü Kurultayı'nda yeni genel başkanını belirleyecek.

4 aday yarışacak

Kongre, Ankara'daki ATO Congresium'da yapılacak. Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, Grup Başkanı Koray Aydın, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz, genel başkanlık için yarışacak.

Atatürk ve Akşener'in fotoğrafı asıldı

Kurultay için delegelerin yerlerini almaya başladığı salona, Mustafa Kemal Atatürk ve Meral Akşener'in fotoğraflarının asıldığı görüldü.

İlk 2 turda çoğunluk sağlanamazsa, 3'üncü turda yeni genel başkan netleşecek

Parti tüzüğüne göre, genel başkanlık adaylığı için delegelerin yüzde 5'inin imzasını almak gerekiyor.

İYİ Parti tüzüğüne göre, genel başkanlık seçiminde ilk iki turda salt çoğunluk aranıyor. Yaklaşık 1300 delegenin yarısından fazlasının oyunu alan aday genel başkan seçilecek. İlk iki turda gerekli çoğunluk sağlanamazsa üçüncü tura geçilecek ve en fazla oyu alan iki aday arasından genel başkan belirlenecek.

Kurultayda hangi seçimler yapılacak?

Delegeler önce genel başkanı seçecek, ardından yetkili kurulları belirlemek için sandığa gidecek. 75 Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ile 18 Merkez Disiplin Kurulu üyesi seçilecek. Genel başkan seçilen kişi ilk olarak GİK içinden Başkanlık Divanını oluşturacak.

Pusula renkleri belli oldu

Birden fazla aday olduğu için her aday için ayrı pusula kullanılacak.

Pusula renkleri şu şekilde olacak:

Koray Aydın - Sarı

Müsavat Dervişoğlu - Mavi

Tolga Akalın - Beyaz

Günay Kodaz - Kırmızı

Adayların konuşma sıraları kura ile belirlenecek

Her adayın en fazla 40 dakika konuşma yapmasına izin verilecek. Adayların konuşma sıraları kurayla belirlenecek.

TOLGA AKALIN ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ

Öte yandan İYİ Parti Genel Başkan Adayı Mehmet Tolga Akalın, ikinci tur seçimlerine katılmayarak adaylık yarışından çekildi.